Erdoğan’ın Diyarbakır’da ‘Serok Erdoğan’ diye karşılandığını hatırlatan Metiner, AKP’de siyaset yaptığı dönemde Ahmet Davutoğlu için kullanıldığında eleştirilerde bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bu sözden rahatsız olmayacağını öne sürdü.
AKP’nin Kürt yurttaşlardan oy alamamasının önüne geçilmesi için de öneride bulunan Metiner, “İçeride doğrudan Kürt vatandaşlarımızla topyekûn ilgilenmeyi, onlarla birebir konuşup varsa sorunlarını çözmeyi amaçlayan bir çözümcü projeyi acilen hayata geçirmek” ifadelerini kullananlara MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye işaret etti. Metiner, “Bu siyasi çözüm projesine Sayın Bahçeli’nin MHP’si en anlamlı katkıyı sunacaktır” dedi.
Mehmet Metiner’in yazısının ilgili bölümü şöyle:
“İşin paradoksal yanı, sözde Kürtler adına mangalda kül bırakmayan PKK/HDP canibinin bu ülkede “Kürt sorunu”nun müsebbibi bir zihniyetin sahibi olan CHP ile iş birliği yapıp inkar politikalarını tarihe uğurlayıp ‘Kürt sorunu’nu cesaretle çözen Serok Erdoğan’ı devirmeye kalkışmalarıydı. Dahası ve en fenası, özünde Erdoğan’ı devirmeyi amaçlayan 15 Temmuz’daki FETÖ’cü darbe teşebbüsüne destek vermeleriydi. Sonrasında da FETÖ’cülerin de içinde bulunduğu Erdoğan düşmanı cephenin içinde kendilerini konumlandırmalarıydı.
Serok Erdoğan Diyarbakır’da sözde Kürtlük adına ortaya konulan bu ihanetlerin gerçekte Kürtlere sadece kaybettirdiğini yürek diliyle anlattı.
Biz sizinle yeniden kavilleşmeye geldik’ sözü bu anlamda tarihi önemdedir.
Çözüm sürecini biz bozmadık’ sözü, Kürtlere kaybettiren PKK/HDP canibinin suratındaki maskeyi indirip gerçek yüzlerini göstermeyi önceleyen bir anlama sahiptir.
Bu sözü ‘Çözüm süreci yeniden mi başlıyor?’ sorusu ekseninde magazinel alana çekip polemik konusu yapanlar için hemen belirteyim ki bu söz yeni bir çözüm sürecini zinhar işaretlemiyor.
Benim önerim şudur: İçeride doğrudan Kürt vatandaşlarımızla topyekûn ilgilenmeyi, onlarla birebir konuşup varsa sorunlarını çözmeyi amaçlayan bir çözümcü projeyi acilen hayata geçirmek.
Suriye’nin kuzeyinde yaşayan Kürtleri kazanacak yeni bir devlet aklını kuşanmak. Orada PKK’lı olmayan ve bu yüzden PKK’nın zulmüne maruz kalan Kürt partileriyle ve çevreleriyle ilişkilenip onların hamisi konumuna geçmek. Türkiye Kürtlerin de devletidir, Kürtlerin de vatanıdır. Türkiye’nin PKK ile olan haklı mücadelesinin Kürtlerin kazanımlarına karşı bir amaç içerdiği algısını yıkacak daha somut ve görünür pratiklere ihtiyaç var. ‘Yeniden kavilleşme’nin siyaseti için yeni ve görünür bir siyasete acilen ihtiyaç vardır. Eminim ki Türkiye’ye ve hepimize kazandıracak bu siyasi çözüm projesine Sayın Bahçeli’nin MHP’si en anlamlı katkıyı sunacaktır.”