TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçe görüşmeleri devam ediyor. CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya, “Kreş konusuna halkın gözünden değil kendi iktidar hırsınızla bakıyorsunuz. Kadının sırtına yüklediğiniz yoksulluğu, sefaleti, onun ekmeği ve kirası için çalışmak mecburiyetinde olduğu ve çocuğunun bir bakım zorunluluğu olduğu umurunuzda bile değil. Tek derdiniz CHP’nin halk için çalışmasını engellemek. Mersin’de bir anne, evime ancak ayda bir et alabiliyorum diyor, o sizin umurunuzda değil. Sizin iktidarınıza bunlar sanal, ama bizim için acı gerçeklikler. Siz dönüp dolaşıp ‘kreşi kapat’ diyorsunuz. O kadın, o çocuğu kreşe koyacak ki evine ekmek getirebilsin, et alabilsin. Siz CHP’ye karşı duralım derken, halkın karşısında duruyorsunuz. İktidarınız, CHP’ye karşı seferberlik ilan edeceğine kadınları, çocukları sefaletten kurtarmak için seferber olsun” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçe görüşmeleri Bakan Mahinur Özdemir Göktaş’ın sunuş konuşmasının ardından gruplar adına yapılan milletvekili konuşmaları ile devam ediyor. CHP Kadın Kolları Genel Başkanı ve Osmaniye Milletvekili Asu Kaya, şunları söyledi:
Adındaki kadını silip Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olduktan sonra kadını yok sayan iktidarınızla karşı karşıyayız. Sizin işiniz ise sadece tweet atıp, video çekmek. Demokratik haklarıyla kadın cinayetlerine dur diyen 156 kadını gözaltına alanlara, saçından tutup yerde sürükleyenlere karşı, kadınların yanında olmayan bir Bakanla, yani sizinle karşı karşıyayız. ‘Biz varız’ diyorsunuz ya, yoksunuz. Adana’da ayrılmak istediği eşi tarafından başı parke taşıyla ezilerek katledilen Ayşe Dürüst’ün yanında var mıydınız? Bandırma’da doğum gününe gitmek istediği için babası tarafından boğularak öldürülen Eylem’in yanında var mıydınız? Yoktunuz. Narin’in, Derya Demir öğretmenin ölüsü günlerce bulunamazken var mıydınız? Karaman’da, Derya öğretmenin tabutunu, biz kadınlar taşıdık, siz neredeydiniz? 98 gündür Narin’in kim tarafından ve neden katledildiği hala belli değil. Bizden sonra mezarın başına gittiniz, tek bir açıklama dahi yapmadınız. Milletvekiliniz biliyor ama siz kulağınızın üstüne yatıyorsunuz, konuşmuyorsunuz. Bakanlığınızın reklam filminde biz varız demişsiniz ama siz ve Bakanlığınız hiçbir yerde yoksunuz.
SON 14 YILIN EN YÜKSEL KADIN CİNAYETLERİ VERİLERİ VAR
Siz geçen sene buraya geldiğinizde, ‘Güçlü birey, güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ demiş durmuşsunuz ama maalesef kadın da , aile de güçsüz, çocuk mutsuz ve sorunlarla dolu bir Türkiye getirdiniz bugün bu komisyona. 4 Haziran 2023’te Bakan olmanızdan bu yana 351’i şüpheli 882 kadın cinayeti gerçekleşti. Bu ülkede artık toplumsal ve sosyal cinnet hali var ve siz yine yoksunuz. Kadın örgütleri, son 14 yılın en yüksek kadın cinayetleri verilerini paylaşıyorlar. “Şiddete sıfır tolerans” demeye devam eden siz ve iktidarınız ise, şiddete en geniş toleransı tanımaya, fail erkeklere de yüksek indirimler uygulamaya devam ediyorsunuz. Yani sizin yargınız, gerçek adaleti değil erkek adaleti dağıtmaya devam ediyor! Sayın Bakan, Sizin iktidarınız ataerkil anlayışı güçlendirirken, modern dünya kadını güçlendiriyor. OECD ülkeleri arasında kadına karşı şiddette yüzde 38 ile liste başındayız. Bu gerçekleri duymaktan hoşlanmıyorsunuz, Siz Türkiye’nin verilerini de paylaşmıyor, gizliyorsunuz.
