CHP’li Özel, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Sözlerine 10 Kasım’la başlayan Özel, şu ifadeleri kullandı;
Bugün 10 Kasım. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle ve minnetle anıyoruz. 10 Kasım’da Anıtkabir’deki anma törenindeydik ve maalesef Anıtkabir’deki yas gününe yakışmayacak görüntüler vardı. Anıtkabir’de çok sayıda vatandaşımız var.
8-10 tane özel getirildiği belli olan, Tayyip Erdoğan’la ilişkili, onun siyasi sembole çevirdiği Rabia’yı yapan ve ona uzaktan seslenip, lehine slogan başlatmak isteyen parti militanını en öne getirmişlerdi. Gerçekten utanç verici bir durum.
Tayyip Erdoğan aleyhine şarkı şeklinde bir marş söylemeye çalışıyorlar ama işin güzel tarafı şu ki, bir kez oradaki yüzler, binler bunun bir yas günü olduğunun bilincinde ve bu rezaletin parçası olmayarak o 8-10 parti militanını bir başına bıraktı.
10 Kasım’da buna yeltenmek, buna tenezzül etmek gerçekten utanç verici utanabilene ve orada Anıtkabir’deki yüzlerin, binlerin, on binlerin belki kendilerine verdikleri cevap da çok etkileyici
“AK PARTİYİ YOK EDEN AKIL”
Bu akıl, bir süredir AK Parti’yi yöneten ve yok eden akıl zaten. Aynı akıl, Anıtkabir özel defterine yazılacak metinde kendini gösteriyor. Tayyip Erdoğan’ın ağzından duyduk, diyor ki: 85 milyon olarak Türkiye yüzyılı vizyonu ile geleceğe daha güçlü, daha müreffeh, daha itibarlı şekilde hazırlanıyormuş.
Kardeşim, senin iki şapkan var. Bir tanesi cumhurbaşkanı şapkası, bir tanesi parti başkanı şapkası. Parti başkanı olarak, partinin kuruluş gününde gidersin Anıtkabir’e, oraya neşredersin Türkiye yüzyılını.
Ama sen gitmişsin Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Cumhurbaşkanı şapkasıyla; Ak Parti’nin seçim sloganını yazıyorsun. Olmaz, kabul edilemez.
“DERHAL SINAVIN ERTELENMESİ GEREKİYOR”
Anayasa Mahkemesi önünde Öğretmenlik Meslek Kanununa yönelik grubumuzun başvurusunun görüşüldüğü sırada yaşananlardan bahsetmiştik. Çok ayıplı görüntüler ortaya çıktı.
Anayasa Mahkemesi bugüne kadar yapmadığı bir şeyi yaptı, çok gerilerde bıraktığı bir uygulamasına döndü, dedi ki: Tarafları bir dinleyelim. Yani bu sınav iptal edilebilir. Bu ihtimal var ama sınava 10 gün var.
600 bin öğretmeni sınava sokuyorlar itirazlarına rağmen, 120 bin öğretmenin sınavda belletmen olarak görev yapması gerekiyor. Derhal bu sınavın yapılmasının Anayasa Mahkemesi’nin nihai kararına kadar ertelenmesi gerekiyor.
Bunu yapın ki, öğretmenleri boşu boşuna zorlamayın, boşu boşuna üzmeyin, dünya kadar masrafı boşuna yapmayın. Anayasa Mahkemesi reddetmedi, ‘Ben sendikaları dinleyeceğim’ dedi, ‘öğretmenleri dinleyeceğim’ dedi.
Bu şartlarda sınavı yapmak, emrivaki yapmaktır, müsriflik yapmaktır ve dayatma yapmaktır. Bundan geri dönmelerini uyarıyoruz ve talep ediyoruz.
