CHP’nin gelecek hafta sonu yapılacak tüzük kurultayı öncesi İstanbul İl Danışma Kurulu toplantısı bugün İstanbul Kongre Merkezi’nde yapıldı. Toplantıya CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’nin eski genel başkanları Hikmet Çetin ile Altan Öymen, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, CHP’li milletvekilleri, belediye başkanları, yöneticiler, partililer katıldı.
İstanbul İl Danışma Kurulu toplantısına katılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Siyasi partiler, parti içi demokrasi olmadan olmaz”
Böyle bir süreçte, 4 Eylül günü Sivas’ta başlıyoruz. Sivas’ta CHP’nin büyük değişim kurultayının açılışını gerçekleştiriyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, partinin kuruluş dilekçesinin verilmesinden sonra yapılan ilk kongrede 15-22 Ekim arasında, Ankara’da açılış sırasında yapılan anonsa itiraz etmiştir. Demiştir ki ‘Bu bizim birinci kurultayımız değil, ikincisi. Birincisini 4 Eylül 1919’da, Sivas’ta yapmıştık.’ Bu, öyle boşa söylenmiş bir söz değildi. Bu, iki büyük eserinin de hareket noktasının Sivas olduğunu söyleyen, yani CHP’nin kuruluşunu ve oradaki tartışmaları, fikirleri, üretilen fikirlerin toplumsal rızaya dönüşme sürecini her şeyin önüne koyan bir tespitle başlamıştır. Çünkü demokrasi, siyasi partiler olmadan olmaz. Siyasi partiler, parti içi demokrasi olmadan olmaz. Ve bunların hepsini birden sağlayabilmek için de toplumların anayasaları ne ise siyasi partilerin de anayasaları, iç sözleşmeleri olan tüzükleri, demokratik olmadan söylenecek hiçbir sözün önemi yok.
“Birileri bekliyor ki birbirimize düşeceğiz ve onları kötü yönetimlerine rağmen sorumluluklarıyla baş başa bırakacağız. Yok öyle yağma”
Parti içi demokrasiden nasibin almayanlar, tartışmak nedir, birlikte konuşmak nedir ve alınan kararlarda çoğunluk değil, çoğulcu bir anlayışla yol yürümek nedir bilmeyenler, içinde bulunduğumuz sürecin partimiz kadar Türkiye için de ne kadar kıymetli olduğunu idrak edemezler. CHP, 4 Eylül günü Sivas’ta başlatıp 9 Eylül günü partinin 101’inci kuruluş yıl dönümüyle birlikte taçlandıracağı süreç, Türkiye’ye demokrasi vadedenlerin önce o demokrasiyi kendi içinde perçinlemek istediklerini görmelidirler. O salondan birlik, beraberlik, mutabakat, azim, kararlılık ve coşkuyla çıkacak olanların bunu dalga dalga 81 ile, 973 ilçeye taşıyacaklarından; o salondan Türkiye’ye bir iktidar umudu, iktidar değişikliği bekleyen Türkiye’ye bu konuda kararlı, özgüvenli, inançlı bir ses yükseltecek olacaklarını görmüyorlar. Birileri bekliyor ki tartışacağız, kendi içimize düşüp onların yakasını bırakacağız, milletin meselelerini konuşmayı, Türkiye’nin gerçek gündemini takip etmeyi, siyasetin gerçek gündemini belirlemeyi bırakacağız. Bekliyorlar ki birbirimize düşeceğiz ve onları kötü yönetimlerine rağmen sorumluluklarıyla baş başa bırakacağız. Yok öyle yağma. Biz biriz, beraberiz, kararlıyız. Hep birlikte bu ülkeyi yönetmeye geliyoruz.
