İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj (deniz salyası) kabusu konusunun ele alındığı etkinliğe katıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Marmara Belediyeler Birliği’nin Kocaeli’nde özel bir otelde düzenlenen “Marmara Denizi Eylem Planı Koordinasyon Toplantısı”, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum yönetiminde gerçekleştirildi.
Toplantıda ilk konuşmaları, Marmara Belediyeler Birliği Başkanı Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ve Bakan Kurum yaptı. Her iki isim de sorunun, ortak akıl ve bilimle çözüleceğine vurgu yaptı. Bakan Kurum, açıkladığı 21 maddelik eylem planıyla ilgili katılımcıların görüşlerini sordu.
“BAŞARI DA BAŞARISIZLIK DA HEPİMİZİN OLACAKTIR”
Söz alan İmamoğlu, “değerli” olarak nitelediği toplantının önemine dikkat çekti. “Buradan sağlanan başlangıç adımlarının takip edilmesi, sonuca erişilmesi, açıkçası burada bulunan herkesin başarısı olacaktır” diyen İmamoğlu, şunları söyledi;
*Allah korusun; başarısızlıkta, hepimizin başarısızlığı olacaktır. Kimsenin başarı ya da başarısızlıkla öne çıkacağı bir anlayışın, bu masada olmaması gerekir. Zira bu endişe, başarı ve kaygı ile buradayız. Bu felsefesi ile de değerli bir buluşma. İnşallah arzu ettiğimiz bu başarıyı da elde ederiz
Marmara Denizi’nin dünyanın en özel denizlerinden biri olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Kimisi, ‘doğum sancısındaki bir bebek gibi’; kimisi, ‘astımlı’ diyor, kimi ‘entübe’ diyor. Bu kadar kritik bir coğrafyadayız. Bunları dinleyince, ne kadar büyük bir sorumluluk sahibi olduğumuzu hissetmemek mümkün değil” diye konuştu.
“ORTAKLIK ANLAYIŞI KIYMETLİ”
Bu süreçte ortaklık anlayışının kıymetli olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, şunları söyledi;
*Sayın Bakan’ımızın ifade ettiği 21 maddenin 21’i de çok kıymetli. Her birisi, yapmamız gereken işlerin sıralanmış hali. Benim, sadece bir organizasyon biçimine ve işin halk tarafından şeffaf bir biçimde hissedilmesine dönük bir kısım önerilerim olacak. O da şu: Burada Marmara Birliği’miz var, bütün yerel yönetimler var.
*Aynı zamanda da şehrin bütüncül kamusal amirleri olan kıymetli valilerimiz. Dolayısıyla, bu masadaki organizasyon, -iyi tanımlanması halinde-, açıkçası hem denetlenmesi hem sürdürülebilir olması hem de dönem dönem bir araya gelişi, birtakım bürokratik sıkıntıların yaşanmamasına vesile olur.
*Bu kısmın muğlak kalmamasını öneriyorum. Zira, Marmara Belediyeler Birliği, çok kıymetli bir kurumumuz. Aslında kuruluş felsefesinde ne kadar iyi düşünmüşler ki, 70’li yıllarda bu denizin korunmasını esas almışlar. Muazzam bir düşünce.
*Bu kurumumuzun ve tabii ki buradaki üst amir olan bakanlığımızın, sistemli organizasyon şemasını iyi kurgulayıp, çalışma masalarının çok daha etkin görev almalarını isteriz.
“BİLİM İNSANLARI, TOPLUMDA GÜVEN SAĞLAYACAKTIR”
Birinci maddede tanımlanan “Koordinasyon Kurulu”na ek olarak, bir “Bilim Kurulu”nun da kurulmasının önemine dikkat çeken İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü;
*Siz, çok geniş bir masa tanımladınız. Elbette, belki bunun içinde düşünülmüş olabilir. İçinde STK’ların olduğu bir koordinasyon kurulu tanımladınız. Ama sadece bu işe odaklı bilim teknik kurulunun, ki bu rahatlıkla Marmara Belediyeler Birliği’miz bunu üstlenebilir.
*Yani sizlerin de katılımcı önerilerinizle, bizlerin de katılımcı önerileri ile oluşacak bu kurul, müsaade ederseniz Marmara Belediyeler Birliği ile çalışsın. Bunun tüm lojistiğini, tüm süreçlerini tanımlayabiliriz. Tabii Sayın Başkan’ın ve encümenin kararı olacaktır. Böylesi bir adım kıymetli olacaktır.