“KOSKOCA CUMHURBAŞKANI DAVA AÇIYOR”
Cumhurbaşkanına hakaret suçu diye bir suç var, tarafsız cumhurbaşkanları içindi. Devleti, milleti temsil eden, bir partinin parçası olmayan bir cumhurbaşkanına tutmuş adam hakaret ediyor. Dolayısıyla hepimize ve devlete ediyor. Eleştiri sınırlarını aşıyor. Bunun için konmuş bir madde -bence demokrasilerde buna da gerek yok- ama bu madde orada duruyordu TCK 299 ve 2014 yılında cumhurbaşkanına hakaret suçundan sadece 110 dava vardı. Bugün tam 9168 dava var.
Bir partinin genel başkanı, günde on kere siyasi polemiklere gire çıka, ona sataşma, buna saldıra ve cevaplar ala ve bir partinin genel başkanı olarak siyasette bir taraf olunca 9168 dava ve tarafsız cumhurbaşkanı için konmuş bir maddeden utanmadan, sıkılmadan istifade etmeye devam ediyorlar. Tam 99 kat artmış, 2021’de 305 çocuğa dava açmışlar. Koskoca cumhurbaşkanı çocuğa dava açıyor.
“EKREM İMAMOĞLU BÜYÜK LOKMADIR, YUTAMAZSINIZ”
Bir başka hukuk skandalı, yarın İstanbul’da görülecek dava. Ekrem İmamoğlu… İstanbullu dedi ki: 25 yıldır Tayyip Bey veya atadıkları, aday gösterdikleri yönetiyor. Bu sefer fikrim değişti, bir başkası yönetsin. Bıktık dediler; bıktık yaşanan israftan, talandan, helikopterden kupon arsaları beğenmekten, birilerine peşkeş çekmekten… Bu işleri yapmayacaklar yönetsin dedi, yetkiyi Ekrem Bey’e verdi 13 bin farkla. Bunlar dedi ki: Olmaz, milli irade bana verilince baş tacı, Ekrem Bey’i al aşağı; seçim mundar oldu dediler, seçimi yenilediler.
Orada çok net şekilde İstanbullu seçmen 60 gün sonra tavrını koydu, bunlara demokrasi şamarını indirdi enselerine. YSK üyelerine, kurum halinde görev yapan kamu görevlerine alenen hakaret suçundan dava…
Dava yarın görülecek ama bir iddia var. Diyor ki: ‘Beni aldılar, 8 yıl görev yapmam gerekirken, birinci yılın sonunda hiçbir suçum günahım yokken sürgün ettiler.’ Şimdi bu iddia ortadayken, HSK soruşturma açtı mı? Yok. Ya bu hakime bunun sorulması lazım. İddia o ki, şimdi de hakime dünya kadar baskı yapıyorlarmış pazartesiden beri ‘çık yalanla, çık yalanla, çık yalanla’ diye.
Pazartesiden bugüne, bu konuda hakimin üzerinde bir baskı olduğu açık. Bir an önce müfettiş görevlendirmesiyle işlerin soruşturulması lazım da yarın çıkacak karara nasıl güvenilecek arkadaşlar? Adaletin sağlandığına, sağlanacağına nasıl inanacak insanlar? Genel Başkanımızın söylediği de herkesin kulağında olsun: Ekrem İmamoğlu büyük lokmadır, yutamazsınız, onu yutturmayız, onu ezdiremeyiz. Bunu, bugünden bir kez daha Meclis çatısı altında kayda geçirmeyi bir borç biliriz.
“KÜRTÜN’DE MUHTARLAR İSYAN EDİYOR”
Değerli arkadaşlar, elimde bir harita var. Gümüşhane’nin Kürtün ilçesine bağlı, Kırgeriş, Bağlama ve Damlı köyleri. Bu köyler Gümüşhane’ye aitken, bir Cumhurbaşkanlığı kararıyla bir böyle bir çizgi çiziliyor ve Kırgeriş, Bağlama ve Damlı bu çizginin bu yanında kalarak Trabzon’a bağlanıyor, Trabzon’un Şalpazarı ilçesine.
Gümüşhane Kürtün şaşkın, köyler şaşkın; ne oldu ya? Geçen hafta geldiler, bizimle konuştular, muhalefetle konuştular. Sonra yerel basından sitemlerini duydum: Biz salı günü gittik, Gümüşhane’nin AK Partili iki milletvekili bize cuma günü telefon açıyorlar, görüşmeden döndük.
