Dördüncü Uluslararası Güvenlik ve Strateji Forumu’nda konuşan Le, “Tüm dünyayı etkileyen Ukrayna krizi, aynı zamanda Asya-Pasifik’teki duruma bakmamız için bir ayna sağlıyor” dedi.
Xinhua’da yer alan habere göre Asya-Pasifik’in dünya barışı ve istikrarı için bir çapa, dünya çapında büyüme için bir motor ve uluslararası işbirliğinde yeni bir hız belirleyici olduğunu söyleyen Le, “Böyle ümit veren bir durum kolay oluşmadı ve bunu her tarafın el üstünde tutması gerekiyor” dedi. Le bölgedeki tüm ülkeleri, barışı korumaya ve bölgesel huzuru bozmamaya, birbirine saygı göstermeye ve başkalarının iç işlerine nedensiz bir şekilde müdahale etmemeye, dayanışma ve işbirliğini teşvik etmeye, bölünme ve çatışma yaratmamaya, bağımsızlık ve kendi gücünün peşinden gitmeye ve başkalarının bizim geleceğimize karar vermesine olanak sağlamamaya çağırdı. Le, “Çin, kalıcı barışı, ortak kalkınmayı ve açık bölgeselciliği teşvik etmek ve ortak bir geleceğe sahip Asya-Pasifik toplumu için daha parlak ümitler yaratmak amacıyla gerçek anlamda çok taraflılık bayrağı altında Asya-Pasifik’teki tüm ülkelerle birlikte çalışmaya hazırdır” dedi. Ukrayna’daki krizin başlamasından bu yana, Çin’in barış için diyaloğu teşvik etmek için aktif olarak çalıştığını ve barışa desteğini dile getirdiğini söyleyen Le, ülkesinin müzakereler için de elinden gelenin en iyisini yaptığını belirtti. Le, “Avrupa kıtası dünya barışı için kritik öneme sahip bir bölge. İki dünya savaşıyla bozuldu ve Soğuk Savaş’tan sonra da huzurlu değildi. Şimdi savaşın alevleri yeniden güçleniyor. Bu gerçekten çok üzücü ve daha da önemlisi, bizleri derinlemesine düşünmeye sevk etmesi gerekli. Alınan ders zor ve acı verici. Ve temel neden Soğuk Savaş zihniyetinde ve güç siyasetinde yatıyor” dedi.
Le, kimsenin kendi mutlak güvenliğini aramaması gerektiğini söyledi ve NATO’nun “doğuya doğru bir santim bile ilerlemeyeceğine” söz vermesinin ardından bu sözünden dönmemesi ve sınırlarını doğuya doğru bin kilometreye kadar zorlamaya devam etmemesi gerektiğini belirtti; böyle bir mutlak güvenlik arayışının aslında mutlak güvensizliğe yol açacağını ifade etti. “Blok siyaseti ve grup çatışması reddedilmelidir” diyen Le, askeri blokun Soğuk Savaş’tan kaldığını da sözlerine ekledi. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte NATO ile Varşova Paktı’nın birlikte tarihe gömülmeleri gerektiğini ancak NATO’nun dağılmak yerine güçlenip genişlemeye devam ettiğini ifade eden Le, “Bu yolda ilerlerken sonuçları iyi tahmin edebiliriz. Ukrayna’daki kriz sert bir uyarıdır” dedi. Küreselleşmenin “silahlanmaya” dönmemesi gerektiğini söyleyen Le, “Çin, uluslararası hukukta da, Güvenlik Konseyi’nin yetkisinde de temeli bulunmayan tek taraflı yaptırımlara başından beri karşı çıktı. Tarih defalarca göstermiştir ki sorunları çözmek yerine yaptırımlar uygulamak, “yangına körükle gitmek” gibidir ve sadece işleri daha da kötüleştirecektir. Yaptırımların kötüye kullanılması, bütün dünya için kötü sonuçlar doğuracaktır” dedi. “Küçük ülkeler piyon olarak kullanılmamalı” diyen Le bazı büyük ülkelerin çatışmaların içine girmek ve kendilerine zarar vermek istemediklerini, bu yüzden de küçük ülkelere boş vaatlerde bulunduklarını, küçük ülkeleri maşa olarak kullandıklarını ve hatta onları vekalet savaşlarına alet ettiklerini belirtti.
Le, “NATO’nun doğuya doğru genişlememe taahhüdü bu krizi kolaylıkla sona erdirebilir ve acıları durdurabilirdi. Bunun yerine, kendi silah tüccarlarının, bankacılarının ve petrol krallarının savaştan bir servet kazanmasını izleyerek alevleri güvenli bir mesafeden körüklemeyi tercih etti. Küçük bir ülkenin halkına, savaş nedeniyle iyileşmesi yıllar alacak yaralar bırakılması çok büyük bir ahlaksızlık ve sorumsuzluktur” diye konuştu.