Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasına katılan Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Delcy Rodríguez, Guyana’nın tek taraflı talebine karşı Venezuela tarafından sunulan ilk itirazlara istinaden Lahey’de açıklamalarda bulundu.
Rodríguez’in Telesur muhabiri gazeteci Madelyn García’ya verdiği mülakat şöyle:
Telesur Muhabiri Madelyn García:
Esequibo ile alakalı olarak Venezuela tarafından sunulan ilk itirazların yer aldığı duruşma az önce sonlandı. Venezuela’nın savlarının neler olduğunu lütfen bizimle paylaşır mısınız?
Venezuela Cumhurbaşkanı Yardımcısı Delcy Rodríguez:
“Venezuela dışından da gelmiş olan üyelerimizle beraber tüm ekip olarak memnunuz.
Bugün bana temsilcimiz, tarihçi olmasının yanı sıra, Birleşmiş Milletler nezdinde Venezuela temsilciliğini üstlenen Büyükelçi Samuel Moncada ve müşterek temsilci olarak Prof. Dr. Delcy Rosales eşlik ettiler.
Ayrıca, Avrupa ve Latin Amerika’nın birinci seviye avukatlarıyla birlikte burada bulunuyoruz.
Doğruyu söylemek gerekirse ilk duruşmadan oldukça memnunuz; çünkü, Venezuela burada tarihsel bir gerçek olan Guayana Esequiba bölgesinin tek gerçek varisi olduğunu belirtti ve bu gerçeği savundu.
Guyana tarafından tek taraflı ve hiçbir anlamı olmayan talebe istinaden sunulan savları tamamen çürüttük.
Guyana’nın talebi, henüz Guyana bir Cumhuriyet olarak var olmadığı 1899 yılında verilen Paris Tahkim Heyeti Kararı’na dayanmaktadır.
O dönemde Guyana, Britanya Krallığı’nın bir kolonisiydi.
Ve bir Yüzyıl geçmiş olmasına rağmen Guyana, Birleşik Krallığın dünyaya karşı işlemiş olduğu tüm suçların: başka ülke topraklarını işgallerin, tacizlerin sorumluluğunu Birleşik Krallığın omuzlarından almaya yeltenmektedir.
Dünya ülkelerinin %90’ının kendi toprakları üzerinde yalnızca sömürgeci sebeplerle bir işgal ve sınır ihlaline maruz kaldığına dair açık kaynaklar mevcuttur.
O dönemde, bir hileyle kendi topraklarımız elimizden alındı.
Ve bugün, haritaların tamamen yanlış olduğunu, Birleşik Krallık (Britanya İmparatorluğu) ve Amerikan İmparatorluğu arasında tasarlanan ve Monroe Doktrini adı altında gerçekleştirilen bu hilenin nasıl tasarlandığını kanıtladık.
Kendi aralarında kurdukları suç ortaklığı aracılığıyla Venezuela’nın kendi topraklarından nasıl mahrum bırakıldığını gösterdik.
Örneğin, ABD eski Devlet Başkan Cleveland, zamanında Guyana’nın konumunun pek ehemmiyeti olmadığını ifade etmiş ve aslında Venezuela’ya karşı takındığı hukuksuz tavrını açıkça ortaya koymuştur.
Yanımızda getirdiğimiz ve bu toprakların 1777 yılından itibaren bize ait olduğunu kanıtlayan tarihi haritaları göstererek, hukuki argüman ve kanıtlarla tezlerini çürüttük.
Aynı zamanda hilelerini de gözler önüne sermiş olduk. Guyana, 2018 ve 2020 yıllarında gelerek, taraflar arasındaki Guayana Esequiba bölge ihtilafını çözmek için düzenlenen mevcut yegâne özel yasa olan Cenevre Anlaşması’nı tanımamak amacıyla tek taraflı bir talepte bulunamaz.
Bu sebeple memnunuz, zira avukatlarımızın her konuşması, argümanlarımızın her birini kanıtlar nitelikteydi.
