Bilim insanları, ebeveynlerini kaybeden çocukların travmatik uzun süreli yas nedeniyle depresyon, daha düşük eğitim görme, ekonomik istikrarsızlık ve intihar gibi bir dizi sorun açısından yüksek risk altında olduğunu ifade etti. Araştırmacılar, ayrıca çocukları etkileyen sağlık, eğitim ve ekonomik sorunları gidermek için kapsamlı ulusal reformlara ihtiyaç duyulduğunu belirterek alınabilecek önlemleri açıkladı.
ABD’li bilim insanları tarafından yapılan yeni bir çalışmaya göre, ülkedeki yaklaşık 40 bin çocuk, Şubat 2020’den bu yana anne ya da babasını Covid-19 nedeniyle kaybettti. Araştırmacılar, bir ebeveyni kaybetmekten kaynaklanan travmanın, bu savunmasız nüfus için gelecekte ruh sağlığı ve ekonomik sorunların temelinini oluşturabileceğini açıkladı.
ON BİNLERCE ÇOK DEPRESYON, EĞİTİM GÖREMEME VE İNTİHAR RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA
JAMA Network’te yayınlanan makaleye göre, ülkede meydana gelen yaklaşık her 13’üncü ölümde 18 yaşın altındaki bir çocuk anne ya da babasını kaybetti. Konuya ilişkin açıklama yapan Penn State Üniversitesi’nden sosyoloji doçenti Ashton Verdery, ebeveynlerini kaybeden çocukların, travmatik uzun süreli yas nedeniyle depresyon, daha düşük eğitim görme, ekonomik istikrarsızlık ve intihar gibi bir dizi sorun açısından daha yüksek risk altında olduğunu söyledi.
COVİD-19’UN BU YÜZÜNÜ KİMSE UMURSAMIYOR
Verdery, “Covid-19 ölüm oranını düşündüğümüzde, konuşmanın çoğu, yaşlı yetişkinlerin en büyük risk altındaki popülasyonlar olduğu gerçeğine odaklanıyor. Amerikan Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezleri’ne (CDC) göre, ölümlerin yaklaşık yüzde 81’i 65 yaş ve üstü olanlar arasında yaşandı. Ancak, geri kalan genç yaş gruplarında hayatını kaybedenlerin sahip olduğu önemli sayıda çocuk var” dedi.
Diğer taraftan Verdery, ebeveynlerini kaybeden çocukların dörtte üçünün ergen, geri kalanın ise ilkokul çağındaki çocuklar olduğunu açıkladı.
Bununla birlikte çalışmanın yazarları, pandemiden orantısız bir şekilde etkilenen siyahi ailelerde kayıpların daha yüksek olduğunu belirtti. Ekip, ABD’deki çocukların yalnızca yüzde 14’ü siyahi olmasına rağmen, ebeveynlerini kaybeden çocukların yüzde 20’sinin siyah olduğunu tahmin etti.
ÖKSÜZ YADA YETİM ÇOK SAYISI BEŞTE BİR ORANINDA ARTACAK
Çalışma ayrıca, Covid-19 nedeniyle gerçekleşen ebeveyn ölümlerinin, ülkedeki toplam öksüz ya da yetim çocuk sayısını yüzde 18 ila yüzde 20 oranında artıracağına ve durumun ABD’de zaten var eşitsizliği daha da görünür kılacağına dikkat çekti.
11 EYLÜL’DE ANNE-BABASIZ KALAN ÇOCUKLARIN 13 KATI
Araştırmacılar, tarihsel bir karşılaştırma olarak, bir ebeveynini Covid-19 nedeniyle kaybeden çocukların sayısının 11 Eylül 2001 saldırılarında anne ya da babasını kaybeden 3 bin çocuğun yaklaşık 13 katı olduğunu ifade etti. Bu saldırılardan sonra, federal hükümet, kurban ailelerin çocuklar için destek amaçlı çeşitli programlar başlattı.
OKULLAR ÇOCUKLARI KORUMAK İÇİN YÜZ YÜZE EĞİTİME BAŞLAMALI
Çalışmanın yazaraları, hükümetin pandemide ailesini kaybeden çocuklara da benzer bir destekte bulunmasını tavsiye ederek, salgının neden olduğu sosyal izolasyon, ve ekonomik mücadelelerin çocuklar için potansiyel destek kaynaklarına erişimi zorlayabileceği konusunda uyardı. Ayrıca, araştırmacılar, okullar da yüz yüze eğitime geçilmesi çağrısı yaptı:
“Öğretmenler, risk altındaki çocukları tespit etme ve onlara yardım etme açısından çok hayati bir görev yaparlar. Ancak, uzaktan eğitim nedeniyle öğretmenler çok fazla yük altındayken bunu yapmak onlar için daha zordur, bu da yüz yüze öğretime güvenli bir şekilde devam etmeyi gerektirir.”
UZUN VADELİ DESTEĞE İHTYAÇ DUYULACAK
Sonuç alarak çalışmanın yazarları, pandemide ebeveynlerini kaybeden çocuklara yardım etmek için adil ve daha fazla ulusal çabaya ihtiyaç olduğunu bildirdi:
“Yapmamız gereken ilk şey, tüm çocukları hak ettikleri mevcut olanakları sağlamak. Araştırmalar, uygun çocukların yalnızca yaklaşık yarısının normal koşullarda bu hükümetten destek alabildiğini gösteriyor. .Ayrıca, bu kaynaklara uygunluğu genişletmeyi de düşünmeliyiz. İkinci olarak, bir ebeveynini kaybeden tüm çocuklara ücretsiz psikolojik danışmanlık sağlanmalı. Araştırmalar, yaygın olarak sunulan kısa ve sürekli müdahalelerin ciddi psikolojik sorunları önlemeye yardımcı olabileceğini, ancak bazı çocukların daha uzun vadeli desteğe ihtiyaç duyabileceğini gösteriyor.”