Instagram’ın üst düzey yöneticisi Adam Mosseri, 2019’da katıldığı bir televizyon programında kullanıcıların iyiliğini her şeyden önde tuttuklarını ve platformun özelliklerini bu doğrultuda kurguladıklarını iddia etmişti.
Öte yandan 25 Ekim’de 42 ABD eyaleti platformun çatı şirketi Meta’ya gençlerin ruh sağlığını bozduğu gerekçesiyle dava açtı. Savcılar, Mosseri’nin sözlerinin de aslında gençlerin psikolojisine zarar veren 10 yıllık bir aldatmacanın parçası olduğunu savunuyor.
Davada Meta’nın, kullanıcıların katılımını güvenliğin önüne koyduğu öne sürülüyor.
Önceki yıllarda, eski Meta çalışanı Francis Haugen’ın sızdırdığı şirket içi yazışmalarda da Instagram’ın gençlerin psikolojisini kötü yönde etkilediğine dair araştırmalar yer almıştı.
Independent Türkçe’de yer alan habere göre; Kaliforniya eyaletindeki mahkemede davayla ilgili bir şikayet dilekçesinde, “gençleri Instagram’ı takıntılı ve uzun süreli kullanmaya” teşvik eden, “zararlı ve manipülatif” 5 özellik sıralanıyor.
1- ÖNERİ ALGORİTMALARI
Savcılar, Meta’nın, kullanıcıların akışlarında hangi içeriği göreceğini belirleyen Instagram algoritmalarını, onları açıkça uygulamaya bağımlı kılmak için tasarladığını söylüyor.
Bu algoritmalar, gönderileri kronolojik değil, kullanıcının tahmini ilgisine göre sıralıyor. Buna göre kullanıcılar, kendilerine zevk veren bir içerikle karşılaştıklarında benzer şeyleri yeniden görme ve mutlu olma umuduyla geri gelmeye ve sayfayı “sonsuza dek” kaydırmaya koşullandırılıyor.
2- BEĞENİLER
Sızdırılan belgelere göre, Instagram için çalışan araştırmacılar, uygulamanın gençleri kendilerini akranlarıyla karşılaştırmaya ve sorgulamaya teşvik ettiğini saptamıştı. Bu durumun gençlerin akıl sağlığına siber zorbalıktan daha çok zarar verdiği tespit edilmişti.
Dev firmalara ait olmayan, merkeziyetsiz bir sosyal medya mümkün mü? Söz konusu araştırma yine Haugen’ın 2021’de sızdırdığı yazışmalarda açıkça yer alıyor.
Kaliforniya’daki mahkemeye sunulan dava dosyasında, “Meta, en azından Instagram ve Facebook’un genç kullanıcılar için beğeni sayılarını gizleyebilirdi ama bunu yapmayı reddetti” deniyor.
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin şubatta yayımlanan raporuna göre, ABD’li lise öğrencilerinin yaklaşık yüzde 16’sı bir yıl boyunca Instagram ve Facebook aracılığıyla siber zorbalığa maruz kaldı. ABD’li genç kızlar arasındaki umutsuzluk oranlarının son 10 yılın en yüksek seviyesinde olduğu belirtildi.
Kaliforniya başsavcısı Rob Bonta, “Çocuklarımızı çevrimiçi ortamda korumalıyız ve bu mücadeleden geri adım atmayacağız” diye konuştu.
3- BİLDİRİMLER
Dava dosyalarında, Meta’nın, gün boyunca kullanıcıları Instagram uygulamasını kontrol etmeye teşvik eden uyarılarla dürttüğü de tartışılıyor.
Buna göre özellikle genç kullanıcılar bu bildirimlere direnmekte zorlanıyor.
Savcılar, Instagram’ın kullanıcıların bildirimleri kapatmasına ve duraklatmasına olanak tanıyan özellikler eklediğini ama seçeneklerin de manipülatif tasarlandığını iddia ediyor. Buna göre Instagram’ın ayarlarındaki seçeneklerde yer alan ifadeler, kullanıcıları bildirimlerini kapatırken bile tersine ikna etmeye çalışıyor.
4- FOTOĞRAF FİLTRELERİ
Dava dosyasına giren fotoğraf filtreleme özelliğiyle ilgili veriler, şirketin gizli bilgilerine dayandığı için kamuoyuna açıklanmadı.
Bu filtreler kullanıcıların fotoğraflarını veya videolarını süslemek için kullandıkları sanal özellikler içeriyor.
Halihazırda bu filtrelerle ilgili bilinen bir risk, kullanıcıların kırışıklıklarını ve kusurlarını düzeltmesi için kullanıldığından gençlerin psikolojisine ve beden algısına zarar verebilecek olması.
Söz konusu özelliğin yeme bozukluklarına bile yol açabileceği söyleniyor.
5- HİKAYELER
Davayla ilgili son iddia, gençlerin sosyal medya kullanımlarını sınırlandırmaya kalkıştıkları durumda Meta’nın onları bağımlı tutan özellikleri tarafından cesaretlerinin kırıldığı yönünde.
Buna göre 24 saat içinde kaybolan fotoğrafları içeren Hikayeler özelliği, kullanıcılara kaybolmadan önce bu içerikleri sürekli kontrol etmeleri gerektiğini hissettiriyor.
Massachusetts başsavcısı Andrea Joy Campbell, kâr elde etmenin yanlış olmadığını ancak bunu “vicdansız biçimde” yapmanın yasadışı hale geldiğini söyledi:
“Bu tasarımların, gençleri bağımlılık noktasına kadar nasıl getireceğini gayet iyi biliyorlardı. Ancak yine de bunları kullanmaya devam ettiler. Ayrıca gençlerimize verilen zararı azaltacağını bildikleri uygulanabilir alternatifleri de reddettiler.”