Ankara’da ağustos ayından bu yana görev yapan bir filyasyon ekibi çalışanı, yaşadıklarını Cumhuriyet’ten Sarp Sağkal’a anlattı. Salgının başlarında büyük sorunlar yaşadıklarını belirten çalışan, “Ekip sayısının artmasıyla yoğunluğumuz azaldı ama vaka sayılarında bir azalma yok. Ankara’da günlük neredeyse 1500-2 bin vaka olduğunu görebiliyoruz” dedi.
Aynı hanede 15 kişi
Günlük gittiği kişi sayısının sürekli değiştiğini belirten çalışan, “Bazen gittiğimiz bir evde 15 kişiyle ilgilenmemiz gerekebiliyor. Bir günde 30 kişiyle bile ilgilendiğim olmuştu” dedi. Gittikleri evlerde yaptıklarını anlatan çalışan, “İnsanlara mutlaka temas hikâyelerini soruyoruz. ‘Maskenizi çıkardınız mı? Birlikte yemek yedikleriniz var mı?’ Çoğu zaman maske taktığını bildiğimiz temaslılar virüse yakalanmamış oluyor. Ama bulaşın en çok ev buluşmalarından olduğunu görüyoruz” dedi.
“Evde maske takıyorum”
Ailesiyle beraber kaldığını aktaran çalışan, “Çocuğum, annem ve babamla yaşıyorum. Çocuğum küçük olduğu için gece onunla aynı odada kalmak zorunda oluyoruz. O maske de takamıyor. Onun için ben evde bile maske takıyorum. Ben ailemden uzak kalmaya, ayrı yemeye çalışıyorum. Ama mesela çocuğum birden kucağıma atlıyor ya da oyun oynamak istiyor. Bunlara engel olamıyorum” diye konuştu.
Eve gidip gelirken yolu kendisinin karşıladığını belirten çalışan, “Yemek konusunda da çoğu zaman getirilen yemeğe yetişemiyoruz. O nedenle evden ekmek arası bir şeyler getirmeye çalışıyorum. Bizim bir de mesaj gruplarımız var, mutlaka her gün orada şu mesaj atılıyor: Yine yemek kalmamış” ifadelerini kullandı.
“Takip onaylı olmayan maskeler de veriliyor”
Tuvalete gitmenin bile sorun olduğunu söyleyen çalışan, “Tuvalete gitmemek için çoğu zaman günü hiç su içmeden geçiriyoruz. Çünkü ya sürekli yoldayız ya da hastaların evindeyiz” dedi.
Koruyucu ekipmanların da sıkıntılı olduğunu kaydeden çalışan, “Verilen N95 düzeyindeki maskeler bazen ürün takip sisteminde onaylı olmayan ürünlerden oluyor. Ben bir süredir kendi aldığım maskeleri kullanıyorum. Bana verilen maskeleri de yedek olarak tutuyorum. Çünkü test yaparken hastalar yüzümüze öksürüyor ve arada bir bariyer yok. Bazen maskenin yedeği için ‘Yere düştü, ipi koptu’ diye açıklamalar yapmanız gerekiyor. Yedek malzeme, maske almak için bile strese girebiliyorsunuz” dedi.
En büyük beklentilerinin koronavirüsün meslek hastalığı sayılması olduğunu belirten çalışan, izinleri ve ek ödemeleri konusunda verilen sözlerin de tutulmasını istedi.