Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Gezi davasıyla ilgili tebliğnamesini hazırladı. Başsavcılığın tebliğnamesinde tutuklu sanık Mücella Yapıcı‘ya verilen cezanın bozulması, diğer tüm sanıklar hakkındaki cezaların onanması istendi. Davanın tutuklu sanıklarından Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay verilen cezanın da onanmasının istendiği tebliğname, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderildi. Atalay’ın tahliye edilmesi konusunda da olumsuz görüş bildiren Başsavcılık, gerekçe olarak anayasanın 14. maddesini gösterdi ve yargılamanın durması talebine iştirak edilemediği ifade edildi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeynel Emre, Gezi Parkı davasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın verdiği tebliğnameye tepki gösterdi.
Avukat Zeynel Emre, “Mücella Yapıcı haricindeki tüm isimler için istenen cezaların onanmasının talep edildiği tebliğnamede, kanıtlara dayalı hukuki bir tartışma yapılmaksızın, verilen cezalara siyasi ve ideolojik kıyafet giydirilmek istenmiştir. Bizzat AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarıyla yönlendirdiği Gezi Parkı Davası’nda yaşanan tüm süreç, kararın önceden verildiğini ve bizlere, sahnesinin mahkeme salonları olduğu bir tiyatronun izletildiğini düşündürmektedir” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeynel Emre bugün yaptığı yazılı açıklamayla, Ekim ayı itibariyle tutukluluğunun 6. yılına girecek olan Osman Kavala’nın müebbet; Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi ve Tayfun Kahraman’ın da 18’er yıl hapse mahkûm edildiği dosyanın temyiz için geldi Yargıtay’da, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tebliğnamesinin, davada süregelen hukuksuzlukları devam ettirdiğine dikkat çekti. Emre’nin açıklamaları şöyle:
“VERİLEN CEZALARA İDEOLOJİK KIYAFET GİYDİRİLMEK İSTENMİŞTİR”
“Mücella Yapıcı haricindeki tüm isimler için istenen cezaların onanmasının talep edildiği tebliğnamede, kanıtlara dayalı hukuki bir tartışma yapılmaksızın, verilen cezalara siyasi ve ideolojik kıyafet giydirilmek istenmiştir. Devlet kurumunun önemi ve korunmasının gerekliğinin tartışıldığı tebliğnamede, sanıkların bu kuruma yönelik yıkıcı eylemlerde bulunduğuna ilişkin ortaya şüphe götürmez kanıtlar konulmamıştır. Tebliğnamede, demokratik sistemlerin ulusal devletler için bir sorun olabileceği yönünde tehlikeli bir değerlendirmeye de yer verilebilmiştir.”
“SAHNESİNİN MAHKEME SALONLARI OLDUĞU BİR TİYATRO”
“Tebliğname ne yazık ki üst mahkeme konumundaki Yargıtay düzeyinde bile hukukun siyasi mülahazalara kurban edildiğini göstermektedir. Bizzat AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarıyla yönlendirdiği Gezi Parkı Davası’nda yaşanan tüm süreç, kararın önceden verildiğini ve bizlere, sahnesinin mahkeme salonları olduğu bir tiyatronun izletildiğini düşündürmektedir. Tebliğnamede, sırf cezalandırmaya dayanak oluşturması için tutarsız bir şekilde yer verilen ‘Kendi ulusal bağımsızlığını koruyarak insan olmanın gereği hak ve özgürlüklere sahip olmanın yöntemi, sade halka demokrasi işlerinden anlamayan olarak bakıp yabancı eli mi aramaktır?’ sorusunun bir benzerini tebliğnameyi yazan savcıya, ‘Hukuk, demokratik hakkını kullanan vatandaşları ajan görmek, siyasi karar almak mıdır?’ sorusunu yöneltmek gerekmektedir. Her türlü baskıya karşın Türk yargı sisteminin hala bağımsız ve evrensel hukuk kurallarına uygun kararlar alabileceği yönündeki beklentimizi, tüm yaşananlara karşı diri tutmaya çalışıyoruz.”