CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönüşüyle ilgili “Bugün yandaş televizyonları seyrettiğinizde sanki milyonlarca insan koşarak Suriye’ye dönüyor gibi görüyorsunuz. Ama bu gerçekle bağdaşmıyor. Bunun için önerimiz hızlı bir şekilde bir teşvik planı artı, Türkiye’de belli bir süre sonra çalışma izinlerinin olmayacağını, çocuklarının eğitim göremeyeceğini, sağlık sisteminden yararlanamayacaklarını Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin söylemesi gerekir. Ali Yerlikaya’ya sesleniyoruz buradan: Bir defa her gün kaç kişi çıkıyorsa sınırdan bunu geçici koruma altındakilerin sayısından düşürün, biz bilelim. Yüz binler mi çıkıyor; yoksa 300-500 kişi mi çıkıyor? Ve makul bir süre versinler. Biz bununla ilgili bir yol haritası istiyoruz iktidardan” dedi.
CHP İçişleri Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, Suriye’de Beşar Esad yönetiminin devrilmesinin ardından Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların durumuna ilişkin ANKA Haber Ajansı’nın sorularını yanıtladı.
Bakan, “İçişleri Bakanlığı ülkesine dönen Suriyelilere ilişkin resmi bir veri paylaşmıyor ama bir kitlesel dönüşten söz ediliyor. Böyle bir kitlesel dönüş var mı” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Böyle bir kitlesel dönüş biz görmüyoruz. Sınır kapılarındaki hareketliliğe baktığımızda, oradan aldığımız bilgilerde böyle bir kitlesel dönüş yok. Bu hızla dönmeye devam ederlerse 30 yıl içinde ancak Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların, geçici koruma altındakilerin, yasa dışı olarak Türkiye’ye gelmiş olanların tamamı dönebilir. Bu da resmi rakamlara göre, yani günde 300-500 kişinin Suriye’ye gitmesiyle Türkiye’deki göç krizi çözülmez. Bizim endişemiz tersine bir göçün de olmaması çünkü orada istikrarsızlık sürüyor. HTŞ’nin orada bir egemenlik sağlaması, Şam’ı ele geçirmesi tüm Suriye’de toprak bütünlüğü olan tek bir devletin, anayasası olan devletin olduğu anlamına gelmiyor. Bununla ilgili çalışmalar önümüzdeki süreçte olacak. Bizim CHP olarak olaya bakışımız, oradaki tüm etnik inanç kimliklerini, tüm toplumsal grupları kapsayan; Türkmenleri de Kürtleri de Alevileri, Dürzileri de kapsayan katılımcı bir anayasa süreciyle önümüz süreçte toprak bütünlüğü olan, karşımızda tek bir muhatap devlet görebileceğimiz bir yapı oluşması. Türkiye’nin bunu desteklemesi lazım.
GEÇİCİ KORUMANIN KALDIRILMASI, MAKUL SÜRE VERİLEREK İKTİDAR TARAFINDAN BİR TEŞVİK PAKETİYLE DÖNÜŞLERİNİN SAĞLANMASI LAZIM
Diğer taraftan resmi rakamlara göre 3 milyona yakın, geçici koruma altında olan Suriyeli var. Bunlarla ilgili de birtakım adımlar atılması gerekiyor. Öncelikle geçici korumanın hukuki gerekçesi ortadan kalkmış oldu. Orada savaş bitmiş oldu resmi olarak. Evet, birtakım iç çatışmalar hala devam ediyor olabilir ama bir savaş ortamı yok. Dolayısıyla geçici korumanın kaldırılması, geçici koruma altında olanlara bir makul süre verilerek iktidar tarafından bir teşvik paketiyle onların o makul süre içinde dönüşlerinin sağlanması lazım. İşin hem güvenlik boyutu var hem insani boyutu var. Ekonomik boyutu var, sosyal boyutu var. Tüm yönleriyle değerlendiriyoruz. Türkiye için ciddi bir güvenlik riski oluşturuyordu; kimlikleri belli olmayan, sahte kimliklerle, sahte isimlerle Türkiye’ye gelen ve bizim o şekilde kabul ettiğimiz insanlar, milyonlarca insan. Bunların dönüşünün önünün açılması lazım. Ve bunlara da ‘Siz gönüllü dönün, ne zaman isterseniz dönün’ dendiğinde bugün hala ekonomisi çökmüş, istikrarsızlık içinde olan bir ülkeye dönmek istemeyeceklerdir. Ama o ülkenin inşa edilebilmesi için, o ülkeyi bir demokrasi gelebilmesi için, oranın imar edilebilmesi için de buradakilerin oraya gitmesi lazım, yani orada bir hem nüfus hem bir ekonomi yaratılabilmesi için.
