Sağlık Bakanlığı’nın illere göre haftalık vaka sayısı haritası önceki gün güncellendi. 27 Mart-2 Nisan arasında 100 bin kişide en çok vakanın görüldüğü iller Samsun, İstanbul, Yalova, Çanakkale, Kırklareli ve Giresun oldu.
Vakalar gün geçtikçe artıyor, hekimler ise salgında en yüksek sayıların görüldüğü kasım-aralık aylarından çok daha kötü noktaya gelinebileceğine dair uyarılarda bulunuyor.
Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, üçüncü zor dönemin pikinin yaşandığı belirtilen salgınla ilgili bianet’e konuştu.
Prof. Dr. Cinel, servislerin ve yoğun bakımların kasım ayından daha kötü noktaya gelme ihtimalinin çok yüksek olduğunu vurguladı.
“Frene basmak zorundayız”
Vakaların çok hızla arttığını belirten Prof. Dr. Cinel, “13 Kasım’da 33 binli sayıları görüp bir hafta sonra ise yoğun bakımlarda 5 bin 980 hasta ile en yüksek sayıları görmüştük. Şu an durum farklı o zaman en yüksek sayı 33 bindi, şu 44.750’lerde ve aralıksız yukarı gidiyoruz. Şu an yoğun bakım ağır hasta sayımız 2200-2300’lerde.
“Kasım ayına göre ağır hasta sayımız daha az ama vaka sayısı hızlıca yukarı doğru çıkıyor. Bu sayının yükselmesi bir süre sonra yoğun bakımlardaki hasta sayısını da yükseltecek. Yoğun bakımlar kasım ayından daha iyi durumda ama kasımdan çok daha kötü duruma gelme olasılığımız çok yüksek. Bir an önce frene basmak zorundayız” dedi.
“Virüs şu an bir dakikada bulaşabiliyor”
“Artış hızı gerçekten ürkütücü hastanelerdeki yatak sayıları dolmaya başladı” diyen Prof. Dr. Cinel, şöyle devam etti: “Kasımda ağır hasta sayısı yükseldi daha sonra düşüşe geçti açılma ile her gün üstüne koyarak yukarı doğru devam ediyor.
“Daha önce beş dakikada bulaşan virüs şu an bir dakikada bulaşabiliyor. Bunlar önemli detaylar. Sayı kontrolsüz bir şekilde artıyor. Hafta sonu kapanmaya gidildi ancak vatandaşlık bilinci de çok önemli. Algıda bir değişiklik oldu, ‘Aşılar geldi, bu üstesinden geldik’ diye düşünülüyor. Böyle değil. Üçüncü dalga çok hızlı ilerliyor ve kaotik bir duruma yol açabilir.
“Covid dışında da hastlarımız var. Bunları aynı yoğun bakımlara almıyoruz. Gittikçe artan sayı ile Covid olmayan beş yoğun bakımdan ikisini Covid’e ayırmışken şu an üçünü ayırdık, yarını dördünü ayırmak zorunda kalacağız. Ama Covid olmayanların da bu ihtiyacı var.
“Önemli bir haftaya giriyoruz”
“Bu nedenle yoğun bakım doluluk oranının belli bir oranının üstüne çıkmaması gerekiyor. Çıkarsa problem olur. Yoğun bakıma ihtiyaç duyan bir hasta 2 saat bekleyebilir ama 6 saat, 24 saat bekleyemez.Bu hafta çok önemli bir haftaya giriyoruz. Sosyal hareketliliği tamamen azaltılması gereken ciddi bir haftaya girebiliriz.”
“Çocuk yoğun bakımlarında da artış var”
Yoğun bakımlardaki hastaların yaş aralığına ve aşılamanın yoğun bakımlara etkisini de değerlendiren Prof. Dr. Cinel, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Birinci ve ikinci dalgada daha yaşlı grup vardı. 80 yaş civarı ama şu an daha genç yaşlar yoğun bakımlarda yatıyor. 65 yaş üstüne aşılama yapıldığı için şu an bu yaş grubunun altındakiler var.
“Aşılamada süre uzadıkça virüste mutasyon geçiriyor. Gençlerde ve çocuklarda görülme sıklığı da arttı. Çocuk yoğun bakımlarında da artış var. En riskli grup 45-65 yaş arası, henüz aşılama yapılmadı ve dayanaklıkları daha az.”
“İngiliz varyantı daha öldürücü”
Mutasyonlu virüsün etkisini ve tedavi sürecine ilişkin de konuşan Cinel, şunları söyledi: “İngiliz varyantı daha öldürücü. Ayrıca hastalar daha önce daha geç yoğun bakıma inerdi, şimdi hastaneye yatışının ikinci-üçüncü günü yoğun bakıma iniyor. Bu mutasyonlu virüsün daha öldürücü olması ve organlarda daha fazla doku tahribatına neden olmasıyla ilgili bir durum.
“Bunun şakası yok. Doku tahribatı olmuş, fonksiyon kayıpları olan hastaları yoğun bakıma alıyoruz ve bunu tedavi etmemiz daha güçleşiyor. Yoğun bakıma aldığımızda sadece Covid değil başka mikroplar da eklenmiş olabiliyor.
“Organ fonksiyon bozukluğu yani sepsis ile mücadele ediyoruz. Sepsisin çok ağır formlarıyla mücadele ediyoruz. Yoğun bakıma organ tahribatı artan hastalar indiği sürece yoğun bakımlardaki ölüm oranı artacak.
“Yoğun bakım tedavi süreci de uzadı”
“Doku tahribatı daha fazla olduğu için mutasyonlu virüste yoğun bakım tedavi süreci de uzadı. Kaybedilme oranı da arttı. Aşılama yoğun bakımlara etki etti ama 65 yaş üstünü aşıladığımız için yoğun bakımdaki yaş ortalaması düştü, gençlere yöneldi virüs.
“Hem yoğun bakım hem de servislerde yer bulma sorunu yaşayacağız, bu nedenle kendimize gelmemiz lazım. Vatandaşlık bilinci ile herkesin birer adım geri çekilmesi gerekiyor.”
Cinel, sözlerini noktalarken, “Birinci ikinci dalgadan sonra gördük ki, kurtulanlarda da organlarının kapasiteleri azalıyor. Sonraki hayatında neredeyse yarım insan oluyor. Mutasyonlu virüsün daha öldürücü olduğunu düşünürsek verdiği hasar daha olacaktır” dedi.