Türkiye’den sekiz medya kuruluşundan gazetecilerle, 05-14 Ağustos tarihleri arasında Çin Halk Cumhuriyeti Şinciang Uygur Özerk Bölgesi’ndeydik.
Çin’in Guangming Daily gazetesi ve Harici Medya’nın daveti ile katıldığımız gezi programı kapsamında Şinciang Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi’de; İli Kazak Özerk İli bölgesinde; Aksu bölgesinin tarihi kentlerinden Kuqa (Kuça) ve Şinciang’ın en önemli antik kentlerinden Kaşgar’da müze, camii, Budist tapınağı, tarım ve ticaret bölgelerini, çarşı pazarı gezdik. Tanrı Dağları’ndaki Kazak göçerlerin yaylalarına çıktık, geleneksel çadırlarına konuk olduk.
10 günlük gezide, Şinciang Uygur Özerk Bölgesi’nin tarihi, kültürü, ekonomisi, toplumsal yapısı, kentleşme, turizm ve terörle mücadele konularında önemli gözlemlerimiz oldu. Çin Halk Cumhuriyeti’nin batıya açılan kapısı Şinciang’dan batıya verdiği mesajları yerinde not ettik.
ŞİNCİANG: FARKLI ETNİK VE İNANÇ GRUPLARININ HARMANLANDIĞI BÖLGE
Gözlemlerimizin alt yapısını oluşturması için önce bölge hakkındaki bazı temel bilgileri aktaralım, isterseniz.
Çin idari açıdan 23’ü eyalet, 5’i özerk bölge ve 4’ü de belediye olmak üzere toplamda 32 bölgeye ayrılmıştır. Hong Kong ve Macau bölgeleri ise özel idari bölgelerdir.
Çin’in kuzeybatısında yer alan Şinciang Uygur Özerk Bölgesi, Moğolistan, Rusya, Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistan, Afganistan, Pakistan ve Hindistan olmak üzere sekiz ülkeyle komşu.
5.700 kilometreden fazla kara sınır hattına sahip olan Şinciang Uygur Özerk Bölgesi yüzölçümü bakımından ülkenin en büyük özerk bölgesi… 1,66 milyon kilometrekarelik alanı kaplayan Şinciang, Çin’in toplam kara alanının yaklaşık altıda birini oluşturuyor.
Şinciang Uygur Özerk Bölgesi’nin nüfusu 25 milyonu aşıyor. Bölgede 13 ayrı etnik grup yaşıyor. Nüfusun yüzde 60’ı azınlık etnik gruplardan oluşuyor. Uygurların azınlık etnik gruplar içindeki oranı yüzde 46.
Çin’in genelinde ise 56 etnik grup yaşıyor. Etnik grupların ülke nüfusundaki dağılımları yaklaşık olarak şöyle: Han (1,15 milyar), Zhuang (15,5 milyon), Uygur (12 milyon), Mançu (10,6 milyon), Hui (8,6 milyon), Tujia (8 milyon), Yi (7,7 milyon), Miao (7,4 milyon), Moğol (5,8 milyon), Tibetli (5,4 milyon)
Çin’deki dinsel inançlarla ilgili veriler ise yaklaşık olarak şöyle: Yüzde 74 Taoizm, Konfüçyanizm, ve dinsizler, %18 Budist, %5 Hristiyan, %2 Müslüman, %1 diğer inançlar.
MERKEZİ ÇİN İLE ŞİNCİANG ARASINDAKİ TARİHİ BAĞLARIN KALINTILARI ŞİNCİANG MÜZESİNDE
Urumçi’de Şinciang Müzesi’ndeyiz.
1959’da kurulan Şinciang Müzesi, 2005’te yeniden inşa edilerek halka açılmış.
Müzedeki tarihi eserleri, Çince anlatan ve Türkçe’ye çeviren rehberlerimize sorularımızı da sorarak ilerliyoruz.
Müzedeki 381 ulusal birinci sınıf kültürel kalıntı ve 40.000’den fazla öğe temelde şunu anlatıyor: “Tarih boyunca çeşitli etnik ve dini grupların zengin kültürünün beşiği olan Şinciang tarihsel olarak Çin’in bir parçasıdır.”
