Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Dr. Jose Bracho, Venezuela’nın efsanevi lideri Hugo Chavez’in ölümünün 10. yılında bir makale kaleme aldı.
İşte o makale:
“Hugo Chávez Frías’ın fiziksel olarak aramızdan ayrılışının onuncu yıl dönümünde, Komutan Chávez’in Latin Amerika jeopolitiğinden ve dolayısıyla dünya sahnesinden çekildiğini kesinlikle söyleyemeyeceğimizin bilincine varabilmek için Amerikamızın dünya panoramasında belirli bir ağırlığa sahip olmasından yola çıkarak, onun siyasi eylemlerinin etkisinin neler olduğunu analiz etmek yerinde olacaktır.
Amerikamızın bağımsızlığının üzerinden iki yüz yıl geçmesine rağmen, Latin Amerika ve Karayip’in gerçek bütünlüğü doğrultusunda, 1954 yılında Venezuela’nın Sabaneta de Barinas isimli küçük bir köyünde dünyaya gelen o liderden daha fazlasını yapan ve başaran başka bir lider çıkmamıştır.
Başkan Chávez, Latin Amerika’nın evrenin en eşitsizliğe maruz kalan kıtası olması yaftasından kesin ve daimî olarak kurtulabilmesi amacıyla günümüzde ve gelecekte toplumsal adaletin ve kalkınmanın hüküm sürmesi uğrunda birlik olunmasını bir tercih değil, zorunluluk olarak görülmesi gerektiğini açık ve yalın bir şekilde anlamamızı sağlamıştır. Bu hususta, Venezuelalı Öncü Francisco de Miranda ve Kurtarıcı Simón Bolívar’ın hayallerini hayata geçirerek Latin Amerika ve Karayip’in bütünlüğü için gerekli mekanizmaları tekrar ele almış, onları güncellemiş ve somut bir hale getirmeyi başarmıştır.
Hüzünlü bir günde ölümün kıyısındayken, o acı verici “Havanda su dövdüm” cümlesini zikreden Bolívar’ın, hayal kırıklığı duygusuyla içine kapanarak ölümünden sonra Chávez, Kurtarıcı’nın açtığı o yolda meşaleyi eline almış ve CELAC (Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu), PETROCARIBE (Karayip ülkelerinin Venezuela ile oluşturdukları petrol birliği), TELESUR (Latin Amerika’da bölgesel şifresiz yayın yapan merkezi Karakas’ta bulunan medya organı), UNASUR (Güney Amerika Uluslar Topluluğu), BANCO DEL SUR (Güney Bankası) ve ALBA (Latin Amerika için Bolivarcı İttifak) projelerini büyük bir başarıyla nihayete erdirmiştir. Bütün bu mekanizmalar, toplumsal adalet, daimî iş birliği, dayanışma ve bütünleyicilik temelleri çerçevesinde, kalkınmamız için başarılabilir hedefler olarak planlanmıştır.
Chávez bizlere “rekabet üstünlüğü” ve “karşılaştırmalı üstünlüğün” ötesinde, “müşterek üstünlüğü” görmeyi öğretti. Sahip olduğu büyük devlet adamı vizyonuyla, Latin Amerika’da bağımsızlıklar elde edilmesinin ardından, bölgesel liderlerin küçük çıkarlarının bizleri sürüklediği ve sadece kuzey topraklarında tasarlanan “Kader Manifestosu”nun neokolonyalist, emperyalist, sapkın ve yayılmacı ideolojisine hizmet eden geçmişteki parçalanmışlıklarımızı geride bırakarak ve var olan ideolojik farklılıkların ötesine geçerek asgari müşterekte buluşma çağrısıyla bölgenin bütün yöneticilerini bir araya getirmeyi başarmıştır.
Gerçekleştirilmesi zaruri olan bütünlüğe giden yolun önemi anlaşıldığında, “doğruların anlatılması” ve alternatif yaratıcı önerileri sunulması için sadece hükümetleri değil, aynı zamanda halkları, “ikincileştirilen” grupları, sömürülenleri, görünmeyenleri, hiçleştirilenleri ve daima ayrımcılığa uğrayanları bir araya getirmenin önemi görülmekteydi. Bu sebeple, daima büyük kapitallerin çıkarlarına hizmet eden büyük medya kuruluşlarının yoluna çıkacak bir televizyon kanalı kurulması önerildi ve böylece hedefi, hiçbir zaman kitlesel medyaya ulaşamamışların seslerini duyurmak olan ve günümüzde de aynı hedefte ilerlemeye devam eden, birden fazla kitle iletişim aracını kullanabilen bir platform olan TeleSur, 2005 yılında kuruldu.