Trabzon büyükşehir olunca artık köy değil mahallesiniz ve Trabzon Büyükşehir Belediyesi’ne bağlısınız. O belediyenin Başkanvekili Atilla Ataman’ın ve AK Parti Kadın Kolları MKYK Üyesi Suna Kepolu Ataman’ın şurada tatil köyleri var ve ekoturizm yetkileriyle, belediyenin elinde ekoturizm bölgesi ilan etme yetkileriyle buralardan istifade etmek isterlermiş.
Bir Cumhurbaşkanlığı kararıyla üç köy önce mahalleye çevrilerek Trabzon’a bağlanıyor Şalpazarı’na ve Trabzon Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Atilla Ataman’ın kendi ticari işi olan tatil köylerinin faaliyet alanında ekoturizm bölgesi haline getirilecek. İsyan ediyor muhtarlar. Bu köylerde AK Parti’nin oyu yüzde 80-85. Biz muhtarların arkasındayız. Köy kime oy vermiş olursa olsun, hukuksuzluğun karşısındayız. Hukuki süreci takip edeceğiz, bu meseleyi gündemden düşüreceğiz.
Bir belediye başkanvekilinin, AK Partili siyasi bir kişinin, kendisi için kullanmak üzere köylerin mahalle yapılması, şehirden şehre taşınması, AK Parti iktidarının geldiği son noktadır.
“AMASRA KOMİSYONUNDAN PİS KOKULAR GELİYOR”
Amasra’da 42 canımız gitti, 42 kardeşimiz madende hayatını kaybettiler ve Amasra faciasını incelemek üzere bir komisyon kuruldu. Bu komisyonun başkanlığına eski Enerji Bakanı Taner Yıldız getirildi. Zaten birinci fiyasko, birinci felaket bu. Çünkü kendisi Soma komisyonunda yaptığımız bütün incelemelerin sonunda, Soma’nın siyasi sorumlularının başında gördüğümüz kişidir.
Gelmiş şimdi Amasra kazası niye oldu diye sorgulayacak. Kardeşim sen Soma’da görevini yapmadın, Soma’dan sonra bizim yaptığımız o komisyon raporlarından ders almadın, aldırmadın diye oldu. Tam bir saçmalık hali ile karşı karşıyayız ve görevini yapıyor. Dün, ne yapmaya çalıştıkları anlaşıldı.
Çalışma Bakan Yardımcısı Adnan Ertem var, komisyonun üyeleri 4,5 saat boyunca sorular soruyorlar, eleştiriler yapıyorlar ve merak ediyorlar. Çalışma Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’ndan yetkililer var. Soma’da sorduk onlar cevapladı ve birçok bilinmez açığa çıkmıştı. Dün Taner Yıldız şöyle diyor: ‘Sorulara sadece Çalışma Bakan Yardımcısı cevap verecek.’ Oradaki sorumluluğun açığa çıkmasına engel olacak bir tutum…
Bakan yardımcısı da cevap verirken, bir süre sonra gayet açık bir şekilde havalandırma ünitelerinden birinin bağlantısının olmadığı ve yetersizliğini açıklarken, Taner Yıldız atlıyor, ‘Ve tamam yeter, bundan sonraki sorulara yazılı cevap ver’ diyor.
‘Oturumu bitiriyorum’ diyor, kapatıyor. Amasra’dan o geniz yakan, yürek yakan kokular vardı. Amasra komisyonunda mide bulandıran pis kokular var arkadaşlar, mide bulandıran pis kokular… Amasra Komisyonundan pis kokular geliyor.
Bunun peşini bırakmayız. Hem o komisyonda, hem genel kurulda, hem her fırsatta bunun peşinden gitmeye devam edeceğiz. Neden? Orada hayatını kaybeden 42 kişinin anasına, babasına, eşine, çoluğuna çocuğuna hepimizin namus borcu var. Ne olduysa, ortaya çıkacak.