CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında, yanında getirdiği ekmek, süt ve su ile dikkati çekti. Bakan Yumaklı’yı eleştiren Barut, elinde tuttuğu yarım litre suyun marketlerde 15 liraya satıldığını, bir litre sütün ise üreticiden 13 liraya alındığını vurguladı. Barut, “Üreticiyi perişan ettiniz, halkı da şu kuru ekmeğe muhtaç ettiniz” diye tepki gösterdi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Komisyon Başkanı AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş’un başkanlığında toplandı. Komisyonda, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesi görüşülüyor.
CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunum yapan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın tarım ve çiftçiyle ilgili ‘pembe ve olumlu tablo’ çizmeye çalıştığını belirterek, “Öyle bir pembe tablo çizdi ki Bakan, dinlerken şaşırdım ve hayret ettim. Acaba ben mi başka bir ülkede yaşıyorum, yoksa Sayın Bakan mı başka bir ülkenin bakanı diye düşündüm. Gerçekleri bir de bizden dinleyin, üreticilerin durumunu. Üreticilerimiz şu an kan ağlıyor. Türkiye bir tarım ülkesi ama AKP eliyle tarım bitirildi, çiftçi her ektiğinden zarar etti. Artık bıçak kemiğe dayandığı için Türkiye’nin her yerinde çiftçilerimiz eylemler yaptı” şeklinde konuştu.
GERÇEKLER TOKAT GİBİ ÇARPIYOR
Hükümetin tarım politikasını eleştiren Barut, şöyle devam etti:
“Gıda egemenliğimizi tehlikeye atan, tarımsal üretimi ve çiftçiyi bitirenlerin amacı bellidir. Amaçları ülkemizi tümüyle çok uluslu şirketlerin ve emperyalist ülkelerin pazarı haline getirmek. Bütçe neden yapılır, niçin hazırlanır? Dertlere derman olmak, sorunları çözmek, refahı arttırmak için yapılır. Oysa AKP iktidarı bırakın sorun çözmeyi, bırakın çare olmayı, sorunu büyütmeye yeminli gibi davranıyor. Neden bunları söylüyorum, çünkü matematik yalan söylemez. İktidar algı oyunlarına girişse de veriler gerçeği tokat gibi iktidarın yüzüne çarpıyor.
Bakın, 2023 yılında bütçeden tarıma ayrılan kaynak 142,3 milyar lira iken 2024 yılında 384 milyar liraya çıkarılmıştı. 2025 bütçesinde ise tarıma toplamda 706 milyar lira. Daha vahimi ise tarımsal destek programları için yalnızca 135 milyar lira kaynak ayrılıyor. Çiftçinin en temel maliyetlerinden birisi olan mazot fiyatları bile 3 senede 7 liradan 45 liraya çıktı. Tarıma geçen sene 63 milyar, bu sene 91 milyar, gelecek yıl ise 135 milyar destek vereceklerini söylüyorlar. Maliyetler en az 5-6 kat artarken tarımsal desteklerin adeta yerinde sayması tarıma ve çiftçiye darbedir. Tarım Kanunu’nun 21’inci maddesine göre, tarımsal desteklerin gayrisafi milli hasılanın yüzde 1’inden az olmaması şart. Gelecek yıl gayrisafi milli hasılanın 61 trilyon 540 milyar olacağı öngörülüyor. Çiftçilerin 615 milyar 400 milyon lira destek alması gerekiyor. Oysa 135 milyar lira reva görülen çiftçilerin alamadığı destek miktarı 480 milyar 400 milyon liraya ulaşıyor. 2006 yılından bu çıkan kanuna hiç uymadılar, çiftçiye yüzde 1 destek verilmedi, en fazla yüzde 0.5 ve altında oran veriyorlar. Bunu söylediğimizde OECD, Uluslararası Ekonomik İşbirliği Örgütü rakamlarını öne sürüp banka kredilerini, özel sektörün tarıma katkılarını, ilacı, tohumu her şeyi bunun içine koyup verilen desteği fazla gösteriyorlar. Bu doğru değildir. Kanunun emredici hükümlerini yok sayıyorlar. Tarımı desteklenmeyen bir ülkede tarım yapmak mümkün değildir. Tarım desteklenmediği için üretici üretemiyor, ithalata sevdalı AKP iktidarı ithalatı yapıyor.
BU UTANÇ TABLOSU SİZİN ESERİNİZ
Bu elimdeki yarım litre şişe suyun fiyatı 15 liraya dayanmışken, üreticinin binbir emekle ürettiği bu elimdeki 1 litre sütün fiyatı 13 lira. Bu nasıl adalet, bu nasıl vicdan, bu nasıl anlayıştır? Bu bozuk düzen nedeniyle başta çiftçilerimiz, emeklilerimiz, insanlarımız bu elimdeki yek ekmeğe muhtaç halde. Açlık, yoksulluk, sefalet düzeni yarattınız. Bu utanç tablosu sizin eserisiniz.”
Bakan Yumaklı’nın, “Güçlü bir Türkiye’nin yolu, güçlü bir tarımdan geçer” sözünü hatırlatan Barut, şunları kaydetti:
“Doğrudur, güçlü Türkiye’nin yolu güçlü tarım ve çiftçiden geçer ama AKP’nin yaptığı gibi değil, gerçekten üretim ve üretici desteklenirse bu olur. Madem güçlü Türkiye ve tarım diyorlar o zaman çiftçinin ürünü niye para etmiyor, emektar çiftçimiz borca batmış durumda? Limon dalında çürüdü, kimse oralı olmadı. Neden yüz binlerce çiftçi tarımdan uzaklaşıyor, niye üreten bir Türkiye yerine ülkemizi ithalat cennetine çevirdiniz? Madem güçlü tarım ve güçlü Türkiye istiyorlar, öyleyse 2011 yılından bu yana bütçeden tarımsal desteklemeye verilen pay niye düşüyor? 2011’de yüzde 2,2 olan destekleme ödemeleri oranı, 2024’de geldiğimizde yüzde 0,8’e kadar geriledi. 2002’de ÇKS’ye kayıtlı 2 milyon 800 bin çiftçi vardı, bu sayı 700 bin düştü, yüz binlerce çiftçi tarımdan uzaklaştı. Madem güçlü bir Türkiye deniyor, o zaman tarıma, üretime, üreticiye ve halka destek olun.”
Barut, her yıl on binlerce ziraat, gıda, orman, balıkçılık teknolojisi mühendisi, veteriner hekim, tekniker ve teknisyenin mezun olarak kamuya atama beklediğini anımsattı. Barut, “Tarımda atama bekleyen ziraatten gıdaya, veteriner hekimden ziraat tekniker ve teknisyenlerin sesini duyun. Bu alanlarda atamaya ihtiyaç var. Bütçede atamayla ilgili alım kaynağı görünmüyor, bu yanlışı düzeltin” diye konuştu.
KAYNAK: ANKA