İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, KRT TV özel yayınında Çiğdem Akdemir’in konuğu oldu.
Meral Akşener, Akdemir’in gündeme dair sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanlığı adaylığına değinen Akşener, “Cumhur İttifakı bizim adayımızı çok merak ediyor. Seçim yasasının bile benzer bir amaçla geçtiğini düşünüyorum. Cumhur İttifakı’nın adayı Sayın Erdoğan ise eğer, bunu Erdoğan’ın azından duymadım sadece Bahçeli söylüyor; Erdoğan ve arkadaşları rakibini merak ediyor ise derhal bir seçim kararı alsınlar biz de derhal açıklayalım. Masada hiç Cumhurbaşkanı şu mu olsun bu mu olsun diye hiç konuşmadık. Bunu da arkadaşlar zaten paylaştılar” dedi.
Akşener, son günlerde gündemde olan Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili soruya, “Ben Sayın Mansur Yavaş’ın adının anılmasından gurur duyarım çünkü belediye seçimlerinde ittifakın adayıydı. İyi hizmet yapmasından, popülerliğinden isminin anılmasından onur duyarız. Eğer Cumhur İttifakı merak ediyorsa hemen seçim kararı alsınlar 13. cumhurbaşkanı kim olacak öğrensinler. Yüreğiniz yetiyorsa getirin sandığı” dedi.
Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
ALP EMEÇ’İN TUTUKLANMASI
Şu anda arkadaşlarımız takip ediyor. Pazartesi günü daha net cevaplar alacağız annesi ile iletişim halindeyiz. Genç avukatlar var partimizin bünyesinde ben de takip ediyorum. Bu kadar da olmaz artık. Sayın Erdoğan’ın bir durumu var Cumhurbaşkanı ve AKP genel başkanı şapkası.
2017 o zamanlar partimiz yoktu. O zamanlar bu günleri anlatarak anlattık ama sonuç farklı oldu. 4 senedir bu ucube sistemle beraberiz. Bu ucube sistemin bu ülkeye yaşattıkları… Alp genç bir çocuk. O atasözünü sonra silmiş. Siz nasıl kaydediyorsunuz bunları. Düşe düşe 20 yaşındaki çocuğa mı düştünüz. Ramazan günü günahtır. Böyle bir sistemin içinde hem Cumhurbaşkanı hem Genel Başkan, muhalefet; sivil siyasi, insanlar derdini espri ile bile söyleyemiyor.
Ekonomi Bakanı “açım” diyen insana sabret diyor. Herhangi bir konuda ihtiyacı olan derdini söylemeye kalkışana ya nankör ya terörist ya hain… Türk tipi partili Cumhurbaşkanlığı hikayesinin sonu. Bir tweet atılmış silinmiş. Bu nedir ya!..
“BENİM EVİM BASILDI, HER TÜRLÜ HAKARET KÜFÜR EDİLDİ”
Benim evim basıldı, herkesin göz önünde gece 11:30’da her türlü hakaret küfür edildi. Mahkemeye gitti. Başbuğun sözü var “Mim koymak diye” ben her türlü yanlışa mim koymak için mahkemeye gidiyorum, hiç sonuç alamadım.
Öyle çirkin şeyler oldu ki… Ben İçişleri Bakanı olduğumda bana birisi bir şey göndermiş benden de teşekkür gitmiş. O zaman mail yok imzalı kağıt gitmiş. Bir baktım ben imza benim değil. Dümdüz bir teşekkür kağıdı antetli kağıt değil. Bu sahtekarlık dedik mahkemeye gittik. Mahkeme benim imzamı alacak. Ne oldu biliyor musunuz? Resmi bir evrak değil gerek yok denildi. Ama bu kağıdı alan sallaya sallaya geziyor…
ADAY TARTIŞMALARI: KONU ERDOĞAN DEĞİL, SİSTEMİN BOZUKLUĞU
Sayın Uysal benden Sayın Kılıçdaroğlu’ndan ve diğer genel başkanlardan ziyaret istedi. Önerilerini bizimle paylaşacak. Gündem maddeleri oluyor. Onu bilerek gidiyoruz. Arkasından bunları karara bağladığımızda bir metni sizlerle paylaşıyoruz. Önce Uysal ne önerecek bilmiyoruz. Ondan sonra sizlerle paylaşırız. Bizim sistemimiz zaten maddelerle ilgili kendi içimizde toplantılar yapıyoruz birkaç ekip çalışıyor, böyle bir hazırlıkla gidiyoruz.
