Yazıcı, Çin’in doğusundaki Jiangxi eyaleti dağlarındaki küçük bir şehir olan Jingdezhen’e ilk ziyaretini 2009 yılında yaptı ve Jingdezhen Seramik Enstitüsü’nde seramik tasarımı alanında yüksek lisans yapmaya karar verdi.
Yazıcı, dünyanın porselen başkenti olarak tanınan kentte kısa süre önce Xinhua ile yaptığı söyleşide, “Batı ülkelerindeki porselenler hakkında bol miktarda bilgiye sahibim, porselenin doğduğu yer olan Çin’de ise Çin porseleni hakkındaki bilgi eksikliklerimi tamamlayabildim” dedi.
Mezun olduktan sonra bu şehre yerleşen Yazıcı, atölyesini de açtı.
“Şehirde hemen hemen herkes porselen işiyle uğraşıyor” diyen Yazıcı, sabahın erken saatlerinde bile porselen eserler taşıyan insanları görebildiğine dikkat çekti.
Yazıcı Jingdezhen’in, sanatçı, tasarımcı, tüccar veya ziyaretçi fark etmeksizin herkesin ustaların yardımıyla porselen üretebileceği kucaklayıcı bir şehir olduğunu söyledi.
Hayatı boyunca hayalini kurduğu, bu şehirde porselen yapma amacını gerçekleştireceğinden emin olan Yazıcı, “Burada olduğum, bu kadar çok fırsatla karşılaştığım ve bilmediğim bir ülkeye adım atacak kadar cesur olduğum için çok şanslıyım” dedi.
Tanınmış bir Türk porselen uzmanı olan Topkapı Sarayı Müzesi Porselen Koleksiyonu Müdürü Ömür Tufan ise Çin’in Jingdezhen porselenlerinin Osmanlı döneminden beri Türk çini ustalarına büyük ilham verdiğini ve Türkiye’de porselen üretiminin başlamasının yolunu açtığını söyledi.
Tufan, Xinhua’ya verdiği demeçte, Jingdezhen’de yapılmış 14. yüzyıldan kalma Seladon eserlerinin bazı özgün örneklerini göstererek, “Yüksek kaliteleri, yüksek sanatsal değerleri ve yüksek nitelikli hammaddeleri nedeniyle değerleri kat kat arttı” dedi.
İstanbul’daki Topkapı Sarayı Müzesi 12 bin parçalık Çin porseleni koleksiyonuna sahip ve bu koleksiyonun yüzde 50’sini Jingdezhen seramikleri oluşturuyor.
Tufan, tarih boyunca Osmanlı padişahlarının istekleri üzerine Jingdezhen eserlerinin sık sık Çin’den, tarihi İpek Yolu üzerinden getirildiğini söyledi.
Tufan, “14. yüzyılın ikinci yarısı ve 15. yüzyılın başlarına ait Seladon kaplar (koleksiyonun) o yörede yapılmış ender ve enfes örneklerindendir. Aynı bölgede yaratılan Yuan dönemi mavi ve beyaz seramik tabaklar ve kaseler de sarayın önemli parçalarıdır” dedi.
Bursa’nın kuzeybatısındaki İznik ilçesi, “Türkiye’nin Jingdezhen’idir” diyen Yazıcı, kentin porselen endüstrisinin 16. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar olan süreçte hızla büyüdüğünü de sözlerine ekledi.
Yazıcı, “Türkiye-Çin porselen kültürü ve ticari değişimlerinin elçisi olmaktan mutluluk duyuyorum” dedi.