Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Doster, Çin’in insan haklarını geliştirmek için bütüncül bir bakış açısı benimseyerek önemli adımlar attığını belirtti.
Doster, kısa süre önce Xinhua ile yaptığı söyleşide, Çin’in insan hakları konusunda tarihsel, siyasi, ekonomik ve sosyal bir bilinçle hareket ettiğini ifade etti.
Çin’in bu yaklaşımının işe yaradığını belirten Doster, çünkü sadece kağıt üzerinde teorik argümanlar olarak var olan insan haklarının anlaşılmasının sınırlı kalacağını belirtti.
Akademisyen, insan haklarının ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliğin dengelenmesiyle geliştirilebileceğine inandığını sözlerine ekledi.
Doster, “Eğer bir ülke kalkınmasına, sanayileşmesine ve ilerlemesine paralel olarak insan haklarını samimi çabalarıyla tanır ve içselleştirirse, o zaman insan hakları Çin’de olduğu gibi güçlü bir zemin üzerine kurulabilir” dedi.
Doster, bazı gelişmiş ülkelerdeki örneklerde görüldüğü gibi, bütüncül bir bakış açısına sahip olunmadığında “gelişmiş ve az gelişmiş, zengin ve fakir arasındaki uçurum derinleşerek katlanılmaz hale gelir” diye konuştu.
Akademisyen, “gelişmiş Batı ülkelerindeki” dezavantajlı toplulukların Kovid-19 pandemisi sırasında sağlık ve eğitim hizmetlerine erişimde önemli zorluklar yaşadığını vurguladı.
Doster, bu ülkelerin, insan hakları kavramını başka ülkelerin içişlerine karışmak için bir bahane olarak kötüye kullandıklarını ifade etti.
Çin’in, kendi insan haklarını iyileştirip dış müdahalelere karşı kendini korurken, yatırımlar ve yardımlar yoluyla Küresel Güney’in sosyoekonomik ilerlemesine aktif olarak yardımcı olduğuna işaret eden Doster, bunun “bu ülkelerde insan hakları konusunda farkındalık yaratmak açısından paha biçilemez” olduğunu belirtti.
Doster ayrıca, Çin’in Birleşmiş Milletler çerçevesinde insan hakları konularında yapılanlar da dahil olmak üzere yıllar boyunca küresel insan hakları yönetişiminde oynadığı verimli rolün öneminin de altını çizdi.