Cumhur İttifakı bizim adayımızı çok merak ediyor. Seçim yasasının bile benzer bir amaçla geçtiğini düşünüyorum. Cumhur İttifakı’nın adayı Sayın Erdoğan ise eğer, bunu Erdoğan’ın azından duymadım sadece Bahçeli söylüyor; Erdoğan ve arkadaşları rakibini merak ediyor ise derhal bir seçim kararı alsınlar biz de derhal açıklayalım. Masada hiç Cumhurbaşkanı şu mu olsun bu mu olsun diye hiç konuşmadık. Bunu da arkadaşlar zaten paylaştılar.
“YAVAŞ’IN ADININ ANILMASINDAN GURUR DUYARIM”
Sayın Yavaş’ın adının anılmasından gurur duyarım çünkü ittifakın adayı. İyi hizmet yapmasından, popülerliğinden isminin anılmasından onur duyarız. Merak ediyorlarsa hemen seçim kararı alsınlar 13. Cumhurbaşkanı kim olacak öğrensinler. Boy ölçüsü almanın yolu sandıktır. Sandıkta millet alır. Yüreğiniz yetiyorsa getirin sandığı.
Bir şey gözden kaçıyor. Bu ucube sistemin değiştirilmesi Türkiye’de adaletin gerçekleşmesi için bu tek adam sisteminin kaldırılması için elbette Cumhurbaşkanlığı seçimini almalıyız. Aynı zamanda Meclis’te de çoğunluğu almalıyız. Erdoğan’ın gerçeklikten kopmasına neden olan yetki düzeni. Bu sistemin aynısını seçmeyeceğiz biz.
Biz o yetkileri şu kadar kullanacak birini seçmeyeceğiz. O yetkiler Türkiye’yi bu hale getirdi zaten. Erdoğan tadını çıkara çıkara kullanıyor o ayrı, konu Erdoğan değil sistemin bozukluğu. Ben genç bir grupla beraberdim, ağlayım mı bilemedim gencecik bir çocuk bana “Gençliğimizi elimizden aldılar” dedi.
En kısa sürede parlamenter sisteme geçecek bir yol tutacağız. Çoğunluğu kazandığımız Meclis’le tek adamın sonsuz yetkilerinin büyük bölümünü Meclis’e bırakacağız. Temel sorun bu rejimdir, sistemdir. Bizim güçlendirilmiş parlamenter demokrasiye geçişimize dair iddia ile yola çıktığımız bir seçim bu. Var sayalım Allah korusun kazanılamadı, bir sonraki seçimde Sayın Erdoğan’ın yerine geçecek adamı konuşuruz.
”24 MİLYAR ‘ŞAK’ DİYE HARİRİ’YE GİTTİ, TEK ADAMLA BÖYLE PARALAR HARCANIR GİDER”
O sistemin değiştirilmesine dair bir cümle daha kuramayız bu ülkede. Bir yazı ile bu ülkenin 24 milyarının Haririlerin cebine gitmesine, çocukların gençliğinin ellerinden alındığı sistem… Bir dakikada 24 milyar aile dostu Hariri’nin cebine konuldu. 7 milyona yakın derin yoksul çocuk var bu ülkede. 26 milyar lira tutan bir projemiz vardı. Çocuklarımızın kahvaltı yapabileceği… bu düzenden kurtulmanın bedeli 26 milyar lirayken 24 milyar şak diye Hariri’ye gitti. Tek adamla böyle paralar harcanır gider.
