Son günlerde ülke gündemine art arda yansıyan AK Partili belediyeler aracılığıyla yurt dışına insan gönderildiği ve bunlardan birçoğunun iltica ettiği haberlerine Tunceli de eklendi. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 2018 yılında Tunceli’de Nevruz ve Hıdırellez görevlendirmesi adı altında aralarında çocuklarında bulunduğu yüzlerce kişinin Alevi dedesi vasfı taşımamasına rağmen dönemin kamu yöneticileri ile Diyanet yetkilileri tarafından ‘Dede’ oldukları onaylanarak yurt dışına gitmelerinin önünün açıldığı ve gri hizmet pasaportuyla yurt dışına Alevi Dedesi olarak gönderilen bu kişilerden bir kısmının ülkeye dönmediği ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından yazılı olarak yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi sunan Şaroğlu, ‘AKP hükümetleri dönemince Alevi yurttaşlara dönük eşit yurttaşlık anlayışından uzak ayrımcı yönetim uygulamaları gün gibi ortada iken, büyük çoğunluğunu Alevilerin oluşturduğu Tunceli ilimizde, böylesi hassas bir konunun istismar edilerek yasa dışı bir organizasyona alet edilmesi sizce doğru mudur’ diye sordu. CHP’li Şaroğlu, önergede şu sorulara yanıt istedi;
1- Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 2018 yılında organize edilen bir etkinlik kapsamında, bir grubun Alevi Dedesi gibi gösterilerek yurt dışına çıkarıldığı ve bunlardan bir kısmının ülkeye geri dönmediği iddiaları doğru mudur?
2- Bu iddialar doğru ise bu gibi organizasyonlar ile yurt dışına toplamda kaç kişi gönderilmiş ve bunların kaçı ülkeye geri dönüş yapmamıştır? Bu kişiler arasında reşit olmayan kişiler var mıdır?
3- Söz konusu yurt dışı gezisi kapsamında gerçekleştirilen mülakatta Alevi Dedesi vasfı taşımamasına rağmen bu şekilde gösterilmesine olanak sağlayan kamu yöneticileri hakkında idari bir soruşturma başlatılmış mıdır? Bu kişiler arasında FETÖ’den ihraç edilenler olduğu iddiaları doğru mudur?
4- Yurt dışına gönderilenler arasında yer alanlardan 5 kişinin uyuşturucu, hırsızlık ve ihaleye fesat karıştırmaktan adli dosyaları olduğu 2 kişinin de örgüt üyeliği suçundan yargılandığı iddiaları gerçeği yansıtmakta mıdır? Eğer böyle ise haklarında bu gibi suçlamalar bulunan kişilerin yurt dışına çıkarılmasına neden göz yumulmuştur?
5- Diyanet İşleri Başkanlığı, bu organizasyonu gerçekleştirebilmek için hangi Alevi Dernekleri ile işbirliği yapmıştır ve bu derneklere ne kadar para aktarılmıştır?
6- AKP hükümetleri dönemince Alevi yurttaşlara dönük eşit yurttaşlık anlayışından uzak ayrımcı yönetim uygulamaları gün gibi ortada iken, büyük çoğunluğunu Alevilerin oluşturduğu Tunceli ilimizde, böylesi hassas bir konunun istismar edilerek yasa dışı bir organizasyona alet edilmesi sizce doğru mudur?