Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu ziyaret etti. İki lider görüşme sonunda kameraların karşısına geçerek ortak açıklamalarda bulundu.
Karamollaoğlu, görüşmenin ardından şu ifadeleri kullandı:
* Bundan sonra görüşmelerimiz, dirsek temasımız inşallah devam edecek diye ümit ediyoruz. Bütün mesele memleketimizin bugün içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulması. Daha huzurlu, kimsenin adalet eksikliğinden endişe duymadığı, geçim sıkıntısını yaşamadığı, dış politikalardaki gelişmelerden endişe etmediği bir ortamın olmasını arzu ediyoruz. Bundan dolayı bundan sonra da ümit ediyoruz ki temaslarımız, görüşmelerimiz devam edecek. Benim, diğer partilerle de aynı zamanda önümüzdeki günlerde bir takım görüşmelerimiz olacak.
“ÇOK BÜYÜK BİR SİYASİ DEĞİŞİMİ DALGASI TÜRKİYE’Yİ BEKLİYOR”
Karamollaoğlu’na ziyareti için teşekkür eden Davutoğlu, 1 Ekim’in siyasetin nevruzu olduğunu belirterek, “Nasıl 21 Mart’tan itibaren bahar ve tabiat uyanır, 1 Ekim’den itibaren de siyaset apayrı bir dinamizm kazanır. Gerek sayın Karamollaoğlu, gerek ben, gerek arkadaşlarımız yaz ayları için hepimiz alandaydık. Bugünkü görüşmede iki ana odağa yoğunlaştık. Birincisi, aradaki bu değişmeyi, değişimi veya alandaki gözlemlerimizi paylaşmak. Her ikimizin de, ekiplerimizin de ortak kanaati, çok büyük bir siyasi değişimi dalgası Türkiye’yi bekliyor. Son haftalarda ülkenin doğusunda, batısında, kuzeyinde, güneyinde hep alandayız. Büyük bir siyasi değişim kaçınılmaz. İktidara olan tepkiler had safhaya ulaşmış durumda. Herkes de bu değişimin, bu sorunların çözülmesi için mutlaka bir zihniyet değişimine, bir paradigma değişimine, bir iktidar değişimine ihtiyaç olduğu yönünde, bu ortak tespitimiz.” dedi.
“İKTİDAR İTİBARI ANKARA’DA SİYASET MÜHENDİSLİĞİ YAPARAK KAPATMAYA VE İKTİDARDA KALMAYA ÇALIŞIYOR”
Davutoğlu şöyle devam etti:
* Soru şu, iktidar değişimi, paradigma zihniyet değişimi ne yönlü olacak ve Türkiye’nin geleceğini nasıl birlikte inşa edeceğiz bu da ikinci odak. Ankara’daki siyaset de hareketlenmeye başladı. Adli yıl açılışı konuşmaları, arkasından iktidar etmeninden gelen adımlara baktığımızda bir siyaset mühendisliği yapılmak isteniyor. Toplumsal tabandan kopmuş, şatafata yönelmiş, israfa yönelmiş, kibre yönelmiş, yolsuzluklara bulanmış bir iktidar.
* Anadolu’da vatan safında kaybetmiş itibarı Ankara’da siyaset mühendisliği yaparak kapatmaya ve iktidarda kalmaya çalışıyor. Seçim yasasından tutun gündeme getirilen bazı adalet konusunda bile sanki başka iktidar varmış gibi adaleti vaat etmek, enflasyon konusunda vaatlerde bulunmak bu iktidarın aslında kendi politikalarının iflas ettiğini gösteriyor.
