Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, kamuoyunda ‘sansür yasası‘ olarak bilinen, internet haber siteleri ve sosyal medyaya yeni yaptırımlar öngören ve şu sıralar Meclis’te 14 maddesi kabul edilen kanun teklifini köşesine taşıdı.
“Aslında yasaya gerek yok, eğer iktidar gerçekten ‘yanıltıcı bilgi’ ile mücadele etmek istiyorsa, mevcut yasalarla öncelikle Türkiye İstatistik Kurumu’ndan (TÜİK) başlayabilir bunun için yasal mevzuat uygun” diyen Ocaktan, şöyle devam etti:
“Nitekim DEVA lideri Ali Babacan dezenformasyon yapanları açıkça ihbar ediyor: ‘Basını ve internet sitelerini susturma yasası. Milletin sesini kesme yasası. Buradan ihbar ediyorum. Adres veriyorum. Necati Bey’de rakamları ayarlama enstitüsü var. Namı diğer TÜİK. Her ay düzenli olarak halkı yanıltıcı bilgiyi paylaşıyor. Gerçek enflasyonun yüzde 200’e dayandığını bu millet bilmiyor mu? Hala yüzde 83 diye açıklıyor. Zamlar TÜİK’in yanıltıcı rakamlarına göre yapılıyor.’
‘AK PARTİ, TÜRKİYE’NİN SESİNİ KISMAK İÇİN ADETA BİR KORKU YASASI ÇIKARIYOR’
Kısacası AK Parti, Türkiye’nin sesini kısmak için adeta bir korku yasası çıkarıyor. Hal böyleyken, iktidarın her gün yeni yasaklar manzumesi ile toplumun karşısına çıktığı bir ortamda, Adalet Bakanı’nın ‘Talimatı aldık, anayasa değişikliği hazırlıyoruz’ sözlerinin ne anlama geldiğini birileri çıkıp açıklarsa doğrusu çok memnun oluruz.
Ayrıca unutmayalım, geçtiğimiz yıl AK Parti İnsan Hakları Eylem Planı açıkladı, yargı reformu hazırladığı içinde olduklarını söyledi. Peki sonuç?
‘KILIÇDAROĞLU’NUN BAŞÖRTÜSÜ HAMLESİ OLMASAYDI AKILLARINA BİLE GELMEZDİ’
Şu ana kadar bu konuda hiçbir ciddi adım atılmadığı gibi adaletin terazisi her gün vicdanları kanatmaya devam ediyor. Dolayısıyla AK Parti’nin ‘anayasa değişikliği’ söylemi ne yazık ki sadece bir görüntüden ibarettir.
Eğer Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü hamlesi olmasaydı, ne başörtüsüne yasal güvence meselesi ne de anayasa değişikliği akıllarına bile gelmezdi.”