ABD Ankara Büyükelçisi David Satterfield, ocak ayı itibarıyla ABD yasalarının Türkiye’nin elinde Rus hava savunma sistemini bulundurmamasını zorunlu kıldığına işaret ederek, S-400 sorununun ‘kurnaz’ bir şekilde çözülemeyeceğini söyledi. Satterfield, ‘sorunu çözmenin tek yolunun Türkiye’nin, Rus hava savunma sistemi S-400’leri elinden çıkarması olduğunu’ açıkladı.
ABD Ankara Büyükelçisi Satterfield, İstanbul’daki ABD Başkonsolosluğu konutunda bir grup gazeteciyle bir araya geldi. T24’ün de davetli olduğu medya kuruluşu temsilcilerine açıklamalar yapan Satterfield, S-400 tartışmasıyla ilgili olarak, “Sorunun son bir buçuk yılda çözülmüş olmasını dilerdik” dedi.
Satterfield, ülkesinde ocak ayında kabul edilen Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası’na (NDAA) dikkat çekerek ABD yönetiminin artık bu konuda Kongre’ye karşı yeni yükümlülükleri olduğunu hatırlattı. Satterfield’in işaret ettiği yasadaki düzenlemeler arasında, S-400’leri envanterinde bulundurduğu sürece Türkiye’ye yaptırım uygulanması da yer alıyor.
Sattarfield, S-400 krizi için “Bu çetfefilli veya kurnaz bir şekilde çözülebilecek bir sorun değil” dedi ve krizin ancak Türkiye’nin S-400’leri elden çıkarmasıyla çözüme ulaşabileceğini, bu yüzden temasların bu seçeneğe odaklanması gerektiğini vurguladı.
Artık F-35’ler ile S-400’lerin uyumlu olup olmamasının bir tartışma konusu olamayacağını dile getiren ve Trump hükumetinin aralık ayında uyguladığı CAATSA yaptırımlarını hatırlatan Satterfield “Yaptırımlar Türkiye’nin elinde S-400 olduğu için uygulandı, uyumlu olup olmadığından değil. Kongre yasada bunu açıkça tanımladı, bunun çözülmesini istedi” görüşünü dile getirdi.
Satterfield, Türkiye’nin F-35’lerin ortak üretim programına tekrar alınması ve potansiyel olarak Patriot hava savunma sistemi almasının S-400’leri elden çıkarılması şartıyla tekrar konuşulabileceğini kaydetti. Satterfield, bu konuların tartışılabilmesi için ‘Kongre’ye Türkiye’nin elinde S-400 olmadığını kanıtlamak zorunda olduklarını’ dile getirdi.
‘ABD’nin tepkisi çok ağır olur’
Türkiye’nin Rusya ile yeni bir askeri-ticari işlem yapmasının ağır sonuçları olacağını da dile getiren Satterfield “Yeni bir ticari işlemde verilecek cevap CAATSA yaptırımlarından daha ciddi olur” dedi. Satterfield, “ABD’de yürütmenin buna vereceği tepki sert olur. Eğer yürütme bu yönde karar almazsa Kongre’nin vetolanamayacak bir çoğunlukla karşılık verilmesini talep edeceğinden eminim” değerlendirmesinde bulundu. Satterfield, Washington’ın bu duruşunun Türkiye’ye özel olmadığını, herhangi bir ülkenin Rusya’yla askeri ticaret yapmasına da aynı karşılığın verileceğini ifade etti.
‘AB üyeliği Türkiye’yi daha çekici hale getirecek’
AB-Türkiye ilişkilerine de büyük önem verdiklerini kaydeden Satterfield “ABD; Avrupa, AB ve Türkiye arasındaki en güçlü ilişkiler için elinden geleni yapıyor” dedi. Demokratik kurumlarda ortak değerlerin gelişmesi için bu ilişkilerin önemli olduğunu vurgulayan Satterfield, “Avrupa Birliği’nin modernizasyon anlayışının Türkiye’deki yapısal sorunlara çözüm için bir çerçeve çizdiğini” de dile getirdi. AB’ye tam üyeliğin Türkiye’ye ekonomi, ticaret ve yatırım olanakları yönünden de faydaları olacağı değerlendirmesinde bulunan Satterfield, üyeliğin Türkiye’yi “iş yapmak için daha çekici hale getireceğini” söyledi.
Büyükelçi, Türkiye ile AB arasında anlamlı diyaloğu desteklediklerini ve tarafların birbirini dışlamasının faydalı olmayacağına inandıklarını söyledi.
‘Merkez Bankası’nın bağımsız olduğunu göstermesi gerekecek’
Satterfield, “Türkiye’de ekonomiyle ilgili kritik problemlerle ilgilenilmesi bizi memnun etti” dedi, ancak “Türkiye’deki ekonomik problemler bir anda ortaya çıkmadı. Bir çeyrekte alınan önlemlerle düzelmeyecekler” değerlendirmesini yaptı.
“Merkez Bankası’nın kesintisiz olarak bağımsız olduğunu göstermesi gerekecek” diyen Satterfield, kararların şeffaf bir şekilde alınmasının önemini vurguladı: “Eğer öngörülebilir, şeffaf ve güvenilir bir şekilde işlemesine izin verilirse Türkiye ekonomisinin hala çok güçlü olduğuna inanıyoruz. Alternatifi ise yatırımcılar için çekici olmaz.”
Biden yönetiminin Türkiye’ye bakışı
Satterfield, ABD’deki yeni yönetimin Türkiye’ye bakışını şöyle değerlendirdi:
“Bu yönetim Türkiye’yi bir stratejik müttefik, NATO partneri ve bölgesi ve ötesinde önemli bir ülke olarak görüyor. Bu önceki yönetimin yaklaşımından çok da farklı değil. Ama Başkan Biden ve yeni ekibin farklı yaklaştığı konular da var. Farklar Türkiye’ye özel değil. Yönetim transatlantik ilişkilere önem veriyor. Transatlantik ilişkilerin kurumlarına önem veriyor.”
HDP’ye kapatma davası ve Kavala vurgusu
Ankara’nın LGBT karşıtı açıklamalarının, üç yıldan uzun süredir tutuklu bulunan Osman Kavala konusunda AİHM kararına uyulmamasının ve HDP’nin kapatılması için başlatılan sürecin ABD ve AB başkentlerinde olumsuz değerlendirildiğini ifade eden Satterfield, bu hamlelerin “siyasi hedeflere ulaşmak için baskı ve temel özürlüklere karşı atılan hedefler olduğu konusunda endişe yarattığını” söyledi.
Satterfield, ABD’nin bu konularda “dikkatli ve düşünceli” bir şekilde açıklamalarına devam edeceğini bildirdi.