“ORTADA VAHİM BİR TABLO VAR”
Ortada vahim bir tablo olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Ekonomide yoksulluk had safhaya ulaşmış, enflasyon hayat pahalılığı zirve yapmış. Eğitimde okullar başladı ama öğrenciler tedirgin, veliler tedirgin, öğretmenler tedirgin. Adalette feryatlar yükseliyor, hukuksuzluk, çifte standart, adalet üzerindeki baskılar had safhaya ulaşmış, dış politikada çelişkili ifadeler, hem de reellikten kopan hamasi söylemlerle Türkiye’nin dünyanın büyük bir değişimi yaşadığı bir dönemde dalgalı suda savruluyor görüntüsü içinde. Ekim ayından itibaren herkes şunu bilmelidir ki önümüzdeki aylarda, siyaset alanı iktidardakilerin belirlediği ve sürekli gündem değiştirerek kendi manevra alanlarını genişletmekten çıkaracağız. Siyaset alanı Ankara’daki bir grup siyasi mühendislik alanı olmaktan çıkaracağız” dedi.
“BİZ KİMSEYE BİR YÖNETİM DİKTE ETMEYİZ”
Konuşmaların ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Davutoğlu, bir gazetecinin kendisinin söylediği ve eleştirilere neden olan “Kürtler için bir federasyon kararı alınırsa Türkiye’nin buna saygı göstermesi gerekir” iddiasını hatırlatması üzerine şu ifadeleri kullandı.
* Benim ifadelerim öyle değil, o mülakatta kullandığım ifade aynen şudur. Suriye’de nasıl bir yönetim oluşacağına Suriyeliler kara verir, Kürtler, Araplar, Türkmenler, hepsi birlikte karar verir. Suriyelilerin kararına da Türkiye saygı gösterir. Biz kimseye bir yönetim dikte etmeyiz, etmemiz de doğru değil. Türkiye’nin tek kaygısı ve haklı kaygısı bu konuda böyle her hangi bir yönetim değişiminde ve yapısal değişimde Türkiye’ye dönük bir terör saldırısı ihtimali, terör tehdidinin olmamasıdır. Türkiye’nin sınır bölgesinde Suriyeli Kürtlerin kaderini ne bir örgüte ne de dış güçlere bırakmayacak şekilde onlarla yakın temas içinde olmamız ve Suriye’nin bir geçiş süreci içinde kendi geleceklerini tayin edecekleri bir kararı almaları gerekir.
CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI SORUSU
Bir gazetecinin Cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili her iki lidere de “Tek aday mı başarılı olur yoksa birden çok aday mı ilk turda başarılı olur?” sorusunu yöneltti.
“BİR ADAY BELİRLENİRSE BUNUN DAHA İSABETLİ OLACAĞINI DÜŞÜNÜRÜM”
Karamollaoğlu soruya şu yanıtı verdi:
* Meral hanımın ortaya attığı teklif bence daha makul bir teklifti, öbürü de olabilir. Geçen dönemde hemen hemen farklı her parti farklı adaylar çıkardılar. Şimdilik benim kanaatim şu anda eğer bir araya gelinip de bir teklif, üzerinde ittifak sağlanan tabi bir aday belirlenirse bunun daha isabetli olacağını düşünürüm. Fakat biraz erken onu da ifade edeyim. Biz bu tür konularda seçim satı mahalline girilmeden çok fazla spekülasyona sebep olacak ifadeler kullanmayı doğru bulmuyorum.
“HEPSİ DÜŞÜNÜLEBİLECEK, HEPSİ MASADA OLACAK HUSUSLAR”
Siyasetin saf matematiksel bir süreç olmadığını daha çok psikolojik bir süreç olduğunu vurgulayan Davutoğlu ise soruya şu yanıtı verdi:
* Siyaset saf matematiksel bir süreç değildir, daha çok psikolojik bir süreçtir. Yapılan her türlü matematiksel hesap, toplumsal değişimi tetikleyen bir psikolojiyle alt üst olur. Bugünkü iktidarın en zaafı siyaseti, mekanik, matematiksel bir iktidar oyununa çevirmiş olması ve halktan kopmuş olması. Öyle bir hızlı değişim dalgası geliyor ki bu dalganın tesir etmeyeceği hiçbir husus yok.
* Cumhurbaşkanlığı adaylığı meselesi de böyle bir husustur. Hepsi düşünülebilecek, hepsi masada olacak hususlar. Ama süreç dinamik ise statik cevap olmaz. Dinamik bir süreç var. Şu anda vereceğiniz statik bir cevap, tek aday olsun ya da 3 aday olsun, 5 aday olsun gibi cevaplar gelecekteki dinamik bir sürece karşılık bulmayabilir.