*Ve sürekli işi, bu olacaktır. Sorgulayacaktır, öneride bulunacaktı. Çünkü takdir edersiniz ki, şu an masada ağırlıklı olarak devletimizin en üst kademeleri, bürokrasisi, belediye başkanları var.
*Elbette içimizde bilim insanları da var. Sayılarını bilmiyorum ama azınlıkta. Daha çok siyasi kadrolarla buradayız. Bu işin bir bilim ile teknik açısından çalışıldığı masanın varlığını ve bu varlığın titri ile o insanların ismi ile kamu ile paylaşmamızın, toplumda güven sağlayacağını düşünüyorum.
“BİLİM KURULU” ÖNERİSİ KABUL EDİLDİ
Kurulacak Bilim Kurulu’nun daimi olmasının önemine dikkat çeken İmamoğlu, “Zira bahsettiğiniz gibi, planlamada üç yılda hedef, beş yılda bunun sonuca ulaşması kavramı çok değerli. Bu durum değişebilir, insanlar değişebilir; ilelebet sürsün. Yani her zaman orada, tabir-i caizse, bizlere bazen bize haddini bildiren, bilim diliyle, akıl diliyle, bazen yol veren, yol gösteren, ifadelerini kullanmakta geri durmayacak sağlıklı bir kurumun oluşturulmasını ben diliyorum uygun görürseniz” önerisini sundu.
İmamoğlu’nun önerisine katıldığını belirten Bakan Kurum, İBB Başkanı İmamoğlu’nun tavsiyenin çıkarılacak eylem planı maddelerine eklenmesi talimatını verdi.
“MARMARA’YA BİR BÜTÜN OLARAK BAKMA ZORUNLULUĞU DOĞMUŞTUR”
Konuşmasına devam eden İmamoğlu, Marmara hinterlandına bir bütün olarak bakma zaruretinin doğduğunu vurguladı. “Atığın Tekirdağ sınırı da yok, Kocaeli sınırı da yok. Bu işin bütüncül stratejik bir plana, alt ölçekte de illerin, belediyelerin, valiliklerin bünyesindeki müdürlüklerin yapacağı işler noktasında bir eylem planı, sorumluluk sıralamasına dönmesi şarttır. Ben, bunun da kamuoyu ile paylaşılmasının çok uygun olduğunu düşünüyorum. Şuna gerek yok: ‘Ben bunu yaptım’ diye İstanbul hava atacak; öbürü de ‘Sen şunu yapmadın’ diye onu dövmeye kalkacak boyutunda bir münazaraya hiç gerek yok. Bu, bizim sorumluluğumuz. Geçmişte yapılanlardan Allah razı olsun. Bundan sonra yapılacaklara bakacağız” ifadelerini kullandı.
“PROJELER İÇİN KAPINIZI KOLAYLIKLA ÇALMAMIZ LAZIM”
Marmara kenarında yer alan illeri yöneten idarecilerin derslerini çalışması gerektiğinin altını çizen İmamoğlu, merkezi hükümetin de bu konuda yapılacak çalışmalarda, hızlı uygulamaya geçilmesi adına kolaylık göstermesi gerektiğine dikkat çekti.
İmamoğlu, “Bazı ihaleleri projelendirmek, finansmanını sağlamak bile 1-1,5 sene sürüyor. Ondan sonra başlayıp, bitirmek 2-3 yıl sürüyor. Milyarlarca liralık yatırımlardan bahsediyoruz. Bunların bitmesi bile 4 sene, 5 sene; ama yarın da Marmara tehdit altında. Böyle bir stratejik plandaki yolculuklarda tıkandığımız yerde, o Koordinasyon Kurulu, yani size ulaşan o dikey mekanizmadan sizin kapınızı kolaylıkla bizim çalmamız lazım” şeklinde konuştu.
BAKAN KURUM ARAYA GİRDİ
Bunun üzerine araya giren Kurum, “Cumhurbaşkanı’mız da bu konuya desteklerini sundu” ifadesini kullandı. Konuşmasına, “Vallahi çok memnun oluruz” sözleriyle devam eden İmamoğlu, “Alt ölçekte biz de çalıştık; elimizde var. Memnuniyetle bunu sizlerle paylaşırız. Mesela kurduğunuz kentsel dönüşümle ilgili etkin masamız çok işe yarıyor; teşekkür ederiz. Aynı anlamda, belki Çevre Bakanlığı’mızla da etkin bir masa kurulması ve konuları uzaktan uzağa haberleşerek değil, masada konuşmamıza imkan tanınır. Müthiş etkin bir masa haline gelir” diye konuştu.
