CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre ile bir grup akademisyen İkinci Yüzyıl Dergisi başlığıyla bir dergi yayınlama hazırlığında. Önümüzdeki günlerde yayın hayatına başlayacak derginin ilk mülakatı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yapıldı.
Milliyet’ten Mehtap Gökdemir’in haberine göre, Kılıçdaroğlu, “Biz nasıl güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek için temel ilkeler belirliyorsak, 21. yüzyılda bütün dünyada dünyanın bütün demokratlarını birleştirecek, sosyal demokrasi için de temel ilkeler getirilmeli” dedi
İkinci Yüzyıl Dergisi’nin bir siyasi fikir dergisi olarak çıkacağını, hem dijital, hem de basılı olarak yayınlanacağını belirten Emre, dergide CHP 37. Olağan Kurultayı’nda kabul edilen 13 maddelik İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesinin her maddesinin ayrı bir sayıda ele alınacağını söyledi.
Derginin yayın kurulunda Kılıçdaroğlu’nun oğlu, TED Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Kerem Kılıçdaroğlu da bulunuyor.
Emre’nin, “Dünyada da Türkiye’de de giderek derinleşen bir ekonomik kriz söz konusuyken siz ‘Dünyanın bütün demokratları birleşin’ çağrısı yaptınız. Bu çağrıyla tam olarak neyi amaçladınız, neyi anlatmak istediniz?” sorusuna Kılıçdaroğlu özetle şu yanıtı verdi:
ORTAK SORUN: Demokrasi bütün ülkelerin ortak sorunu olmalı. Eğer bir ülkede demokrasi işlemiyorsa orada insan hakları ihlalleri vardır, çevre ihlalleri vardır. Dolayısıyla oradaki sorun aynı zamanda demokrasisi gelişmiş ülkeleri de etkilemeye başlar.
SOSYAL DEMOKRASİ: Demokrasiyi savunmak aslında insan haklarını savunmaktır, yargı bağımsızlığını savunmaktır, özgürce yaşamayı savunmaktır, ekonomiyi savunmaktır. Demokrasiyi savunmak aynı zamanda sosyal demokrasiyi savunmaktır. 21. yüzyılda bu gerçeğin de artık görülmesi lazım. Sosyalizmle kapitalizm arasındaki bir ekonomik yapılanma gerekiyor, işte biz buna sosyal demokrasi diyoruz. Geçmişte sosyalist deneylerde de komünist deneyler de gördük insan hakları ihlallerinin çok olduğu rejimler vardı. Kapitalizmi, vahşi kapitalizmi de gördük, orada insan haklarının alın terinin nasıl sömürüldüğünü de, onları da gördük. O halde artık 21. yüzyılda insanların ortak seslendirmesi gereken kavram bana göre ‘sosyal demokrasi’dir. Bu bağlamda dünyanın bütün demokratlarının böyle bir felsefe etrafında birleşmesi gerekir.
TEMEL İLKELER GETİRİLMELİ: Peki, dünyanın bütün demokratları birleşip ne yapacaklar? Kendi ülkelerine sosyal demokrasiyi getirecekler yani hem demokrasiyi hem de insana ekonomik açıdan bir gelecek güvencesi vermeyi hedefleyecekler. Hem demokrasi hem ekonomik sosyal güvence beraber olduğu zaman bunun bir anlamı oluyor. İkisinin beraber yan yana gelmesinin yolu da “siyasetin saydamlaşması, siyasetin halka hesap vermesi, siyasetin zenginleşme aracı olarak kullanılmaması” gibi bazı kurallar var. O kurallar hep birlikte geldiği zaman bu olur. Biz nasıl güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek için temel ilkeler belirliyorsak, 21. yüzyılda bütün dünyanın bütün demokratlarını birleştirecek, sosyal demokrasi için de temel ilkeler getirilmeli.
‘Türkiye’de üç katman var’
Almanya’da, Norveç’te, İsveç’te, Kanada’da sosyal demokrat olmak çok kolay. Ama asıl zorluk Türkiye’de. Neden? Çünkü Türkiye’de üç katmanlı bir toplum var: Bir, orta çağ koşullarında yaşayanlar var, gerçekten bu sadece Anadolu’nun ücra köşelerinde falan değil, İstanbul’da da var. Gidip gördüğünüz zaman orta çağda bile insanlar daha iyi koşullarda yaşıyordu diye düşünürsünüz. İkinci katmanımız ise “mavi ve beyaz yakalılar”, bizler, ücretliler, asgari ücretliler, işte bir şekliyle çalışanlar, esnaf vesaire falan. Bir de üçüncü katmanımız var; İsviçre veya Norveç koşullarında yaşayanlar yani kişi başına geliri 60 bin dolar, 100 bin dolar, 150 bin dolar olan bir katmanımız daha var. Bizim buradaki zorluğumuz şu: Üç katmanı nasıl yakınlaştırabiliriz? En üst katmandan vergi yoluyla paraları alacaksın, alt katmanın gelir dağılımını olabildiğince eşit hale getireceksin ve bunun manivelası özellikle eğitim olacak. Ben Türkiye’deki sosyal demokratlara düşen görevin Batı’daki sosyal demokratlara göre çok daha fazla olduğunu, zorlukların çok daha fazla olduğunu biliyorum. Sosyal demokrat felsefeden yola çıkarak gelir dağılımını olabildiğince eşitleyebilirsek, dolayısıyla üç katmanı yakınlaştırabilirsek dünya siyaset tarihine önemli bir katkıda bulunacağımıza inanıyorum.