* Siz de kendinizi bağlamış olursunuz. Ayrıca erken bir şekilde Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmaları aslında ittifakın ve Cumhur İttifakı’nın muhalefette bir ihtilaf arayışının ihtilaf körüklenmesinin bir parçası. ‘Nasıl olsa bizim adayımız belli Sayın Erdoğan Cumhur İttifakı olarak. Muhalefet içinde ne kadar çok tartışma çıkarsa iç ihtilaflar büyür’ düşüncesine yol açıyor. Günü geldiğinde bunların hepsi konuşulur.
“CUMHUR İTTİFAKI BU ŞEKLİYLE DE BİZİM İÇİN BİR İTTİFAK ALTERNATİFİ ASLA DEĞİLDİR”
Cumhur İttifakı’na katılma şartları konusuna yönelik soruya Davutoğlu ve Karamollaoğlu şu cevabı verdi:
Davutoğlu: Cumhur İttifakı ile bizim herhangi bir ortak yönümüz, aramızda herhangi bir kanal yoktur ve Cumhur İttifakı bu şekliyle de bizim için bir ittifak alternatifi asla değildir. Ama görüşmek mi, görüşürüz. İyi bir iş yaparlar mı? Doğru bir adım atarlarsa ona da iş birliği anlayışı içinde destek veririz. Doğru bir adıma yanlış diyecek gibi bir kategorik muhalefet yapmayız. Ama şu haliyle Cumhur İttifakı ile her hangi bir ortaklığa zemin teşkil edecek her hangi bir özellik söz konusu değil.”
“MÜHİM OLAN PRENSİPLERDE İTTİFAK EDEBİLMEK”
Karamollaoğlu: Geçtiğimiz yıllarda da aynı cevabı vermiştim. Biz Cumhur veya Millet ittifakı diye bir ayrım yapmıyoruz. Cumhur İttifakı bugüne kadar ki yanlışlarından döner, biz sizinle aynı fikirleri paylaşıyoruz derse, bunu da adaylarıyla ortaya koyarsa orada veya burada olmak mühim değil. Mühim olan prensiplerde ittifak edebilmek.
* Bunu keskince ifade etmek; ‘biz görüşmeyiz dememek için’ böyle ifade ettim. Görüşürüz ama onların yanlışlarına destek verecek manasına gelecek hiçbir tavrı sergilemeyiz. Cumhurbaşkanı adayımız, toplumun seçeceği, kabul edeceği ilk turda seçimi kazanacak bir aday olması lazım. Biz her türlü mükemmel vasfa sahip, ama halkın tasvip etmeyeceği bir adayla bir yere gidilmez.
ERKEN SEÇİM AÇIKLAMASI
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın yeniden adaylığı ve seçim tarihine ilişkin soruya Karamollaoğlu, “Bu konu gündemimize gelmedi, gelmesine de ihtiyaç yok. Dediğiniz doğru Sayın Erdoğan’ın tekrar aday olabilmesi belli şartlara bağlı. Bunu yaparlar mı? Şu anda bilmiyoruz. Benim kanaatim, seçimlerin vaktinden önce yapılacağı yani 2022’nin sonunda doğru yapılır yönünde. Erdoğan’ın aday olmasına yönelik engeli nasıl aşarlar bunu da zaman gösterecek. ” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu ise şu cevabı verdi:
* Saygın hukukçuların hemen hemen tümü, istisnai durumlar olabilir. Sayın cumhurbaşkanın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişi esnasındaki anayasal düzenlemede özel bir şerh konmadığı için iki dönem şartının bütün dönemleri kapsadığından yola çıkarak ikinci seçilmenin ancak bir sene öncesinden meclisin yapacağı bir girişimle olabileceğine dair kanaat var.
* Bende bu kanaatin doğru olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla üzerinde her hangi bir meşruiyet tartışmalarının olmaması ve gereksiz gerilimin olmaması için doğru olan seçimin 24 Haziran 2022 tarihinden önce meclis kararıyla yapılmasının önünü açmaktır.