Birleşik Krallık gibi müdahil taraflardan birinin mevcudiyeti olmadan 1899 Tahkim Heyeti kararının geçersizliğinin talep edilmeye çalışılması olağandışıdır.
1887 anlaşmasını kim imzaladı? Tahkim kararıyla sonlanan görüşme sürecine kimler dahil oldu?
Guyana Kooperatif Cumhuriyeti dahil olmadı; çünkü, tekrar ediyorum, o dönemde bir Cumhuriyet olarak var olmuyordu.
İşte bu yüzden Guyana’nın Venezuela’ya karşı talebi, anlamı olmayan bir taleptir.
Guyana’yı uluslararası hukuka, Cenevre Sözleşmesi’ne saygı göstermeye, ülkelerimiz arasındaki iyi komşuluğu teminat altına alacak bir çözüm bulmak üzere müzakere masasına geri dönmeye davet ediyoruz.
Venezuela daima yürüttüğü Barışçıl Bolivarcı Diplomasisi ile tanınmıştır; Venezuela her zaman barışı bir bayrak olarak taşımıştır ve iyi komşuluk ilişkilerini, hoşgörüyü savunmaya devam edecektir.
Venezuela, Uluslararası Ceza Mahkemesinden, barışı yönetmesini, ülkelerimiz arasında siyasi çekişmeler olmamasını güvence altına almasını ve bölgemizin siyasi huzurunun bozulmamasını talep etmiştir.
Bu Saygıdeğer Mahkeme’ye gelmeden dakikalar öncesine kadar Venezuela Cumhurbaşkanı ile hep iletişim halindeydik ve Venezuela’nın tarihi haklarının savunulmasına dair her yaklaşımı gözden geçirdik.
Telesur Muhabiri Madelyn García:
Sayın Başkan Yardımcısı, Guyana’nın bu mahkemedeki amacı nedir? Belirli bir ölçüde hukuki güvenlik elde etmek olabilir mi? Bölgede uluslararası şirketlerin özellikle hidrokarbon ve doğal kaynaklar alanında faaliyet gösterdiğine dair ihbarlar mevcut, sizce sebep bu olabilir mi?
Venezuela Cumhurbaşkanı Yardımcısı Delcy Rodríguez:
“Kesinlikle, Guyana öncelikle sorumluluğu Birleşik Krallığın üzerinden almaya çalışmaktadır. Böyle bir durum imkansızdır, zira Birleşik Krallık bu hususta uluslararası bir sorumluluğa sahiptir ve Venezuela’nın topraklarından mahrum edilmesiyle yüzleşmek zorundadır.
Ancak bunun birlikte, Guyana, büyük uluslararası enerji şirketlerinin çıkarlarına hizmet etmek uğruna Cenevre Anlaşması’nı ihlal etmiştir.
Bölgenin zapt edildiği zamanlarda asıl bahane, bu topraklardaki büyük doğal kaynak ve mineral rezervleriydi ve günümüzde bu bölgede fosil enerji kaynaklarının var olduğunu biliyoruz.
Guyana’nın ağır bir şekilde ihlal etmekte olduğu 1966 Cenevre Anlaşmasını, çevreye verilen korkunç zararı ve doğaya vurulan darbe sebebiyle değerlendirme yapılması çağrısında bulunduk.
Bu minvalde, büyük oranda dengesi bozulan ve artık geri dönüşü olmayan bir noktada, insan türünün gelecekteki varlığını ciddi şekilde tehdit eden doğanın korunmasının uluslararası bir endişe halini aldığı COP27 zirvesine katılan Cumhurbaşkanımız Nicolás Maduro da Mısır’dan henüz döndü.”
Telesur Muhabiri Madelyn García:
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, enerji çıkarları haricinde burada jeopolitik çıkarlar da söz konusu olabilir mi?
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Delcy Rodríguez:
“Aslında o dönemde, Venezuela’nın ayrıcalıklı coğrafi ve jeopolitik konumu dolayısıyla Britanya İmparatorluğu kendi jeopolitik çıkarlarını gözetiyordu. Bununla birlikte, kuşkusuz ekonomik çıkarları da vardı ve olmaya da devam ediyor.