Dördüncü Yargı Paketi’nin görüşüldüğü TBMM Adalet Komisyonu’na; AKP Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, Tokat Milletvekili Mustafa Arslan, Samsun Milletvekili Orhan Kırcalı ve Komisyon Başkanı Yılmaz Tunç imzasıyla bir önerge sunuldu.
Önergede, teklife yeni bir madde eklenmesi istenildi. Madde ile açık cezaevlerinde bulunan, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen ve denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlülerin, Covid-19 izinlerinin 30 Kasım 2021’e kadar uzatılması öngörüldü.
‘İÇ TÜZÜK MADDESİNE AYKIRI’
Adalet Komisyonu CHP Sözcüsü Zeynel Emre, İç Tüzük madde 35’te yer alan “Komisyonlar kanun teklif edemezler, kendilerine havale edilenler dışında kalan işlerle uğraşamazlar, Başkanlık Divanı kararı olmaksızın Genel Kurul toplantı saatlerinde görüşme yapamazlar ve kanun tekliflerini bölerek ayrı ayrı metinler hâlinde Genel Kurula sunamazlar” hükmünü anımsattı.
CHP’li Emre, denetimli serbestlikten yararlananlar için de şunları söyledi:
“Süre itibarıyla çok uzunca bir süredir, şimdi iki daha alacak on sekiz ay, bu insanlar yasal olarak çalışamıyor bildiğiniz gibi, dolayısıyla evde de oturmuyorlar. Yani bunların çalışamamasının da bir problem olduğunu gözetmek lazım yani yasa dışı bir şekilde çalışıyorlar. O hâlde bu yönde böyle bir şey veriliyorsa en azından çalışmalarına yönelik de bir düzenleme yapılması gerektiği düşüncesindeyiz.”
Adalet Bakanlığı Mevzuat Genel Müdürü Niyazi Açar ise denetimli serbestlikten yararlananların çalışma ihtiyaçlarının uygun bulunduğunu ve sigortalı olarak çalışabildiklerini söyledi.
‘İKİLİ SİSTEMDEN DOLAYI CEZAEVİNDELER’
HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç da önergenin İç Tüzük madde 35’e aykırı olduğunu söyledi.
Koç, şöyle devam etti:
“İnfaz Yasası, bu Adalet Komisyonu’nda görüşülürken biz de bu Covid-19 tehlikesi nedeniyle cezaevlerinde mevcut olan sıkıntıları, yüzlerce sayfa teşkil edebilecek olan itirazlarımızı dile getirdik. Siyasi mahpusların, gerçek anlamda şu anda ölümle yüz yüze olan binlerce insanın olduğunu söyledik. Sadece kişiye karşı; cinsel saldırı suçunda bulunan, insan öldüren, kadına karşı suç işleyen kişilerin ve uyuşturucu suçuyla cezaevinde olan insanların dışında bir makale yazan, bir müvekkilini savunan, bir haber yapan, siyaset yapan ve bu nedenle Terörle Mücadele Yasası’nın kıskacına giren, âdeta mevcut olan iktidarın da hedefinde olan yüz binlerce insan var. Bunlar da bu toplumun, bu devletin vatandaşları. Türkiye’de anlaşılması zor olan ikili bir sistem söz konusu, ikili bir yaklaşım söz konusu. Bakın, sadece bir tweeti retweetlemiş olan bir milletvekili şu anda cezaevinde. Meclis’te olması gereken milletvekilleri; Leyla Güven, Musa Farisoğulları, Ömer Faruk Gergerlioğlu; belediye eş başkanlarımız, yüzlerce binlerce siyasetçi şu anda cezaevinde, bu mevcut olan ikili yaklaşımdan dolayı. Bu Anayasa önündeki o eşitlik ilkesine aykırı olan madde ve mevcut olan iktidarın yaklaşımı nedeniyle bu hükümden ve düzenlemeden faydalanamıyor. Madem bu kadar yasaya aykırı, İç Tüzük’e aykırı bir düzenleme getiriliyorsa, bu kadar rahat bu yapılabiliyorsa, o zaman cezaevinde binlerce düşünce suçundan olan insanlar var, hasta mahpuslar var; bunların da faydalanması gerektiğini düşünüyoruz.”
‘ZAMAN SIKIŞIK’
Komisyon Başkanı Tunç, önergenin İç Tüzük madde 35’e aykırı olduğunu doğrulayarak, “Emsal teşkil etmemek üzere bunu yapmamız gerekiyor çünkü vakit noktasında bir sıkıntı var, süre 31 Temmuz’da sona eriyor. Sürenin bitmesi Meclis’in ara verdiği döneme denk geldiği için bunu bu zaman sıkışıklığında madde ihdasıyla yapmamız gerekti” dedi.
Önergenin kabul edilmesiyle, madde teklife eklendi. Cezaevi izinleri en son 31 Temmuz’a kadar uzatılmıştı.