HABER MERKEZİ
Güney Amerika’nın sosyalist ülkesi Küba’da bir dönem sona eriyor.
89 yaşındaki Raul Castro, bugün başlayacak ve 3 gün sürecek Küba Komünist Partisi’nin (PCC) 8’nci kongresinin ardından Parti Sekreterliği görevini mevcut Devlet Başkanı 60 yaşındaki Miguel Diaz-Canel’e devredecek.
Diaz-Canel, PCC’nin üçüncü sekreteri olacak ve aynı zamanda devlet başkanlığı görevini yürütmeye devam edecek. Böylece ülke siyasetinde 60 yıl sonra ilk kez, Castrolar yer almayacak.
DEVRİMLE BAŞLADI
Küba devriminin lideri ve dünya devrimci hareketinin sembol ismi Fidel Castro ile kardeşi Raul Castro, 1959’dan bugüne ülke siyasetinin en önemli iki ismiydi.
Fidel Castro’nun Kasım 2016’daki ölümünün ardından, kardeşi Raul Castro parlamentoda seçilerek Devlet Konseyi Başkanı olmuştu.
Batista rejimi ayaktayken tam anlamıyla bir ABD sömürgesi olan Karayip ülkesi Küba, 1959 yılındaki devrimin ardından inanılması zor işler başarmıştı.
Fidel, Ernesto Che Guevara ve Raul önderliğindeki devrimciler, ilk iş olarak toprak reformu yapmış ve ABD’li şirketlerin Küba’daki sömürü zincirini kırmışlardı.
Bu devrimci başkaldırıyı kabul etmeyen ABD, Fidel’e yönelik darbe girişimi planlamış, Batista ordusunun artıklarıyla oluşturduğu bir askeri birlikle Domuzlar Körfezi’ne çıkarma gerçekleştirmişti. ABD hüsrana uğradığı bu girişimden sonra, Fidel’e yaşamı boyunca bilinen 638 suikast hamlesinde daha bulundu.
KÜBA’NIN YÜKSELİŞİ
1959’dan bu yana Küba, böylesi bir baskı altında olmasına karşın okuma-yazma oranını yükseltti, açlığı bitirdi, temel yaşamsal ihtiyaçları yurttaşları için ücretsiz hale getirdi ve sağlık sistemini en ileri Avrupa ülkelerinin bile gıptayla baktığı bir seviyeye çıkardı.
Dünyada en az bebek ölümünün yaşandığı ülke, bir süredir dünya geneline doktor gönderiyor.
Fidel Castro’nun mirası ise Küba halkının sömürgeciler karşısındaki dik duruşunun simgesi olmaya devam ediyor.
Kaynak: BirGün Gazetesi