VAR OLAN KANUNLARI ETKİN BİR ŞEKİLDE UYGULAMIYORSUNUZ Kİ
Nitekim, daha önce, kadına yönelik aile içi şiddet araştırması için, Türkiye’nin saygın üniversitelerinden Hacettepe Üniversitesi ile çalışırken, bu kez halkın hiçbir şekilde güvenmediği, enflasyon verilerini bile gizleyen, ama sizi asla üzmeyen TÜİK’in bu araştırmayı yapacağını söylüyorsunuz. Kim inanır TÜİK’e? Kim inanır size? Her bir kadın ve çocuk onurlu bir şekilde eşit koşullarda yaşamayı hak ederken, gerçeklik çok farklı. Sayın Cumhurbaşkanı sanal dünyadan söz ediyor ya, biz gerçekliği söyleyelim size, kadınlar, kız çocukları bırakın eşitsizliği bir kenara, katlediliyorlar. “Sözleşmeler değil kanunlar yaşatır” diyor ya Sayın Cumhurbaşkanı. Var olan kanunları etkin bir şekilde uygulamıyorsunuz ki, hepsi kağıt üstünde, sanalda kalıyor.
SİZDEN MEDET UMAN, BEKLEYEN KAÇ KADIN KATLEDİLDİ ACABA BUGÜNE KADAR?
Kanunların uygulanmasında bunca problem varken, çıkıp, “İstanbul Sözleşmesinden çekilmekle hükümetimizin kadına yönelik şiddetle mücadele iradesi arasında hiçbir illiyet bağı yoktur” diyor Sayın Cumhurbaşkanı. Son 14 yılda en düşük kadın cinayetinin yaşandığı yıl 2011! Sözleşmenin imzalandığı yıl. O günden bugüne kadın cinayetleri 4 kat, şüpheli ölümlerle 5 kat artmış durumda. Bu veriler, bu bağın ne kadar güçlü olduğunu, sanal değil gerçek olduğunu ortaya koyuyor. Yani sanalı değil, Türkiye olarak gerçekliği yaşıyoruz. Kadını koruma ve güçlendirme deyince, bir KADES’i biliyoruz. 2023 yılında KADES’e 1 milyon 383 bin ihbar yapılmış, 193 bin kadın için koruma kararı alınmış. Sadece 1500 kelepçe uygulanmış. Kadınlar elektronik kelepçe talep ediyor; “yok, boşa çıkmasını bekliyoruz” cevabını alıyorlar. Bu arada, elektronik kelepçe takan erkeklerin kelepçelerini de kırıp eşlerini katlettikleri bir ülke olduk. Dün, Taksim’de, kadınların üzerine saldırmayı bilenler, nasıl oluyor da elektronik kelepçesini kırıp gidip kadını katledeni durduramıyorsunuz? Ayrıca, öldürülmemek için sizden medet uman, bekleyen kaç kadın katledildi acaba bugüne kadar? Bunu bilmek istiyoruz. Maalesef gerçeklik sizin sanal dünyaya yaydığınız o reklam videosu gibi değil.
KADINLAR DEVLETTEN GÜVEN İSTİYOR AMA BAKANLIĞINIZ BUNU GÖRMÜYOR
Gelelim sığınmaevlerine… Bakanlık verileriniz, 2020’den bu yana kadın “konukevi” sayısının 112’de kaldığını ve 4 yıldır da artan şiddete ve hizmet alan kadın ve çocuk sayısındaki artışa rağmen yenilerinin açılmadığını gösteriyor. Aynı şekilde, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinin sayısı son 3 yıldır 82 olarak kalmış durumda. Yeni ŞÖNİM’ler açılmazken, Bakanlık verilerinize göre, 2020’de ŞÖNİM’lerden hizmet alan kadınların sayısı 189 binken, bu sayı 2023’te 273 bin olmuşken ama siz ne Şönim ne de konukevi açıyorsunuz. Onlarda mı tasarruf tedbirlerine takıldı Sayın Bakan? Kadınlar öldürülüyor, kadınlar koruma ve sığınma evi talep ediyor. Öldürülen kadınların yüzde 41’i evlerinde öldürüldüğü için kendine güvenli sığınaklar arıyor, devletten güven istiyor ama Bakanlığınız bunu görmüyor, duymuyor. Yine, diyorsunuz ya, “Kadın istihdamını çok önemsiyoruz” diye. Kadın konukevlerinde kalıp işe yerleştirdiğiniz kadın sayısı bu sene 550 olmuş, seneye sadece 600 olacak diyorsunuz. Yani, hayata ekonomik olarak tutunmaya çalışan, zor bir yaşamın kıyısındaki kadın, şiddet gördüğü ve belki de katledileceği eve geri dönmek zorunda kalıyor. İşte bu gerçeklik, sanal değil! Kadını, çocuğu korumayan, tüm derdi yoksulluğu yönetmek ve bu şekilde iktidarını sürdürmek olan bir anlayışın bütçesi bu bütçe.
