İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul’un ardından esnaf ziyaretleri için yeniden Ankara’daydı. Ankara’nın Kahramankazan ve Kızılcahamam ilçelerinde esnaf ziyareti yapan Akşener, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Seçim ittifakı sorulan Akşener, “Tabii Cumhur İttifakı ölümüne ittifak, mezara kadar ittifak, tek parti gibi ittifak, duygusal ittifak öyle olunca o şablon üzerinden tanım yapıldığı zaman da bizim ittifak onların sistemine benzemiyor. Bizimki gerçekçi, bizimki seçmenin taleplerine göre oluşturulmuş bir iş birliği sistemi. Biz bunu anlatmaktan yorulduk ama anlatmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“AYM kararına çok sevindim”
Akşener, Enis Berberoğlu hakkında Anayasa Mahkemesi’nin ikinci kez aldığı hak ihlali kararı için de “Çok sevindim ama yerel mahkeme ne yapacak göreceğiz” yorumunu yaptı.
“Sayın Soylu bizim kulübe hoşgeldi”
Sosyal medya üzerinden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun annesine yapılan hakaret konusundaki düşüncelerinin sorulması üzerine Akşener, “Sayın Soylu bizim kulübe hoşgeldi” dedi ve şu açıklamayı yaptı:
“Sayın Soylu bizim kulübe hoşgeldi. Şöyle bir kulüp var Türkiye’de hepimizin içinde yer aldığı, benim uzunca bir zamandır yer aldığım. Anamıza bizim sinkaflı sövüldü, benim şahsıma çok çirkinlikler yapıldı. Dolayısıyla bu sosyal medyada veya diğer alanlarda aleni, her türlü çirkinlik sövgü olduğunda kös dinlendi. Şimdi Sayın Soylu, istemezdim aynı şeyleri yaşamasını neticede bir İçişleri Bakanı. Benim devlet anlayışımda böyle bir durum olamaz. İçişleri Bakanı sosyal medyadan da şikayet edemez, canı yanmış çünkü annesi. Ana, çok saygı duyuyorum. Ama bizim kulübe hoşgelmiş. Sayın Aldülhamit Gül’ün söyledikleri üzerinden tanım yaparsam bir taraf reformcu demek ki, bir taraf reform konusunda alerji duyuyor. Biz de onu izleyeceğiz.”
“HDP ile yan yana gelmemiz söz konusu değil”
Akşener, “HDP ile herhangi bir ittifak yapmamak için farklı çözüm önerileri aradığınız yönünde iddialar var” şeklindeki soruya da şu yanıtı verdi:
“HDP ile herhangi bir yan yana gelişimiz söz konusu değil. Bu çok enteresan bir şey bir başka yün yumağı da bu. HDP 24 Haziran’da ayrı girdi, üçüncü parti olarak çıktı. Türkiye’de eğer siyaseti matematik olarak takip ederse insanlar ne olduğunu görür. Tekrar söylüyorum ayrı girdi ve üçüncü parti olarak çıktı. Herkesin buraya dikkat etmesi gerekir. Sonra yerel seçimler geldi, biz 24 Haziran’da 4 parti olarak gitmiştik. 31 Mart seçimlerinde hem Demokrat Parti hem Saadet Partisi ayrı girdi, biz sadece CHP ve İYİ Parti birlikte girdik. Biz pek çok yerde az farkla kaybetmemizin sebebi ki bunu HDP yöneticileri de söylüyor, bizim aday çıkardığımız her yerde HDP aday çıkardı ve çok asıldı. Bir başka şey daha yaptık Iğdır ve Ahlat’ta aday çıkarmadık ve şunu destekleyeceğiz bunu destekleyeceğiz demeden, dedik ki, MHP ve AK Parti ortak girecekseniz burada ayrı ayrı girmeyen ortak girin biz onu destekleyeceğiz. Bir de yol gösterdik nitekim öyle oldu. Ahlat’ta AK Parti üzerinden gösterilen ortak aday kazandı biz ona oy verdik. Ahlat’ta 700 küsur oyumuz vardı, önemli bir oydu. Iğdır’da MHP, Cumhur İttifakının adayı olarak aday çıkardı biz ona oy verdik. Şimdi çok ilginç HDP kazandı. Bütün bunları bir kenara koyup, seçim zamanı seçim esnasında konuşulur ittifaklar. Tabii Cumhur İttifakı ölümüne ittifak, mezara kadar ittifak, tek parti gibi ittifak, duygusal ittifak öyle olunca o şablon üzerinden tanım yapıldığı zaman da bizim ittifak onların sistemine benzemiyor. Bizimki gerçekçi, bizimki seçmenin taleplerine göre oluşturulmuş bir iş birliği sistemi. Biz bunu anlatmaktan yorulduk ama anlatmaya devam edeceğiz.”
