Son Avrupa parlamento seçimleri, Avrupa’daki siyasi dengelerde önemli değişimlerin yaşandığını ortaya koydu. Almanya’da BSV ve Sahra Wagenknecht liderliğindeki hareketlerin başarısı, onlarca yıldır görülmeyen bir durumu gözler önüne serdi. Alman gazeteci Bijan Tavassoli, bu değişimlerin mevcut duruma duyulan memnuniyetsizliğin arttığını ve vatandaşların, ihtiyaçlarına gerçekten karşılık veren politikalar talep ettiğini belirtti.
UKRAYNA SAVAŞI VE AN’DEKİ BÖLÜNMELER
CGTN Türk’ten Erkin Öncan’ın haberine göre Tavassoli, Ukrayna savaşının Avrupa Birliği içindeki bölünmeleri artırdığını ve birliğin bütünlüğünü zorladığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
“Almanya’da farklı bir dış politika isteyen BSV gibi hareketlerin yükselişi, Rusya ile ilişkilerde daha pragmatik ve dengeli bir yaklaşım için bir itici güç olacak.”
Tavassoli ayrıca, bu hareketlerin çatışmayı azaltmak için barış görüşmelerini savunduğunu belirterek, bu durumun Avrupa ekonomisine de büyük bir baskı oluşturduğunu söyledi.
SAĞCI PARTİLERİN YÜKSELİŞİ
Seçimlerde sağcı partilerin de barış konusunu ön plana çıkardıkları için başarılı olduklarını vurgulayan Tavassoli, “İlginç bir şekilde bu, sol, sağ veya orta yol meselesi değil; NATO’nun Ukrayna’daki savaşını destekleyip desteklememe meselesiydi” dedi ve sağcı partilerin yükselişinin, ekonomik eşitsizliği ve toplumsal bölünmeyi artıran neoliberal politikalara yönelik yaygın memnuniyetsizliğin bir belirtisi olduğunu belirtti.
SOSYAL VE EKONOMİK ADALET TALEPLERİ
BSV gibi partilerin sosyal ve ekonomik adalet savunarak bu trende karşı çekici alternatifler sunduğunu belirten Alman gazeteci, “Sahra Wagenknecht ve partisi, küreselleşme ve kemer sıkma politikaları nedeniyle kendilerini geride kalmış hissedenlerle derin bir şekilde yankılanan bir platform sunuyor. Bu yeni partiler, Rusya ile barış görüşmelerinin önemini vurguluyor ve seçmenlerin daha barışçıl ve istikrarlı bir Avrupa isteğiyle yankılanıyorlar” ifadelerini kullandı.
AVRUPA KURUMLARININ ZAYIFLIĞI
Tavassoli, Avrupa kurumlarının zayıfladığına dikkat çekerek, “Farklı bir strateji, ekonomik eşitsizlikle mücadele eden ve Avrupa vatandaşlarının gerçek ve özgün temsilini önceliklendiren politikaları benimsemek olabilir” dedi. Avrupa Parlamentosu’nun yasaları değiştirme ve önerme yetkisine sahip olmadığını vurgulayan Tavassoli, Avrupa’nın bu durumu değiştirmesi gerektiğini ifade etti.
BARIŞ VE DİPLOMASİ ÖNCELİĞİ
Tavassoli, Avrupa halklarının Avrupa Parlamentosu’nda bir payları olduğuna inanmadıklarını ve bu nedenle seçim ve temsilcileriyle hiçbir bağlantı hissetmediklerini söyledi ve “En önemlisi, barış ve diplomasiyi savunma konusudur. Bu, kıta genelinde popüler olmayan yeniden silahlanma programlarına daha fazla yatırım yapılmaması anlamına gelir. Halklar, temsilcilerinin barış, göç veya diğer konular gibi önemli konularda özgürce konuşamayacaklarını hissederlerse, genel olarak demokrasiden memnun kalmazlar” ifadelerini kullandı.
FRANSA’DA YAKLAŞAN SEÇİMLER
Tavassoli, Fransa’da yaklaşan seçimlerle birlikte, ifade özgürlüğü ve barış meselesinin ekonomik konularla birlikte bu yılın sonuna kadar söylemi domine edeceğini düşündüğünü belirtti. Eski partilerin de bu meseleleri kendileri için keşfetmeye başladığını ve benzer stratejiler benimsediklerini ifade etti.