ABD Başkanı Joe Biden’ın oğlu Hunter Biden’ın uygunsuz görüntüleri internete sızmıştı.
2019’da Las Vegas’ta otel odasında çekilen görüntülerde Hunter Biden’ın bir hayat kadını ile birlikte olduğu ve uyuşturucu kullandığı görülmüştü.
Evrensel yazarı Ceren Sözeri konuya ilişkin yeni gelişmeleri yazdı.
Olayların 2019’un Nisan ayında başladığını kaydeden Ceren Sözeri şunları kaydetti:
New York Post yazarı Miranda Devine’in bu skandal üzerine yazdığı “Cehennemden Gelen Laptop: Hunter Biden, Teknoloji Devleri ve Başkanın Gizlemeye Çalıştığı Gizli Sırlar” [Laptop from Hell: Hunter Biden, Big Tech, and the Dirty Secrets the Presidents Tried to Hide] kitabı şöyle başlıyor (kısaltarak serbestçe çeviriyorum):
“2019 baharında, kardeşi Beau’nun ölümünden dört yıl sonra, Hunter Biden dağılmıştı. Uyuşturucu bağımlılığı şiddetlenmişti.
Dört yıllık karısından boşanmış, ölen kardeşinin eşiyle ilişkisi sarpa sarmış, Arkansaslı bir striptizci kendisine babalık davası açmıştı. Ortakları ya hapisteydi ya da ortadan kaybolmuşlardı.
Elde ettiği servetin bir kısmı erimiş, bir kısmına da erişemiyordu. Nisan ayında babası eski başkan yardımcısı Joe Biden, devlet başkanlığına adaylığını açıkladı. İki hafta sonra Hunter Biden, laptop’unu Delaware’de bir tamirciye bıraktı ve almaya gelmedi.”
Cumhuriyetçi parti seçmeni olan tamirci John Paul Mac Isaac, Hunter Biden’ın laptop’ındaki bilgileri kurtarmasını istediğini, ancak üç ay boyunca haber alamayınca 85 dolarlık faturanın peşine düştüğünü söylüyor.
Trump’ın azil sürecine dair haberleri görünce, bilgisayarı kurtarmaya çalışırken yedeklediği yazışmalardan Burisma enerji şirketini aratıyor ve aradığını buluyor. Ardından hava kuvvetlerinden emekli albay olan babasını aradığını ve devamında FBI’ın devreye girdiğini ama aslında pek bir şey yapmadığını söylüyor.
Mac Isaac bundan sonra ‘sorumlu vatandaş’ olarak Cumhuriyetçi siyasetçileri aramaya başlıyor.
Rudy Giuliani’nin avukatı Robert Costello’nun dikkatini çekmeyi başarıyor. Devamı Succession dizisini izleyenler için çok tanıdık. Aradıkları medya kuruluşları hikayede boşluklar olduğunu söyleyerek nazlanınca, Giuliani, Costello’ya “Miranda’yı (Devine) ara” diyor.
Hikâyeye inanmakta güçlük mü çektiniz? ABD’nin ‘saygın’ medyası da şüphelendi. Seçimlerin hemen öncesinde New York Post’tun patlattığı bu haberi görmemeyi tercih etti. Facebook ve Twitter bu haberleri sansürledi.
Hatta 50’den fazla eski üst düzey istihbarat yetkilisi, Joe Biden’ın oğluna ait olduğu iddia edilen e-postaların yakın zamanda ifşa edilmesinin Rusya’nın “klasik enformasyon operasyonun” tüm izlerini taşıdığına inandıklarına dair bir mektuba imza attılar. Ama New York Times mesela o kadar inançlı değildi, sadece boşluklar nedeniyle geri durduklarını beyan etti.
Bu bir nevi Trump’tan kurtulmak için feda edilebilecek bir hikayeydi.
Peki, şimdi neden gündemde? Çünkü geçen hafta New York Times gazetesi Hunter Biden’ın yönetim kurulunda olduğu ve ayda 50 bin dolar maaş aldığı iddia edilen Ukrayna’da faaliyet gösteren Burisma şirketi ile yazışmalarının, kendisinin bilgisayarından çıktığının doğrulandığını ilan etti.
New York Post gazetesinin iddiasına göre e-mailleri içeren dosya bundan çok önce New York Times’a ulaştırılmıştı, o gün yayınlamamasının sebebi tahmin ediliyor ama neden şimdi açıklandı hem de şu başlıkla: “Hunter Biden vergisini ödedi fakat genişletilmiş federal soruşturma devam ediyor.”
FİLLER VE ÇİMENLER
Aklınıza gelen soruyu tahmin ediyorum: ‘Ne vardı o yazışmalarda?’
Bir kısmı Türkiye medyasında da haber olmuştu.
Hunter Biden’ın Ukrayna’daki şirketin yönetim kuruluna girmesi biraz da “oğlanı beladan uzakta tutma stratejisi”.
Burisma’nın Yönetim Kurulu Başkanı Vadym Pozharskyi, 12 Mayıs 2014’te Hunter Biden’a yolladığı e-mail’de Biden’ın siyasi nüfuzunu Burisma için kullanmasını talep ediyor.
Nisan 2015’te Hunter’a kendisini başkan yardımcısıyla (yani Hunter’ın babasıyla) tanıştırdığı için teşekkür ediyor ve bu elbette Joe Biden’ın oğlunun iş ilişkilerine dahil olmadığı iddiasını yalanlıyor.
Dahası, bir diğer iddia da, bu yazışmalardan yaklaşık dokuz ay sonra Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroshenko ve Başbakan Arseniy Yatsenyuk’a Başsavcı Viktor Shokin’in çekilmesi için bir milyar dolarlık ABD kredi garantisinin kullanılmasını bir tehdit unsuru olarak kullanması.
Trump’ın azil sürecinde epey gündeme gelmişti ama “reel politik” gereği, 2020 Kasımında Biden’ın seçilmesiyle birlikte geçti gitti.