Akşener, mahkeme kararıyla geri dönen Ümit Özdağ’ın yaptığı bir konuşmada “beni tekrar atacaklar” iddiasında bulunmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, “Dün biz GİK topladık, gündemde bu konuya dair herhangi bir şey yoktu. Arkadaşlarımızın iyileştirilmiş güçlendirilmiş parlamenter sisteme dair uzunca bir zamandır başlattıkları çalışmaların bir araya getirildiği ve o metnin GİK ile paylaşıldı, Pazartesi günü de milletvekilleri ile paylaşılacak. Hızlı bir şekilde onların eleştirileri, tespitleri olmalı gibi o yoğrulduktan sonra çok fazla uzatmadan sizler aracılığıyla kamuoyu ile paylaşacağımız bir çalışma yaptık” dedi.
“Erdoğan’ın aslında büyük bir gücün üstünde oturmadığı ortaya çıkıyor”
Bir savcının tehdit edilmesinin ardından siyasetin sessizlinin tartışılmasını nasıl yorumladığının sorulması üzerine Akşener, şöyle konuştu:
“Bu Cumhur İttifakı tanımımın bir parçası. Sayın Abdülhamit Gül hukukta reformdan bahsetti. Sayın Erdoğan bunun üzerine ekonomiyi söyledi. Sayın Kılıçdaroğlu tehdit edildi, tehdit edene Sayın Bahçeli sahip çıktı ve Sayın Erdoğan hiçbir şey yapmadı. Sayın Kılıçdaroğlu linç edildi, onu yumruklayan kişi neredeyse türbe haline getirildi ziyaret yapıldı. Şimdi hukuk yönünden baktığınız zaman. En son Selçuk Bey kendisinin anlattığına göre öldürülme kastıyla darp edildi. Savcı soruşturma açtı. İlginç bir biçimde savcı tehdit edildi. Bizim ülkemizde şu anda partili cumhurbaşkanlığı sistemi var. 16 Nisan 2017’deki referandumda partimiz yoktu. Ben Meral Akşener olarak diğer arkadaşlarımızla tek tek gezdik dedik ki bir kişiye de yazık bir şahsa bu ülkenin bütün yönetimini bırakmayın yanlış. Gelinen noktada bütün oklar ve bütün gözler Sayın Erdoğan’a dönmek zorunda. Çünkü dediler ki o zaman aşacağız, uçacağız, kaçacağız. Aşılmadı, uçulmadı kaçılmadı. Şimdi burada partili cumhurbaşkanı olan Sayın Erdoğan bütün bunların neticesinde ne diyecek. Savcının tehdit edilmesine ne diyecek, biz bir şey duymadık. Selçuk Beyin’in öldürülme kastıyla dövülmesine ne diyecek, Orhan Uğuroğlu, Afşin Hatipoğlu, bizim arkadaşlarımızdan, kadın kollarımızdan bizim kadınlarımızın kolları kırıldı. Şikayetler ettik hepsi beraat etti, yakalanmadı. Benim evim basıldı, beraat etti şahıslar. Bütün bunlara baktığınız zaman büyük bir gücün üstünde oturduğu varsaydığımız Sayın Erdoğan’ın aslında o kadar büyük bir gücün üstünde oturmadığı ortaya çıkıyor, ama bütün sorumluluk onundur. Çünkü partili cumhurbaşkanlığı sistemini çok istedi. Bir tavır olması gerekiyor bu tavrın olup olmadığını hep beraber göreceğiz.”
“Baraj konusunda yüzde 5’i savunuyoruz”
Bahçeli’nin baraj açıklamalarını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Saadet Partisi’ni ziyaretinin çok eleştirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz sorusuna Akşener şu yanıtı verdi:
“Niye eleştirilsin ziyaret edebilir tabii ki eski bir hukukları var. Zaten bu kadar Saadet Partisi’ne yönelik iktidar partisinin yayınlarında Saadet Partisi’nin yöneticilerine çok pis bir dil kullanılıyordu o ayıptı. Ama esas mesele şu, bugün bu ziyaretlerin nedenine siyasi olarak bakarsak nezaketin dışındaki kısımlara baktığımızda seçime yönelik büyük bir zorluk olduğunu görüyoruz. Baraj konusunda yüzde 5’i bizde savunuyoruz. Sayın Bahçeli kaça düşürmek istiyor onu bilmiyorum.”