40’lı yaşlardaki Ahmet Saymadi, İstanbul’un restoranlar, kafeler ve barlarla dolu hareketli İstiklal Caddesi bölgesinde son üç yıldır küçük bir meyhane işletiyor.
Ancak Saymadi’nin işleri son iki yılda, önce Kovid-19 kısıtlamaları, pandemi yavaşlamaya başlarken bu kez de “her şeyi mahveden” devasa ekonomik kriz yüzünden ciddi şekilde etkilenmiş durumda.
Saymadi, Xinhua’ya yakın tarihte verdiği bir röportajda, “En azından 2019’da ekonomide bir denge vardı. Hayat zordu, ancak fiyatlarda biraz istikrar vardı. Ama şimdi hiçbir şeyi öngöremediğimiz bir ortamda iş yapmaya çalışıyoruz” dedi.
Restoranında yemek pişirmek ve ısınmak için doğalgaz ve kış aylarında elektrikli ısıtıcı kullanan Saymadi’nin ana endişelerinden biri, sürekli artan enerji faturaları.
Saymadi 2020 yaz aylarında elektriğe aylık ortalama 1.500 TL öderken, aylık elektrik faturası şimdi 6.000 liraya yükseldi.
Doğalgaza gelince, 2020’de aylık 300-500 lira civarında olan faturalar, şimdi 1.000 ila 1.200 lira civarına yükseldi. Üstelik Saymadi’nin kışın ısınmak için ödeyeceği miktar bu hesaba dahil değil.
Saymadi’nin restoranına gelen müdavimlerin sayısında da son birkaç ayda keskin bir düşüş görülürken, gelenler de çoğunlukla daha az yemek sipariş ediyor.
Saymadi’ye göre, İstanbul’daki tüm binalar doğalgaz altyapısı ile donatıldığından, doğalgaz fiyatlarının artmasıyla şehirde yaşayan insanların çok fazla alternatifi kalmadı.
Saymadi, “Doğalgaz yerine sobalı bir daireye taşınmak istiyorsanız mahallenizi değiştirmeniz gerekiyor, bu da artan kiralar ve ulaşım giderleri düşünüldüğünde çok pahalıya mal oluyor” diye konuştu.
Meyhane sahibi, yüksek yaşam şartlarıyla baş edebilmek için İstanbul’da “ev ve ofis paylaşımı”nın giderek daha fazla konuşulan ve popülerleşen bir kavram olduğunu söyledi.
“2019’da bir kişi bir dairenin kirasını ve diğer tüm masraflarını rahatlıkla karşılayabiliyordu, şimdi ise faturaları üç kişinin ödemesi gerekiyor” diyen Saymadi, birkaç arkadaşının dairelerini paylaşmaya veya anne babalarının evlerine taşınmaya başladığını belirtti.
Saymadi, işletmesindeki kira, doğalgaz ve elektrik faturalarının gelecek yıl 50 bin liraya çıkabileceğini ve üzerindeki yükü azaltmak için başka bir işletmeyle birleşme seçeneğini bile düşünmeye başladığını söyledi.
Saymadi, “Geçen yıla kadar rakı sofralarımızda insanlar siyaset konuşurdu. Artık siyasetten çok ekonomi konuşuluyor. Herkes nasıl geçineceğini konuşuyor” dedi.
Ekonomist ve yazar Mustafa Sönmez’e göre, “Türkiye’nin yapısal bir enerji bağımlılığı sorunu var”, bu da kısa vadede kolayca değiştirilebilecek bir şey değil.
Sönmez, “Konutlarda elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki artışlar tüketici enflasyonunu ciddi şekilde artırdı, bu da birçok kişiyi alternatif yaşam tarzlarına yönelmeye zorladı” dedi.
Türkiye’de yıllık enflasyon Mayıs ayında yüzde 73,5 ile 24 yılın zirvesine ulaştı.
Haziran ayından itibaren doğalgaz fiyatlarına hanelerde yüzde 30, elektrik üretiminde yüzde 16,3, sanayide yüzde 10,2, elektrik fiyatlarına ise hanelerde yüzde 15, sanayide yüzde 25 oranında zam yapıldı.
Sönmez, “Şu anda evde ısıtıcı kullanmadığımız için farkında değiliz ama Kasım ayında ısıtıcılar açıldığında herkes çok feci bir doğalgaz faturasıyla karşılaşacak” diye uyardı.