Halk TV yazarı Mehmet Tezkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın temmuz ve ocak aylarına işaret ederek “enflasyon farkı” ve “ücretlerdeki yeni düzenlemeler” mesajı verdiği konuşmasını değerlendirdi. “AKP seçmeni bile Erdoğan’a inanmıyor” başlıklı yazısında Tezkan, Erdoğan’ın “Dolara yatırım yapan kaybeder, uyarıyorum Türk Lirası’nda kalın” şeklindeki açıklamalarını yorumladı.
“Söylüyor ama kendisine oy veren kitleyi bile ikna edemiyor. Kendisine oy veren kitle bile güvenmiyor. Nerden biliyorsun diyeceksiniz? AKP’nin en çok oy aldığı, Erdoğan sevdalısı illere bakın. Muhafazakâr kesimin parası dolarda. Erdoğan’a güvenseler, Erdoğan’ı gönülden destekleseler önce dövizlerini onlar bozdurur. Önce Türk lirasına onlar geçer” diyen Tezkan, şöyle devam etti:
“Kımıldamıyorlar… Erdoğan söylüyor, kulaklarını tıkıyorlar. Haklılar ama. Erdoğan dolar iki buçuk liraya, üç liraya çıkınca ‘dolarda kalan yanar’ demişti. Bas bas bağırmıştı. Hatırladınız mı?
Erdoğan’a inanmayanlar, güvenmeyenler zengin oldu., inananlar Türk lirasını seçenlerin parası pul oldu. Mal varlıkları sıfırlandı.
Erdoğan’ın sözünü dinlemeyenlerin, güvenmeyenlerin başında da muhafazakârlar geliyor. Hani orada burada, kahvede işyerinde, trende, vapurda, kısaca her daim ‘Reis ne yaparsa doğru yapar Reis ne söylerse doğru söyler’ diyenler geliyor.
“DOLARIN GÜCÜ REİS’İ YENİYOR”
İş cüzdana gelince Reis unutuluyor. Doların gücü Reis’i yeniyor. Muhafazakâr/mütedeyyin/mutaassıp kesim o kadar da uzun boylu değil diyor, cüzdanıma dokundurmam diyor.
Erdoğan da Saray ekibi de bakanları da hayal görüyor. Muhafazakârlar Erdoğan’a güvenip dolarlarını bozdurmadığına göre seküler kesim hiç bozdurmaz…
“SARAY, TÜRKİYE’NİN AĞIR EKONOMİK KRİZDE OLDUĞUNU KABUL ETMİYOR”
Meselenin daha da kötü tarafı şu.. Saray; Türkiye’nin ağır ekonomik krizde olduğunu kabul etmiyor. İyi yolda olduklarını yakında işlerin düzeleceğini. Uyguladıkları ekonomik modelin dünyaya örnek olduğunu. Dünyanın gıptayla izlediğini düşünüyor. Kötünün de ötesinde tehlikeli olan bu.
Yaptıklarıyla sadece kendileri dibe vursa, partileri çökse, seçmen onları terk etse bana ne diyeceğim. Kendi düşen ağlamaz. Ama Türkiye’yi de dibe vurduruyor. Hepimizi fakirleştiriyor. Bir lokma ekmeye muhtaç ediyor. (…)”