Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi Siyasi Bürosu Üyesi Yang Jiechi, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile Pazartesi günü Lüksemburg’da bir görüşme yaptı.
Görüşmede, iki taraf, Çin-ABD ilişkileri ve iki tarafı ilgilendiren diğer konular hakkında dürüst, derinlikli ve yapıcı bir iletişim gerçekleştirdi.
İki taraf Çin Cumhurbaşkanı ve ABD Başkanı arasında varılan önemli mutabakatı izleme, temas ve diyaloğu artırma, yanlış anlama ve yanlış hesaplamaları azaltma ve farklılıkları doğru bir şekilde yönetme konusunda anlaştılar. Her iki taraf da iletişim için engelsiz kanalların sürdürülmesinin gerekli ve faydalı olduğunu kabul ettiler.
Aynı zamanda ÇKP Merkez Komitesi’nin Dış İlişkiler Komisyonu Ofisi Direktörü de olan Yang, ABD Başkanı Joe Biden’ın Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’e defalarca Amerika Birleşik Devletleri’nin yeni bir Soğuk Savaş arayışında olmadığını veya Çin’in sistemini değiştirmeyi amaçlamadığını ya da ittifakları güçlendirerek Çin’in karşısında durmayacağını, “Taiwan’ın bağımsızlığını” desteklemeyeceğini veya Çin ile bir çatışma arayışı niyetinin olmadığını söylediğine dikkat çekti. Yang, Çin tarafının bu beyanlara büyük önem verdiğini belirtti.
Yang, ancak ABD tarafının bir süredir Çin’i her yönden daha fazla kontrol ve baskı altına almakta ısrar ettiğini belirtti. Bu tür hareketlerin Amerika Birleşik Devletleri’nin kendi sorunlarını çözmesine yardımcı olmak yerine Çin-ABD ilişkilerini çok zor bir duruma düşürdüğüne ve ikili konularda alışveriş ve işbirliğinde ciddi hasarlara yol açtığına işaret eden Yang böyle bir durumun ne iki tarafın ne de dünyanın diğer ülkelerinin çıkarlarına hizmet etmediğini söyledi.
Çin-ABD ilişkilerinin kritik bir kavşakta bulunduğunu kaydeden Yang, Çin Cumhurbaşkanı Xi’nin önerdiği üç prensip olan karşılıklı saygı, barış içinde birlikte var olma ve kazan-kazan işbirliğinin Çin ve ABD’nin iyi geçinmeleri için doğru yaklaşımlar olduğunu, çünkü bu prensiplerin sadece Çin ve Amerikalıların temel çıkarlarına değil uluslararası toplumun müşterek arzularına da uygun olduğunu söyledi ve bunların Çin-ABD ilişkilerinin geliştirilmesinde temel kurallar olması gerektiğini .
Yang, Çin tarafının bu vizyonu gerçekleştirmenin yol ve yöntemlerinin araştırılmasında ABD tarafıyla birlikte çalışmaya hazır olduğunu ancak Çin’in ikili ilişkileri tanımlamada rekabetin kullanılmasına kesin bir şekilde karşı olduğunu söyledi.
Yang ABD tarafının Çin tarafıyla aynı doğrultuda birlikte çalışarak ve iki ülke liderleri arasında varılan önemli mutabakatı somut bir şekilde uygulamaya geçirerek Çin’e dair stratejik algılarını düzeltmesi, doğru seçimler yapması ve Başkan Joe Biden’ın taahhütlerini somut adımlara dönüştürmesi gerektiğini belirtti.
Yang, Çin’in ulusal egemenliğini ve bölgesel bütünlüğünü korumada kesin ve kararlı bir tutuma sahip olduğunun altını çizdi. Çin’in başka ülkelerin kendi iç işlerine müdahale etmesine izin vermeyeceğini belirten Yang, ülkesinin ulusal birliğine engel olmaya veya bozmaya yönelik her türlü girişimin başarısızlığa mahkum olduğunu söyledi.
Çin-ABD ilişkilerinin temelini ilgilendiren Taiwan sorununun, doğru bir şekilde idare edilmediği takdirde tahrip edici etkilere yol açacağına değinen kıdemli Çinli diplomat, Amerika Birleşik Devletleri Çin’i Taiwan sorunuyla baskı altına almaya çalıştıkça ve Taiwan makamları “bağımsızlık” arayışında Amerika Birleşik Devletleri’ne güvendikçe bu riskin sadece var olmakla kalmayıp daha da artacağını sözlerine ekledi.
Yang, ABD tarafının herhangi bir yanlış hüküm veya yanılsamaya düşmemesi gerektiğini belirterek ABD’nin tek Çin ilkesine ve üç Çin-ABD ortak bildirisindeki şartlara uyması ve Taiwan sorununu sağduyulu ve düzgün bir şekilde idare etmesi gerektiğini ekledi.
Yang aynı zamanda Çin’in; Xinjiang, Hong Kong, Tibet, Güney Çin Denizi’nin yanı sıra insan hakları ve din konularındaki ciddi duruşuna da vurguda bulundu.
Yang, ABD tarafının Çin tarafıyla yararlı etkileşimlerde bulunması ve Asya-Pasifik bölgesinde refah, istikrar ve kalkınmanın ilerletilmesinde uyumlu çaba göstermesi gerektiğinin altını çizdi.
İki taraf ayrıca Ukrayna ve Kore Yarımadası’ndaki nükleer sorun gibi uluslararası ve bölgesel sorunlar hakkında da görüş alışverişinde bulundu.