“İstanbul’un önerileri tüzük komisyonunda yer alacak”
5’inde oluşturulan tüzük komisyonu Ankara’da son toplantısını yapıp 6’sında sabahleyin açılışla birlikte tam gün tüzüğümüzün son şeklini hep birlikte vereceğiz. O toplantıya resmen aralık ayında yolladığımız bir çağrı yazısıyla ama fiilen nisan ayının 10’undan beri mahallelerden, ilçelerden, illerden, sivil toplum örgütlerinden, akademiden, dünyadaki siyasi akrabalarımızdan katkılar alıyoruz. Az önce Ekrem Başkanın vurguladığı gibi, bir metnin iyi olması için ortak akılla üretilmesi; hele hele meşru olabilmesi için ortakların sahiplenmesi ve o demokratik sürecin bir parçası olmaları gerekir. Geçmişte yapılan çok kıymetli çalışmalar, önümüzdeki dönemde bu toplantının katkıları ve çıktılarıyla birlikte somutlanıp temsil edildikleri tüzük komisyonunda İstanbul’un önerileri olarak yer alacak.
“7-8 Eylül’de program kurultayı toplantıları yapacağız”
Tüzük kadar önemsediğimiz ve heyecan duyduğumuz bir diğer kısım ise 7-8 Eylül tarihlerinde başlatacağımız program kurultayı toplantılarıdır. 7-8 Eylül günlerini; en az altı ay sürecek, hazır olduğumuzda kurultayımızı çağıracağımız ve CHP’nin iktidar perspektifini, iktidar hedefini adeta gelecekteki hükümet programını ortaya koyabilecek; bugünü gören, dünyayı gören ve geleceğe CHP’nin bu ülkeyi nasıl yöneteceğini tarif edecek olan programımızı hep birlikte şekillendireceğiz. 7 ve 8’inde oluşturulacak 20 farklı çalışma ekibinde, hangi delegemiz hangi konuya katkı vermeyi kendine yakın hissediyorsa orada olacak. Ardından Türkiye’ye açılacağız. 81 ile gideceğiz. Yüzlerce ilçeye gideceğiz. O ilçedeki meslek kuruluşlarıyla, sivil toplumla, kanaat önderleriyle, halkın kendisiyle bir araya geleceğiz ve CHP iktidarında ne beklediklerini dinleyeceğiz. Kendi birikimimiz, siyasi duruşumuz, gelecek hedefimiz üzerinden bunlara hazır olan önerilerimizi ya da bulmamız gereken çözümleri geliştirip bunların her birini kağıda döküp bir ortak metni hazırladığımızda kurultayı bir kez daha çağırıp o kurultayda CHP’nin ikinci yüzyıl programını ortaya çıkaracağız.
“Kötü niyetin parçası olmaya kalkanların CHP iktidarıyla kesişen bir duyguları yoktur”
Bir tarafta da biz bu motivasyonda, bu kararlılıktayken bizim karşımızda çaresizce ama birtakım kurnazlıklarla bizi başka tartışmaların içine çekmek isteyenler var. Bunlardan ortaya atılan tartışmalara istemeden, fark etmeden, eski alışkanlıklarla, reflekslerle katılanlara bir şey demiyorum. Ama bu kötü niyeti görmeyip de o kötü niyetin bir parçası olmaya kalkanların bu salonla da bu partinin gelecek umuduyla da bu ülkenin hak ettiği CHP iktidarıyla da kesişen bir duygularının olmadığı da açıktır. O duygusuzluğu da kökünden reddediyorum.
İstanbul İl Danışma Kurulu’nda konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu ise “Bu hazırlık bir iktidar hazırlığıdır. Bu hazırlıkta boşa harcayacak içe dönük, halktan uzak gündemlere ayıracak tek bir dakikamız bile yoktur. Birbirimize vakit ayıralım, konuşalım, halleşelim, helalleşelim, konuşalım ama bütün bu konuşmalar kendi içimizde ve aramızda suhuleti sağlamak, işbirliğini oluşturmak adına kaliteli bir süreç şekliyle ilerlesin” dedi.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de “CHP yöneticileri, örgütümüz iktidara kilitlenmiş durumda… Hangi makamda olursak olalım, parti içi süreçleri kendi içimizde değerlendirip tek bir hedefe odaklanmalıyız. Tek bir parolamız var: İktidar iktidar iktidar” diye konuştu.