Müzedeki paha biçilmez tarihi eserleri anlatan rehberimizin, not ettiğimiz cümleleri, aynı zamanda Çin devletinin Şinciang tarihine dair görüşlerini ifade ediyor:
“Antik çağda Tanrı (Tianshan) Dağları’nın kuzey ve güneyindeki geniş alanlar Merkezi Ovalar (Merkezi Çin) ile yakın temas halindeydi.
Birleşik feodal hanedanlar Qin (M.Ö. 221-206) ve Han’ın (M.Ö. 206-MS 220) kurulmasıyla birlikte, çok etnik gruptan oluşan birleşme Çin’in tarihsel gelişiminde norm haline geldi.
MÖ 60 yılında Batı Han Hanedanlığı hükümeti, Batı Bölgeleri Sınır Komutanlığı’nı kurarak Şinciang’ı resmi olarak Çin topraklarının bir parçası haline getirdi.
Milattan sonra, Doğu Han Hanedanlığı, Wei Krallığı, Batı Jin Hanedanlığı, Sui Hanedanlığı da batı bölgeleri (Şinciang) üzerinde askeri ve siyasi idareyi yürütmek üzere garnizon komutanları ve valiler görevlendirdi.
Tang Hanedanlığı döneminde (618-907), merkezi hükümet, batı bölgelerini yönetmek için Büyük Anxi Sınır Komutanlığı ve Büyük Beiting Sınır Komutanlığı’nı kurdu.
Song Hanedanlığı’nda (960-1279), Gaochang Uygur Krallığı’nın kralı, imparatorluk sarayını “Amca” olarak onurlandırdı ve kendisini “Batı Bölgelerindeki Yeğen” olarak adlandırdı;
Karahan Krallığı döneminde de Merkezi Çin hanedanlıkları ile ilişkiler devam etti.
1884 yılında askeri ve siyasi idareyi birleştiren mekanizmayla Sinciang’da bir eyalet kuruldu. 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti kuruldu ve Sinciang barışçıl yollarla Cumhuriyet’in bir parçası oldu.
1955 yılında Sincan Uygur Özerk Bölgesi kuruldu.
“Geçmişte Sincang’da bazı krallıklar ve hanlıklar olmasına rağmen bunlar, bölgenin yerel yönetimleriydi. Bu yönetimler hiçbir zaman bağımsız ülkeler olmadılar. Bu, Şinciang’ın Çin topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu göstermektedir.”
Şinciang Müzesi’ndeki tarihi eserleri anlatan Çinli rehberimiz, bölgenin dini yapısı ile ilgili de tarihsel bir arka plan sunuyor. Şinciang’da sadece İslam inancının olmadığı, tarihsel olarak bu bölgenin bir çok dini inanca ev sahipliği yaptığını vurgulayarak şu bilgileri veriyor:
MÖ 4. yüzyıldan önce Sincan’da ilkel din yaygındı.
MÖ 1. yüzyıl civarında Şinciang Budizm ile tanıştı ve 4. yüzyıldan 10. yüzyıla kadar Budizm, Zerdüştlük, Maniheizm ve Nasturilik yaygındı.yüzyılın sonlarında ve 10. yüzyılın başlarında İslam, güney Şinciang’da yayılmaya başladı.
9’uncu yüzyılın başlarında güney ve kuzey Sincan’da baskın inanç olan İslam ve Budizm’in bir arada yaşama modeli Sincan’da şekillendi.
10’uncu yüzyılın başlarında Şinciang’da İslam’ın hakim olduğu ve birçok dinin bir arada yaşadığı bir dini yapı oluşmaya başladı.
11’inci yüzyıldan itibaren Protestanlık, Katoliklik ve Doğu Ortodoks Kilisesi Hristiyanlığı Şinciang bölgesine taşıdı.
Dini yapı o zamandan bu yana, hakim İslam’ın diğer birçok din ile yan yana var olmasıyla günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.
Bölgenin dini yapısı harmanlama ve bir arada yaşama ile karakterizedir.”
Ve, Şinciang Müzesi’ndeki bilgi panolarının birinde yazan şu cümle, Çin devletinin Şinciang politikasının özeti niteliğinde adeta:
“Şinciang, Çin medeniyetinin Batı’ya açılan bir kapısı olup, engelsiz İpek Yolu Medeniyetinin güçlendirilmesine önemli katkı sağlamaktadır.”
“ŞİNCİANG’DA 10 GÜN” YAZI DİZİSİNİN 2’NCİ BÖLÜMÜ YARIN
Erdal Emre
Yön Haber