Eski İstihbarat Müdürü ve Yeni Şafak Gazetesi yazarı Bülent Orakoğlu, bugünkü yazısında Saadet Partisi’ndeki krizi kaleme aldı.
Orakoğlu “Oğuzhan Asiltürk ve yakınları kongre hamlesi nedeniyle Saadet Partisi içinden ve dışından inanılmaz, hakaret tenkit ve iftira ve beddualar ile karşı karşıya kaldı” diye belirtirken “Millet İttifakı’nı savunan bazı yayın organları ve kalemler olağanüstü kongrede Oğuzhan Asiltürk’ün geri adım attığı veya atacağını savunuyorlar. Benim tanıdığım Oğuzhan Bey en yakınlarından bile bu konuda tenkit alsa bu davadan geri dönmez.” ifadelerini kullandı.
Orakoğlu’nun yazısından ilgili kısım şöyle:
PARTİNİN İKİ AĞIR TOPU KARAMOLLAOĞLU’NUN YANINDA
Partinin ilk kongresinde kendi gözetiminde mevcut yönetime karşı liste çıkaracağını açıklayan Asiltürk’ün, olağanüstü kongre için harekete geçip geçmeyeceğine gözler çevrilmiş durumda. Parti tüzüğü gereği, olağanüstü kongre kararı, Genel Başkan, Genel İdare Kurulu (GİK) veya seçilmiş delegelerin beşte birinin imzasıyla mümkün olabiliyor. SP’de, Asiltürk’ün olağanüstü kongre için yeterli imza toplayabileceği ancak kongrede yönetimi değiştirecek sayıya ulaşamayacağı yorumu yapılıyor.
Genel Başkan Karamollaoğlu’nun da Asiltürk’ün olağanüstü kongre girişiminde bulunması halinde karşı çıkmayacağı bu kesimlerce savunuluyor. Ancak kazın ayağı öyle değil. Gazetecilerin “Olağanüstü kongre mümkün mü?” sorusuna yanıt veren Karamollaoğlu, “Sadece genel idare kurulu ve benim bu konuda yetkim var. Benim öyle bir düşüncem yok. Olağanüstü kongreye gidecek bir noktada değiliz” açıklaması Saadet Partisi yönetiminin yapılması muhtemel olağanüstü kongreden çekindiğini gösteriyor. Zira Asiltürk’ün Kudüs TV’de yaptığı açıklamalardan Karamollaoğlu’nun çok rahatsız olduğu ve acil olarak parti genel merkezine eski genel başkanlar Recai Kutan ve Mustafa Kamalak’ı çağırarak bir toplantı yapması bana göre önemli bir duruma işaret ediyor.
ASİLTÜRK, GERİ ADIM ATMAZ
Millet İttifakı’nı savunan bazı yayın organları ve kalemler olağanüstü kongrede Oğuzhan Asiltürk’ün geri adım attığı veya atacağını savunuyorlar. Benim tanıdığım Oğuzhan Bey en yakınlarından bile bu konuda tenkit alsa bu davadan geri dönmez. Türk edebiyatının üstadı Necip Fazıl Kısakürek en beğenilen şiirinde ne demişti?