Gazeteciler Cemiyeti bünyesinde çıkarılan M4D Medya İzleme Raporu’nun Temmuz-Ağustos-Eylül 2020 (3. çeyrek) raporu yayınlandı. Raporda basın çalışanlarının durumu, pandeminin basın alanına getirdikleri, medyanın ekonomi-politiği gibi birçok kısım ele alındı.
Raporda basın çalışanlarının sendikalılık yüzdesi 2020 Temmuz ayı verilerine göre yüzde 7,88 oldu. Sektörde Lider Medya-Sen adlı yeni bir sendika kurulmuş olmasına rağmen (gazetecilerin yanında medya sektöründeki kağıt, baskı ve ambalaj işçilerini de örgütleme iddiasını taşıyor) sendikalılık oranı Ocak 2020’de yüzde 0,13 düştü.
Rapora göre, işten çıkarmaların yasaklanması sonrası ücretsiz izne çıkarma hızlandı ve ileriki süreçte yasağın kalkmasıyla basın sektöründe işsizliğin hızla artması bekleniyor.
Basın kartı için olumlu gelişme
Söz konusu dönemde basın çalışanlarının durumu açısından olumlu bir gelişme yaşandığı da rapor da aktarıldı. O gelişme raporda kendi şöyle yer buldu:
“Yılın üçüncü çeyreğinin basın çalışanlarının durumu açısından olumlu bir gelişmesi raporun 2. bölümünde de belirtildiği gibi Danıştay’ın gazetecilerin basın kartı alabilmesinde şart koşulan “sigorta primlerini yatırmış olma” zorunluluğunu içeren maddeyi iptal etmesiydi. Mevcut hâliyle sorumluluğun gazetecilerde değil işverende olduğuna hükmeden Danıştay’ın bu kararı sonrası alandaki sivil toplum faaliyetleri yalnızca basın kartlarının alınmasında değil yılda 90 günlük yıpranma payı hakkının yeniden kazanılması etrafında işliyor. Yılın son çeyreğinde bu konuyla ilgili TBMM’den bir kanun teklifinin çıkması bekleniyor.”
Gazetecilerin yaşadığı sorunların aktarıldığı bölümde Gazete Duvar muhabirlerinden Hacı Bişkin’in haberine de yer verildi. Raporda, internet gazeteciliğinin kanundaki yerinde yapılmayan iyileştirme ve hak teslimleri konusunda, Bişkin’in haberinden yola çıkılarak üç temel soruna vurgu yapıldı:
“TGS, DİSK Basın-İş, ÇGD ve İnternet Medyası Derneği başkanlarıyla yapılan röportajlardan oluşan araştırma internet gazeteciliğinin üç temel sorununun ortaya koyuyor:
• İnternet gazetecileri “basın, yayın ve gazetecilik” işkolunda değil “büro” işkolunda sayılıyor. Yani devlet tarafından gazeteci olarak tanınmıyor.
• Buna bağlı olarak basın kartı alma hakları bulunmuyor. Dolayısıyla resmi kaynaklardan haber takibi yapamamak, sokakta gerçekleşen eylemleri takip ederken gözaltına alınma riski bulunmak gibi sorunlarla karşılaşıyor.
• Gazeteciler, yine bağlı bulundukları işkolu kaynaklı özlük haklarında kısıntılar ve güvencesiz çalışma pratiklerine maruz kalıyor.
Bu sorunlara ek olarak yeni düzenlemelerle internette sansürün daha da kolay uygulanır hâle gelmesi internet gazeteciliğinin üretim araçlarından düzenli olarak yoksun kalmasına yol açıyor. Yıpranma payı, kıdem tazminatı gibi gazetecilerin genelini ilgilendiren konuların yanında internet gazeteciliği sorunu Türkiye’de basın özgürlüğünün önündeki engellerden biri olarak duruyor.”