Bakın hepiniz fakirleştiniz. Dün orta sınıf bir insansanız son zamlardan sonra doğalgaz, elektrik, kira bundan bir yıl evvel belki tatil için zevkiniz için kenara para koyabilirken, şu an itibariyle maaşınız alım gücünde en az yüzde 60 oranında ki bu TÜİK’in rakamı düşüşle beraber; siz ortanın bir altında vatandaşsınız.
“BİN 500 LİRA EMEKLİ MAAŞI ALANLAR GÖRDÜM”
Açlık sınırı 4 kişilik bir aile için 4 bin 927 lira. Yoksulluk sınırı 16 bin lira…
Emeklilerden çok geri bildirim aldık bayramda çok sıkıntı çekiyorlar. 4 bin gibi bir bayram ikramiyesi versin diyorlar.
Bin 500 lira emekli maaşı alanlar gördüm. Bunu 2 bin 500 liraya çıkardılar ama ısrarla söylüyorum; en düşük emekli maaşı asgari ücret kadar olmalı. Bu arada asgari ücret de güncellenmeli tabii. Biz ısrar ediyor ama sizler de söylerseniz daha iyi olur.
”’ADAY KİMDİR?’ DEMEK YERİNE BANA BAZI İSİMLERİ SÖYLÜYORLAR”
Şimdi ben aday olmadığımı açıkladığım için bana ‘Aday kimdir?’ demek yerine bana bazı isimleri söylüyorlar. Mansur Bey’in bize bir şey izah etmesi gerekmiyor… Kendisi açık açık bilgisi olmadığını söyledi. Biz gurur duyarız belediye başkanımızın yakıştırılmasına. Cumhur İttifakı’nın arzu ettiği, o altılı masada bir fitne çıkmaz. Benimle yaptığı görüşme normaldi. Zaten yarım saatlik bir görüşmeydi ve iki genel başkandan da randevu istemişti.
“CUMHUR İTTİFAKI HER CIVIKLIĞI YAPTI”
Şöyle bir durum oldu; Sayın Kılıçdaroğlu hepimizi 12 Şubat için davet etti. Önce Sayın Davutoğlu ile görüşme yaptım sonra Kılıçdaroğlu ile Davutoğlu görüştü. Sonra biz Sayın Davutoğlu, Sayın Kılıçdaroğlu ve ben bir araya geldik.
Parlamenter sistem çalışması bitmişti, Sayın Kılıçdaroğlu hepimizi davet etti. Bu çalışmanın her kademesini hem GİK, hem Divan hem de vekillerin gözetiminden geçirdik.
O metin için toplandığımız masada tarihini yerini ve yöntemini saptadık. Benim endişem şu; bizim Cumhur İttifakı bileşenleri, gazeteciler, siyasiler elinde. Sayın Erdoğan’ın elinde. Ben burada muhalif gazeteci, aydın gazeteci bahsetmiyorum; siyasetten bahsediyorum.
Bu magazin haline gelmemeli. Şu anda bizi yöneten iktidarın en önemli problemi ciddiyetsizlik. Her şey ciddiyetini kaybetti. Ciddiyet çok önemli bir kavramdır; işini yapmak demektir. Nasıl oturulacağına dair bir mavra başladı. 6’lı masadaki beyanat verecek durumda olan her arkadaşa oturma düzeni soruldu.
Cumhur İttifakı birleşenleri ayakkabı numarasına kadar her cıvıklığı yaptı. Çok önemli bir işi magazinel hale getirmek; bizim dikkatli olmamız gereken nokta burası.
İçeriğin tartışılması gerekiyor. Bu tür meselelerin yapılmasına engel olamazsak iş cıvır ki amaçları bu zaten. O zaman seçmenimize bunu doğru anlatma şansımız ortadan kalkar.
