Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in Halkların Demokratik Partisi (HDP) hakkında AYM’de kapatma davası açılması için başvuru yapması üzerine HDP Merkez Yürütme Kurulu ( MYK) olağanüstü toplandı.
HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın da katıldığı toplantıda, milletvekilliği düşürülen Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun durumu ve HDP’ye açılan kapatma davası ele alınıyor.
MYK toplantısına ara vererek mevcut durumu değerlendirmek üzere basının karşısına çıkan Buldan ve Sancar’ın açıklamalarında şu başlıklar öne çıktı:
SON 5 YILDA HDP ÜZERİNDEKİ ŞİDDET VE BASKI DERİNLEŞTİ: (Pervin Buldan) Son 5 yıldır HDP üzerinde engelleme ve şiddet politikaları devam ediyor. Her türlü engellemeye karşı bizler her zaman olduğu gibi demokrasi mücadelesi dışında bir yerde değiliz. Biz parti olarak yaşadığımız bu coğrafyada her türlü bedeli ödeyen ama halkın yanında siyaset yapan, bize bu baskıyı uygulayanlara karşı asla boyun eğmeyen pozisyonda olduk. Partimizin milletvekilleri cezaevine atıldı, belediye başkanları görevlerinden alınarak yerlerine kayyumlar atandı. HDP tüm bunlara rağmen parlamentoya güçlü bir şekilde girmeyi başardı. Bugün Selahattin Demirtaş ve Fiden Yüksekdağ başta olmak üzere birçok arkadaşımız cezaevlerinde. Türkiye cezaevlerinde sadece HDP’liler değil yazarlar, aydınlar, bu ülkenin çocukları ve gençleri var. Bir basın açıklamasına katıldığı için bugün cezaevlerinde birçok insan var.
İKTİDARIN MECLİSE BOMBA YAĞDIRANLARLA BİR FARKI YOK: Dün Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçecek iki gelişme yaşandı. Kocaeli milletvekilimiz Ömer Faruk Gergerlioğlu, bir haberi retweet etmesinden kaynaklı bir cezaya çarptırıldı ve milletvekilliği düşürüldü. Bu tam bir darbe anlayışıdır. Bugünkü iktidarın küçük ortağıyla birlikte 15 Temmuz’da Meclis’in çatısından bomba yağdıranlarla hiçbir farkı kalmamıştır. Çünkü bu da bir darbedir. AKP’nin iki dudağı arasından çıkacak bir söz ve talimat kararıyla milletvekillerimizin vekilliğinin düşürüldüğüne bir kez daha tanıklık ettik. Gergerlioğlu ve diğer arkadaşlarımız halkın vekilleri olmaya devam edecekler.
OY VERENLERİN SAYISI 6 MİLYONDU 12 MİLYON OLDU: Partimize kapatma davası açılması yine bir darbe hukukunun ortaya konması demektir. Bu ülkenin toplumsal barışa, demokrasiye, adalete olan ihtiyacı, ve iktidarın getirdiği sefalete dur demek HDP’nin birinci görevidir. Dün akşamdan bu yana bize oy verenlerin sayısı 6 milyondu, 12 milyona yükseldi. Bizim oy oranımız yüzde 11 civarındaydı, dün akşamdan sonra yüzde 20’lere yükseldi. Biz buradayız.
SAYIN ÖCALAN’LA HİÇ VAKİT KAYBETMEDEN GÖRÜŞME SAĞLANMALI: Sadece Sayın Öcalan değil, tüm Türkiye tecrit altına alınmak istenmektedir. Tecrit bir insanlık sucudur ve Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit, bu ülkenin barışına katkı sağlamayacaktır. Ne yaparsanız yapın, biz inandığımız yolda yürümeye devam edeceğiz. Hiç vakit kaybetmeden İmralı Adası’nda Sayın Öcalan’la bir görüşme yapılmalı.
DEMOKRASİ GÜÇLERİNE ÇAĞRI: Tüm demokrasi güçlerine bir çağrım var: Bugün bize yapılan yarın mutlaka size yapılacaktır. Bu hukuksuzluklara karşı durmak hepimizin sorumluluğudur. AKP hükümetine, önünüzdeki seçimlerde konulan sandıkta elbette dersini vereceğiz. Bu ülkede hiç kimsenin haksızlığa uğramayacağı, cezaevlerinde hukuksuz tutuklamaların kalmaması bizim görevimizdir. Hiç kimse enseyi karartmasın, şüpheye kapılmasın. HDP var olduğu sürece demokratik süreci sürdürmeye devam edecektir. Önümüzdeki günlerde Newroz var ve tüm Türkiye haklarını Newroz alanlarında halay çekmeye, demokrasi mücadelesi vermeye çağırıyoruz.
ORTALIKTA DOLAŞAN İDDİANEME SAÇMALIKLARLA DOLU: (Mithat Sancar) İktidarın çözümsüzlük patikası bu ülkeyi felakete sürüklüyor. 2015’ten bu yana süren siyasi darbe süreci derinleşerek devam ediyor. Hedef, demokrasi ve özgür gelecek umudunu yok etmektir. Faşizm kurumsallaştırılmak ve yerleştirilmek isteniyor. HDP, taviz vermeyen duruşu ve demokratik siyasetten taviz vermeyen duruşuyla iktidarın önündeki en büyük güç olduğunu göstermiştir. Tutuklama ve kayyumlarla HDP’nin biteceğini sandılar ama HDP bir binadan ibaret değildir. HDP, güçlü bir fikriyat ve haktır. Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi ve hakkımızda açılan kapatma davası iktidarın acizliğini göstermektedir. Bizi bitirmek onlar için beka sorunu ama bizi değil, kendilerini bitiriyorlar. Bütün demokrasi güçlerinin ve siyasi partilerin bu baskıyı görmesi gerekir. Bu ülkede demokrasi umuduna hep birlikte sahip çıkma çağrısıdır. Kapatma davası açmanın anlamı, iktidarın kapandığını anlamına gelir. Bu kapatma davasının hukukla bir alakası yoktur. Ortalıkta dolaşan iddianame saçmalıklarla dolu. Meclis konuşmalarımız kapatma davasına gerekçe gösterilmiş. Bu mevcut Anayasa bile böyle bir kapatma savaşına cevaz vermiyor.