Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyeleri İlhan Taşcı ve Tuncay Keser, televizyonlarda seçimlerle ilgili adil bir yayıncılık yapılmadığına dikkat çekerek “Bu adaletsizliği önlemenin yolu RTÜK’ün tek yönlü ve taraflı yayınlara ilişkin raporlarını hazırlaması ve YSK’ya göndermesidir. Tüm cumhurbaşkanı adayları ve siyasi partiler için seçim adaleti ancak fırsat eşitliğinin sağlandığı bir ortamda söz konusu olabilir. Bu anlamda YSK ve RTÜK’ü göreve çağırıyoruz” dediler.
RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyeleri Taşcı ile Keser, 14 Mayıs seçimlerine yönelik RTÜK ve YSK’ya ‘seçim adaleti’ çağrısı yaptı ve şunları kaydettiler:
TEK BİR RAPOR GÖNDERİLMEDİ
“Bilindiği gibi; Yüksek Seçim Kurulu, seçim dönemi radyo ve televizyon yayınlarına ilişkin üç ayrı karar almıştır. 2023/126 sayılı karar seçim dönemi yayın ilkelerine ilişkin. YSK, bu kararında radyo ve televizyon kuruluşlarının ‘tek yönlü, taraf tutan yayınlar yapamayacakları’, ‘yayınlarında demokratik kurallar çerçevesinde Cumhurbaşkanı adayları, siyasi partiler ve bağımsız adaylar arasında fırsat eşitliğini sağlamak zorunda oldukları’nı vurguladı. Bu ve diğer ilke kararlarının kağıt üzerinde kalmaması için, YSK’nın yayınları takip ediyor olması gereklidir. Takibin yapıldığı konusunda kamuoyuna yansıyan bir örnek henüz göremedik. Yasa ile bu takibi yapmakla görevlendirilen Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’dur. Ancak bugüne kadar RTÜK’ün seçim yayınlarına ilişkin hazırlayıp YSK’ya gönderdiği tek bir rapor dahi yoktur.
3 SAAT KARŞI 30 DAKİKA!
Tek başına, kamu yayıncılığı sorumluluğu olan ve 85 milyon yurttaşın vergileriyle fonlanan TRT yayınlarına bakıldığında ise fırsat eşitliğinin hiçbir şekilde gözetilmediği ortadadır. Hatta açık bir fırsat eşitsizliği ekranlara yansımaktadır. TRT’nin haber bültenleri ve gün içindeki canlı yayınlarla birlikte bir günde Cumhur İttifakı’na 3 saat süre ayrılırken, Millet İttifakı’na ayrılan süre yalnızca 30 dakikadır. Burada bir adaletsizlik olduğu apaçık ortadadır. Dolayısıyla YSK’nın kendisinin almış olduğu kararlara sahip çıkmasını bekliyoruz. Diğer halde YSK’nın seçim döneminde taraflı yayınlara göz yumması gibi bir sonuç ortaya çıkar ki, bu da bir hukuk devletinde kabul edilemez.
ADALETSİZLİĞİ ÖNLEMENİN YOLU
Bu adaletsizliği önlemenin yolu, RTÜK’ün tek yönlü ve taraflı yayınlara ilişkin raporlarını hazırlaması ve YSK’ya göndermesidir. RTÜK’ün bu görevi ihmal etmesi durumunda, YSK, Üst Kurul’dan yayın taramasını istemeli ve yayın ihlalleri nedeniyle gerekli yaptırımları uygulayarak, sonuçlarını da kamuoyuyla paylaşmalıdır. ‘Tarafsızlık’ ve ‘fırsat eşitliğinin’ yayınlarda sağlanabilmesi için bu kaçınılmazdır. Aksi halde, seçimler yanlı ve fırsat eşitliğinden yoksun bir ortamda gerçekleşecektir.
GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ
Hem YSK hem de RTÜK’ün, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 149/A maddesinin yürürlükten kaldırılması bahanesine sığınması kabul edilemez. Tüm cumhurbaşkanı adayları ve siyasi partiler için seçim adaleti ancak fırsat eşitliğinin sağlandığı bir ortamda söz konusu olabilir. Bu anlamda YSK ve RTÜK’ü göreve çağırıyoruz.”