Cumhuriyet Halk Partisi sözcüsü Faik Öztrak, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Öztrak’ın açıklamalarından satır başları:
VAKA SAYILARINDAKİ ARTIŞ
Saray hükümetinin bildiği rakamları karatmak, gerçekleri gizlemek, algıyı yönetmeye çalışmak. Gerçi bırakın ülkeyi yönetmeyi artık algıyı yönetmeyi de ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar. Salgındaki vaka sayılarını aylarca saklayarak algıyı yönetmeye çalıştılar, önlem almadılar. Sarayın kibirli başı milletimize aylarca salgınla mücadelede en iyi ülkelerinden biriyiz masalları anlattı. Hatta Türkiye’yi 3 kıtanın salgın merkezi yapacaklarını söyledi. Ama mızrak çuvala sığmadı. Bir gecede acı gerçek ortaya çıktı.
Günlük vaka sayımız öyle 5-6 binlerde değil. 30 binin üstünde. Vaka sayısında dünyanın 330 nüfuslü ABD’den sonra ikinci sıradayız. Türk Tabipleri Birliği gerçek vaka sayılarının hala açıklananın çok üzerinde olduğunu söylemeye devam ediyor. Ama açıklandığı kadarıyla bile saray salgınla mücadelede dünyanın en başarısız hükümetlerinden biri. Sağlık Bakanı vaka sayılarını geriye doğru da açıklayacağını ifade etmişti. Ama bu geriye doğru gidenlerden hala bir ses yok. Kritik vaka eşikleri geçilirken ne yapıldı? Anlaşılan hesap sorulmasın diye bunların açıklanması Saray tarafından engellendi. Dünya Sağlık Örgütü, Türkiye ile ilgili yaptığı açıklamada “Gerçek vaka sayılarını bizde bilmiyorduk, bu şekilde devam ederse sağlık sisteminin, hastane çöküşünü yaşayabiliriz.” dedi.
Tüm bir yaz boyunca ikinci dalgaya hazırlık için ne yaptılar? Vakaları sakladılar, Ağustos böceği gibi saz çalıp, türkü söylediler. Yüzlerce masum vatandaşımızı Erdoğan rejiminin aymazlığı, iş bilmezliği yüzünden kaybettik. Önlemler zamanında alınsaydı, vatandaşlarımızın büyük bir bölümü belki de bugün aramızda olacaktı. Salgında kaybettiklerimizin sorumlusu Erdoğan’dır.
“156 ÜLKEYE DESTEK, MİLLETE KÖSTEK”
Esnafımızın, çiftçimizin, dar gelirli ailelerimizin bütçelerine destek olmak yerine, 156 ülkenin ve 9 uluslararası kuruluşa destek vermekle övünüyorlar. Peki bizim bütçemizde başka ülkelere destek verecek imkan vardı da, neden bu millete IBAN numarası gönderip, bağış topladınız? Neden 5 maskeyi bedava dağıtamadınız?
156 ülkeye destek, milletin bütçesine gelince köstek. Bu kadar mı bu millete yabancılaştınız? Saraylarınızdan milletin halini görmüyorsunuz, millet cinnet getirme noktasına geldi.
Salgında milletimizi hastane, gasilhane kuyruklarına soktular yetmedi. Saray hükümetinin yokluk demek olduğunu, tek adam vesayet rejiminin kuyruk demek olduğunu millete en acı şekilde gösterdiler. Şimdi çıkmışlar 156 ülkeye yardım yapmakla övünüyorlar. Buradan açık çağrı yapıyoruz, tıpkı vaka sayılarında olduğu gibi enflasyon rakamları da geriye doğru güncellenmelidir. Makyajlı enflasyon rakamlarıyla daha fazla kul hakkına girmeyin. Vatandaşın asgari ücretini de dolar ve avro karşılığı belirleyin. Asgari ücret en az 3 bin 100 liradan başlamalı.
KATAR TEPKİSİ
Bu Katar emirini arayan kim? Erdoğan.Tank-palet fabrikasının peşkeş çekildiği şirketin çoğunluk hissesi kimde? Katar’da. Bunu biz demiyoruz. Erdoğan’a ilahi aşkla bağlı iş adamı söylüyor. Dün Erdoğan çıktı, Tank-palet fabrikasıyla ilgili olarak, “Bir iftirayla ilgili karşı karşıyayız, yapılan işlemin adı satış değil, özelleştirme değil, işletme devridir.” dedi. Peki bu kararın altındaki imza kimin? Erdoğan’ın. İmzaladığınız bu karar, yapılan işin adı özelleştirmedir diyor.
CHP’YE YÖNELİK SALDIRILARA TEPKİ
Beceriksizliklerini milletten saklamak için Cumhuriyet Halk Partisi’ne, onun genel başkanına saldırıyor. Genel başkanımıza saldılar ve linç girişimleri, mafya artıklarının üzerimize salınması, açılan yüz binlerce liralık davalar, parti tazminat davaları, parti kitapçıklarımızın toplatılması yetmedi. Artık mübarek Cuma namazı çıkışlarında siyasi müsamerelerine sahne yaptılar.
SORU-CEVAP
SÜLEYMAN SOYLU’YA ‘TELEFON DİNLEME’ YANITI
Atanmış İçişleri Bakanı’nın, 2018’in 4’üncü ayında polislerin kendisini sehven dinlediğini ortaya çıkmıştı. Kendinin dinlendiğini farkında olmayan bir İçişleri Bakanı ne demek istiyor anlamak mümkün değil. Sorduğu zaman polislere, sorulduğu zaman savcılara ‘evet dinliyoruz’ mu diyecek? Lütfen bu ucuz sözleri bıraksınlar.