TÜRK HALKININ BEKLENTİSİ HIZLI BİR ŞEKİLDE BU GERİ DÖNÜŞÜN OLMASIDIR
Türkiye açısından da 13 yıldır ciddi bir ekonomik yük. Sağlık sistemine ciddi bir yük, sosyal güvenlik sisteminde ciddi bir yük, eğitim, altyapı; Türkiye’ye getirdikleri ekonomik katkının çok ötesinde Türkiye’ye bir ekonomik yük oluşturuyor. İşin bu yönünü de değerlendirmek lazım. Gelen nüfusun tamamı belli etnik inanç grubundan olduğu için birtakım sosyal çatışmalar yaşandı. Kayseri’de yaşandı, başka yerlerde yaşandı. Bu noktadan sonra Türkiye halkının, Türk halkının beklentisi hızlı bir şekilde bu geri dönüşün olmasıdır. İktidar bu algıyı yaratıyor. Bugün yandaş televizyonları, devletin televizyonu seyrettiğinizde sanki milyonlarca insan koşarak Suriye’ye dönüyor gibi görüyorsunuz. Ama bu gerçekle bağdaşmıyor. Bunun için önerimiz hızlı bir şekilde bir teşvik planı artı, Türkiye’de belli bir süre sonra çalışma izinlerinin olmayacağını, Türkiye’de yasa dışı olarak kalmak durumunda kalacaklarını, çocuklarının eğitim göremeyeceğini, sağlık sisteminden, sosyal güvenlik sisteminden belli bir makul bir süre sonra yararlanamayacaklarını, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin söylemesi gerekir. Bunun da muhatabı İçişleri Bakanlığı’dır.
YERLİKAYA’YA SESLENİYORUZ: HER GÜN KAÇ KİŞİ ÇIKIYORSA SINIRDAN BİLELİM
Ali Yerlikaya’ya sesleniyoruz buradan: Bir defa her gün kaç kişi çıkıyorsa sınırdan bunu geçici koruma altındakilerin sayısından düşürün, biz bilelim. Yüz binler mi çıkıyor; yoksa 300-500 kişi mi çıkıyor? Bu rakamlar sizin elinizde var. Sınır güvenliğinde oradaki polisler, İçişleri Bakanlığı’nın sistemine giriyor. Bunu açıklasınlar. Göç İdaresi bunu açıklasın, görelim. Ve makul bir süre versinler. Biz bununla ilgili bir yol haritası istiyoruz iktidardan.
EĞİTİM, SAĞLIK, ÇALIŞMA İZNİYLE İLGİLİ BİRTAKIM TEŞVİKLER YAPILABİLİR
Bakan, “CHP’nin somut teşvik önerileri nelerdir” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Türkiye’nin yapması gereken çalışma; Türkiye’de doğanlar için, eğitim görmesiyle ilgili, Türkiye’ye giriş-çıkışıyla ilgili birtakım kolaylıklar sağlanabilir. Türkiye’de uzun yıllar kalmış olanlarla ilgili, burada bir iş kurmuş olanlarla ilgili birtakım kolaylıklar, avantajlar sağlanabilir. Ama burada bir kalıcılık sağlamaması kaydıyla bunlar sağlanabilir. Burada doğmuş, burada 12-13 yaşına gelmiş çocuk, burada eğitim görmüş, burada sosyal ilişkilerini tesis etmiş; onun Türkiye’ye girişini kolaylaştıracak, eğitim yaşamına burada devam etmesi için imkan sağlayacak koşullar yaratılabilir. Bununla ilgili bizim beklentimiz; eğitimle ilgili, sağlıkla ilgili, çalışma izniyle ilgili birtakım teşvikler yapılabilir. Bu paketi açıklaması gereken iktidar. Biz sadece bunu yapması gerektiğini söylüyoruz.”
KAYNAK: ANKA