SİZ DÖNÜP DOLAŞIP ‘KREŞİ KAPAT’ DİYORSUNUZ
Kreş konusuna halkın gözünden değil kendi iktidar hırsınızla bakıyorsunuz. Kadının sırtına yüklediğiniz yoksulluğu, sefaleti, onun ekmeği ve kirası için çalışmak mecburiyetinde olduğu ve çocuğunun bir bakım zorunluluğu olduğu umurunuzda bile değil. Tek derdiniz CHP’nin halk için çalışmasını engellemek! Mersin’de bir anne, evime ancak ayda bir et alabiliyorum diyor, o sizin umurunuzda değil. Pazar yerindeki 14 yaşındaki çocuk, ‘yazları ben de çalışıyorum, bizim eve ayda bir et giriyor’ diyor, siz duymuyorsunuz. Sizin iktidarınıza bunlar sanal, ama bizim için acı gerçeklikler. Siz dönüp dolaşıp ‘kreşi kapat’ diyorsunuz. O kadın, o çocuğu kreşe koyacak ki evine ekmek getirebilsin, et alabilsin. Siz CHP’ye karşı duralım derken, halkın karşısında duruyorsunuz. İktidarınız, CHP’ye karşı seferberlik ilan edeceğine kadınları, çocukları sefaletten kurtarmak için seferber olsun.
CHP’Lİ BELEDİYELERİ CEZALANDIRMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ
Çocukları kurtarın derken, bakıyoruz ki, çocuk evi sayısı, 2023’e göre azalmış ama bu çocuk evlerinde bakılan çocuk sayısı yüzde 40 artmış. Yani yine talep var, sefalet var yani bu çocuklara devlet bakmak zorundayken siz bu evleri açmıyorsunuz. Oysa ki Sayın Bakan, daha geçen hafta İzmir’de yaşanan vahim olay sonucu 5 çocuğu kaybettik. Siz ise, ‘Biz yaklaşık 25 bin çocuğumuza bakıyoruz, 5 çocuğa mı bakamayacaktık’ demiştiniz. Sizin, ‘verdik’ dediğiniz yılda 110 bin TL, ayda 10 bin lira bile etmezken, 6 boğazı geçindirmeye çalışırken, hurda parası peşinde koşarken evlatlarını kaybeden anne ‘Çocuklarımız için bize 8 bin lira yardım yapıyorlardı, onu da 4 bin liraya indirdiler, ben 4 bin lira ile çocuklarıma nasıl bakayım?’ diyerek feryat etti. 5 çocuk yoklukla, yoksullukla öldü, gitti, suçlu yine anne oldu. İşte tablo bu.
Ailelerin yanındayken sosyal ve ekonomik destek verdiğiniz çocukların sayısının 190 bin olduğunu, 2026’da bu sayının 210 bin olacağını söylüyorsunuz. işte sizin itirafınız. Geri dönüp, kadın ve çocuk yoksulluğunu bitirmeye çalışan CHP’li belediyeleri cezalandırmaya çalışıyorsunuz. Bu mu sizin vicdanınız, bu mu sizin adaletiniz? Vicdanı, adaleti, halkı unutanları burada istifaya davet ediyorum; istifa edin ve diyorum ki, halkın gerçek iktidarında, Cumhuriyet Halk Partimizin iktidarında kuracağımız Kadın ve Eşitlik Bakanlığı bütçelerinin kadının, çocuğun huzurunu ve refahını sağlanacağını bugünden taahhüt ediyoruz.”
KAYNAK: ANKA