14 Ocak’ta Norveç’te Pfizer aşısı olan 23 yaşlı kişinin hayatını kaybettiğine dair haber çıktı. Yerel ilaç denetim kurumu tarafından yapılan değerlendirme sonucu, bunlardan 13’ünün ölüm nedeninin aşının yan etkileriyle ilgili olduğu belirtildi. Şu anda, Norveç’te sadece 25 bin kişi Pfizer aşısı oldu ve buna göre 23 ölüm büyük bir orandır.
Aynı gün, Almanya’da da 10 kişinin de Pfizer aşısını aldıktan sonra hayatını kaybettiğine dair bir haber çıktı. Fransa’da da bu aşıyı yaptıranlardan bir kişi öldü.
İsrail Kamu Yayın Kurumu’nun 1 Ocak’ta bildirdiğine göre 4 kişi Pfizer aşısını aldıktan birkaç gün içinde hayatını kaybetti, bunlardan 75 yaşındaki bir kişi aşılanmasından birkaç saat sonra öldü.
New York Times’ta 9 Ocak’ta yer alan bir haberde, Floridalı doktor Gregory’nin geçen yıl 18 Aralık’ta Pfizer aşısını aldıktan üç gün sonra uzuvlarında lekelerin ortaya çıktığı aşılandıktan 16 gün sonra öldüğü bildirildi.
Ancak hayatını kaydeden kişiler ele alınırken, Norveç ve Almanya gibi ülkelerdeki ilgili kurumlar, ölenlerin hepsinin daha önce de belli hastalığa yakalamış olan yaşlılar olduğuna odaklandı. “Bu aşının çok riskli olmadığı bellidir.” değerlendirmesinde bulunan Norveç tarafı, yaşanan olaya yönelik önlemde de sadece yaşlılara yönelik aşılama yönergelerini güncelledi.
Bir diğer şok edici gelişme ise, Batı’daki ana akım basın organlarının hemen hemen hepsi sessizliğini sürdürüyor. Bu, Çin gibi diğer ülkelerdeki aşıların “güvensizliği” konusundaki kışkırtmalara keskin bir tezat oluşturuyor.
Pfizer ve Alman Biotech tarafından geliştirilen ve üretilen COVID-19 aşı, şu anda dünyada toplu aşılama için en yaygın olarak onaylanmış aşıdır. Aşının etkinlik oranının yüzde 95’i bulduğu bildiriliyor. Bu nedenle söz konusu büyük ölümler dikkate alınmalıdır, ancak Batı çevreleri bu ölümlere karşı sessiz kalmayı tercih ediyor.
Rusya’daki Ulusal Epidemiyoloji ve Ulusal Mikrobiyoloji Araştırma Merkezi direktörü Alexander Gintsburg, bunun utanç verici bir olay olduğunu söyledi. Gintsburg’ göre, mRNA aşılarının güvenliği henüz tam olarak çözülmedi. Büyük miktarda yabancı mRNA insan hücrelerine girdiğinde, bağışıklık sistemi bunu bir tehlike olarak görür. 25 bin kişilik aşılama miktarı için 23 kişinin ölümü, ölüm oranın % 0,1’e eşit olduğu anlamına gelir, bu tehlikeli bir göstergedir.
Çinli tıp uzmanları, dün Global Times gazetesiyle yaptığı röportajda, Batı medyasında bununla ilgili çok az haber ve araştırma raporu olmasından ötürü, söz konusu ölümlerin aşı ile ne kadar ilgili olduğuna karar vermenin şu anda zor olduğunu ifade ettiler. Ancak Çinli uzmanlar, bir aşı için, etkinlik oranının aşılama için referans veren tek gösterge olmadığını, aşının güvenliği ve olası yan etkilerinin daha çok dikkate değer olduğunu vurguladılar.
Uzmanlar, etkili aşılar ortaya çıksa bile, dünyanın COVID-19 salgınını aniden sona erdiremeyeceğini, etkili izolasyon gibi sosyal önleme ve kontrol önlemlerinin sıkı bir şekilde uygulanmaya devam edilmesi gerektiği uyarısında bulundu.
Çin Uluslararası Radyosu