“İSTANBUL, HER ŞEHRİ ETKİLEYECEKTİR”
Marmara Denizi’nin kurtarılması mücadelesi nedeniyle büyük bir yatırımın oluşacağını sözlerine ekleyen İmamoğlu, şunları söyledi:
*Miyarlarca liralık yatırımı da halkımız görsün. Nasıl ve ne kadar bütçe ayrıldı; görsün. İnsanlar, kendini bu yönüyle de teminat altında hissedecektir. Son iki önerim var. Birincisi; şehircilik meselesi. Bunun içerisinde sanayileşme, kentleşme, tarım ve hayvancılık gibi birçok konu var.
*Bu mevzuya bir bütün olarak, yani Marmara’nın bütünü olarak bakıp, İstanbul’da ulaşımı ne kadar planlarsanız planlayın, Kocaeli de etkilendi. İstanbul, her şehri etkileyebilir. Bu yönüyle de bir ‘Marmara Master Planı’nın içinde Ergene Havzası, Susurluk Havzası’ndan bahsediliyor.
*Şimdi de İstanbul’u, Kocaeli’ni içine alan Marmara Havzası’ndan bahsediyoruz. Böyle alanların Marmara’ya olan etkisinden bahsediyoruz. Günlerdir biz de bu konuda dersimize çalışıyoruz. Böylesi bir alanda bütüncül düşünmek zorundayız. 2030 ya da 2050 diyebilirsiniz, bir Master Planı kamuoyu ile paylaşılmalı.
*Şehirlerin de yorganına göre ayaklarını uzatması sağlayan bir çalışmayı, yine bir alt çalışmayı, Marmara Belediyeler Birliği olarak üstlenebiliriz. Değerli Bakan’ım; size sunabiliriz. Değerlendirebilirsiniz.
“KANAL SÜRECİNİN KAMUOYU VİCDANINDA CEVAP BULMASI ŞARTTIR”
İkinci önerisinin de “Kanal İstanbul” konusu olduğunu vurgulayan İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
*Kanal İstanbul meselesi, Marmara için önemli bir meseledir. Bunun da ayrı bir dosya olarak incelenmesi, bilimsel olarak bakılması gerekir. Su disiplini açısından, bu projenin hiçbir aşamasında ben, bilim insanlarından sağlıklı bir cevap alamadım. Benim açımdan söylüyorum; ben, alamadım.
*Siz almışsanız; dinlemek isteriz. Yani su disiplini açısından ama yeraltı su kaynakları ama Karadeniz – Marmara Denizi ilişkisi ama bahsedeceği tanımlarla Marmara Denizi’ne edeceği etki açısından, etkiler üzerinden, ben, sağlıklı cevabı alamadım. Bu konunun da aydınlatılması şarttır diye düşünüyorum. Çünkü yaşadığımız atık vs. yönetilemeyen veya makus seviyede yönetemediğimiz tüm meselelerin daha ötesinde, bir riski barındırdığını ifade eden bilim insanları var.
*Bunun; en bağımsız bir temelde, masada tartışılmasının, konuşulmasının şart olduğunu düşünüyorum. Bu tür hayati meselelerin, farklı farklı masalarda değil, ortak bir masada konuşulması gerekir. Çağırdığınız ve davet ettiğiniz her yere geliriz. Lütfen bu konuda da bizi çağırın; oturalım, konuşalım.
*Aydınlanmamız gerekiyorsa, biz aydınlanalım. Bizim elimizdeki bilgileri, size anlatalım. Bu sürecin kamuoyu vicdanında cevap bulması şarttır. Dolayısıyla bu meselenin, orta ve uzun vadede de İstanbul değil sadece, bütün Marmara’yı ilgilendirdiğini düşünüyorum. Bunu da son söz olarak size aktarmak isterim.
Toplantıda; 3 ay içinde faaliyete geçirilmesi öngörülen eylem planının 22 maddesi, ortak bir çalışmayla oluşturuldu. Toplantı sonunda kameraların karşısına geçen Bakan Kurum, oluşturdukları eylem planını kamuoyu ile paylaştı.