“CEMAL KAŞIKÇI DAVASI NE OLDU, BAY KRİZ?”
Sayın Soylu bir televizyon programında 10 bin dolar para alan bir siyasetçiden bahsetti, savcılığa verecekti; tık yok.
2019 31 Mart’ta Sayın Soylu, Temel Bey’le birlikte benim Kandil’le bir sözleşme imzaladığımızı söyledi. Bizim savcılığa verilmemiz lazım…
Usta bir içişleri bakanının böyle bir iddiayı delillendirmesi lazım. Benim de şöyle bir sorum var Sayın Erdoğan’a; Cemal Kaşıkçı davası ne oldu Bay Kriz. Neler söylemiştiniz. BAE’nin 15 Temmuz’un finansörü olduğunu söylediniz.
Bugün kankisiniz. Yanıltıldınız mı, bileğinizi mi büktüler, Yalan mı söylediniz? Ne oldu? İsrail’le de kanka oluyorsunuz. Neden oluyorsunuz demiyorum. Ağır ağır konuşup sonra başınızı öne eğerseniz bunun arkasındakini biz sorarız.
Siz hakimlere savcılara MİT’e talimatlar veriyorsunuz grup konuşmasında, “Sonuna kadar gideceksiniz” diye. Ne oldu ki bu mahkeme bitti, Suudi Arabistan’a bu dava bırakıldı. “Şunu yapacağım” demelerin nasıl tam tersini yapmışsa Rahip Brunson gibi…
Yani büyükelçiliğe gönderilen bir evrak; bu çok ayıp yani, biz Süleyman Bey’e alıştık, o konuşur gider…
Onun için de bu Cumhurbaşkanlığı seçimini alacağız bu ucube sisteme son vereceğiz, milletimizin oylarıyla.
İTTİFAK TARTIŞMALARI: İLGİNÇ BİR BİÇİMDE BİZİM YERİMİZE YİNE YANDAŞ KANALLARDA KONUŞULUR OLDU
İttifak denilen olgunun artıları eksileri kalktı. Bir çerçeve düşünün, siyasi partiler biz ittifak olduk diye bildirdiler. 24 Haziran’daki ittifakı anlatalım. Biz daha küçük bir partiydik, Demokrat Parti bizden seçime girdi. Saadet Partisi hem kendi amblemiyle girdi hem de listelerden girdi. Ben size sonuçlarını söyleyeyim. Bizim ve Saadet’in oylarından; 21 milletvekili fazla çıkardık. Biz de 4 milletvekili fazla çıkardık. Oyların birbirine yazılmasından.
Bu kanun geçer geçmez ittifakların birbirine olan faydası ortadan kalktı. Bu Cumhur İttifakı için de geçerli. Bu kanun geçti, yeni kurulan partiler var 6’lı masada. Bu partilerin durumlarının ne olacağına dair… 24 Haziran’ı almış olsak ittifak devam edecekti ama herkes yoluna gitti. 31 Mart için bir teklif sunduk biz birlikte hareket ettik. 2 parti olarak 31 Mart seçimine gitti.
Şimdi Cumhurbaşkanlığı seçimine doğru gidiliyor. 31 Mart’taki bu sinerji… Bir şey oldu, Cumhur İttifak bileşenlerinin de durumu yönetmelerinin önüne geçtik. Bu ucube sistemden kurtulabilmek açısında bir faydası oldu.
İYİ Parti zor şartlarda kuruldu, kurulmamış olsa bir bugün neyi konuşuyor olacaktık? Bu altılı masada 2 siyasi parti yakında kuruldu, biz de 4,5 yıllık bir partiyiz. Nasıl kazanılır bu ayrı ve parlamentoda ne kadar fazla vekil çıkarırız. Kim gelecek nasıl seçilecek, ilginç bir biçimde bizim yerimize yine yandaş kanallarda konuşulur oldu.