Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) sigortalı olduktan sonra ‘oyunun kuralı değiştiği’ için iş hayatına başladığında vaat edilenden daha geç emekli olacak geniş bir kitle. Her siyasi görüşten, meslekten ‘üyesi’ var. 8 Eylül 1999’daki düzenlemeyle emeklilikleri ertelendi.
Düzenleme yapıldığında iktidarda olmayan AKP’nin yönetiminde de geri adım atılmadı. Aksine 31 Mayıs 2006’da çıkarılan 5510 sayılı kanunla nihai emeklilik yaşı 65’e kadar çıkarıldı. Muhalefetin mağduriyetlerin giderilmesine ilişkin teklifleri reddedildi. Gerekçe olarak, ‘oluşacak mali yük’ gösterildi.
Ekonomik krizin etkisiyle seçmen desteğini önemli ölçüde kaybeden iktidar, son dönemde EYT sorununu yeniden gündeme aldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, masada tek bir formülün bulunduğunu söyledi.
Peki EYT çalışmasında hangi seçenek masada?
Hürriyet gazetesi yazarı Noyan Doğan, hükümetin masasındaki tek formülün detaylarını yazdı. Doğan’ın yazısında aktardığı bilgiler özetle şöyle:
“(…) Anlaşılıyor ki, Avrupa ülkelerinde uygulanan model masada değil. EYT’lilerin, emekli aylıklarında belirli indirime gidilerek, emeklilik hakkı ya da yaş şartında indirim yapılması da gündemden kalkmış durumda. Tüm emeklilikte yaşa takılanlar için belirli prim gün sayısını tamamlayanların yaşa ve çalışma yılına bakılmadan emekli edilmesi de artık formüller arasında değil.
Masadaki tek formül denilen de 1999 yılındaki düzenlemeden etkilenip de prim gün sayısını ve çalışma yılını dolduran ve sadece yaşa takılanlara yönelik bir düzenlemeyi içermesi. 1999’daki düzenlemeden etkilenip de prim gün sayısı ya da çalışma yılını doldurmayanlara borçlanma hakkı tanınacak mı? Bu da formüller arasında yer alıyor ama açıkçası ben pek ihtimal vermiyorum. Neden derseniz, prim gün sayısını ve çalışma yılını doldurup da bir gecede getirilen yaş şartı nedeniyle emekli olamayanlar, asıl mağdur kesim. (…)”