Aynı yıl içinde, 2005’te, enerji olmaksızın ne kalkınmanın sağlanabileceği ne de gerçek bağımsızlığa ulaşılabileceği anlayışıyla önemli miktarda petrolün oldukça avantajlı şartlarda dost Karayip halklarına günlük ulaştırılmasını sağlayan bir ortaklık olan PetroCaribe kuruldu.
Üç yıl sonra, 2008’de, merkezi Ekvador’un Quito şehri olan ve temel işlevi tüm Güney Amerika uluslarının kültürel, toplumsal, siyasi ve ekonomik bütünlüğünü sağlamak olan UNASUR kuruldu.
Lula ve Cristina Kirchner gibi liderler tarafından desteklenen bir Chávez girişimi olarak Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada dışında kalan bölgenin 33 egemen ülkesinin oluşturduğu Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu (CELAC), 2010 yılında Meksika’da kuruldu ve bu örgüt, 2011’de Karakas’ta harekete geçtiği ilk günden itibaren Latin Amerika ve Karayip’in yükselmesi ve görünürlüğünün artırılmasının yanı sıra, uluslararası önemli konuların tartışılması hususunda tek sözcü konumuna geldi.
Ancak Komutan Hugo Chávez’in ebediyete kavuşmasından iki yıl sonra, 2015 yılından itibaren, Latin Amerika’da Başkan Chávez’in mirasını yok etmek hususunda sarsılmaz bir irade gösteren gerici hükümetler yükselmeye başladı. Arjantin’den 2015 yılında Macri, Brezilya’dan 2016 yılında Temer ve daha sonra, 2019 yılında Bolsonaro, Peru’dan 2016 yılında Kuczynski, Ekvador’dan 2017 yılında Lenin Moreno, Şili’den 2018 yılında Piñera, Kolombiya’dan 2018 yılında Duque, Paraguay’dan 2013 yılında Cartes ve 2018 yılında Benitez, diplomasi karşıtı ağır silahlarını ateşlemeye başladılar. Amerikamızın Birliğinin inşası ve güçlendirilmesi için oluşturulan kurum ve örgütlere saldırmak, altını oymak için Pentagon (ABD)’un danışmanlığı ve desteğiyle yeni bir plan uygulamaya koydular ve mümkün olan her yöntemle, Venezuela’yı MERCOSUR gibi örgütlerden çıkarmaya çalıştılar.
2016 yılında, Macri Hükümeti Arjantin’de TeleSur yayınını sonlandırdı.
2018 yılında, Arjantin (Macri), Brezilya (Temer), Şili (Piñera), Kolombiya (Duque), Paraguay (Cartes) ve Peru (Kuczynski) Hükümetleri, UNASUR üye devletleri arasındaki siyasi diyaloğu güçlendirmek ve Güney Amerika ulusları arasındaki toplumsal kalkınma ve iş birliğini büyütmek amacıyla Başkan Chávez’in kati isteğiyle kurulan UNASUR aleyhinde konumlanarak bu örgütten çekildiler.
Aynı şekilde Ekvador, 2019 yılında UNASUR’dan ayrıldı ve Quito şehrinin dışında yer alan bu bölgesel bütünlük kurumunun merkez binasının iadesini talep etti.
Venezuela ve Başkan Nicolás Maduro’nun meşru hükümetine karşı verilen diplomatik savaş devam etti ve 2017 yılında Lima Grubu oluşturuldu. Amaç ise aynıydı: Hugo Chávez’in mirasının Latin Amerika haritasında bıraktığı her izi silmek.
Ülkemizin derin toplumsal değişim sürecini başarılı bir şekilde sonlandırma görevini üstlenen Nicolás Maduro, Komutan Chávez’in dümeninde olduğu gemiye kaptanlık yapmış, emperyalizmin hizmetindeki laboratuvarlarda tasarlanan farklı savaş modellerinin yarattığı en çetin, fırtınalı şartlara göğüs gererek en derin denizleri geçerek bu gemiyi limana yanaştırmıştır. Devrim, dimdik ayakta durmaya, gelişmeye ve ilerlemeye devam ediyor. Hiç kimse bizi durduramayacak.
Latin Amerika sağının görkemli başarısızlığı oldukça açık. Kıtamızda Chávez’in miras bıraktığı aydınlığı karartamadılar, karartamayacaklar; çünkü, halklarımızın bütünlüğünü kimse onun gibi yükseltemedi ve hiçbir lider, tarihsel olarak dışlanmış toplumsal grupların Latin Amerika’ya katkı sağlaması amacıyla gerekli alanı yaratmak için onun kadar çaba sarf etmedi.”