İsrail, uluslararası hukuku ihlal ederek Lübnan’a saldırdı ve Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda Hizbullah yöneticisini katletti.
64 yaşındaki Hasan Nasrallah, 1992 yılında önceki Hizbullah lideri Abbas Musevi’nin İsrail tarafından düzenlenen bir suikast ile öldürülmesinin ardından Musevi’nin yerine geçmiş ve suikasta uğrama endişesiyle halka açık etkinliklerden kaçınmıştı.
Örgütün 32 yıl boyunca liderliğini yapan Nasrallah, Lübnan’ın aynı zamanda önemli siyasi partilerinden olan Hizbullah’ın milis kanadını güçlendiren bir figür olarak değerlendiriliyor.
İran’ın bölgedeki en güçlü milis grubunun lideri olan Nasrallah, Hizbullah’ın etkisini Lübnan’ın sınırlarının ötesini taşıdı.
Suriye’de 2011 yılında başlayan ayaklanmalar ve iç savaşın ardından Şam hükümetini ayakta tutmada Hizbullah militanlarının önemli rol oynadığı düşünülüyor. Nasrallah liderliğindeki Hizbullah, aynı zamanda Hamas militanlarına ve Irak ve Yemen’deki İran milislerine askeri destek sağladı.
Nasrallah’ın 2006’daki Lübnan Savaşı’ndan bu yana halka açık etkinliklerden ve telefon kullanımından kaçındığı biliniyor. Hizbullah’ın iki İsrail askerini sınır ötesi bir baskında kaçırmasıyla başlayan 2006 Lübnan Savaşı, 34 gün süren çatışmaların ardından İsrail ordusu yenilgi yaşayarak Güney Lübnan’dan çekilmek zorunda kalmıştı.
Beyrut’ta 1960 yılında doğan Nasrallah’ın, Hristiyan Ermenilerin, Dürzi topluluğunun, Filistinli Arapların ve Şiilerin yaşadığı bir mahallede büyüdüğü, İran’ın Kum kentinde 1989 yılında kısa bir süre bir medresede eğitim gördüğü ve en az üç çocuğu olduğu biliniyor. Kudüs’ün kurtuluşunu savunan Nasrallah, İsrail’i “siyonist varlık” olarak nitelendirerek, tüm Yahudi göçmenlerin geldikleri ülkelere dönmeleri gerektiğini ve İsrail Devleti yerine tek bir Filistin Devleti kurulması gerektiğini savunuyordu.
Lübnan’ın uzun süren iç savaştan çıkma mücadelesi verdiği bir dönemde, Nasrallah liderliğindeki Hizbullah, halkın ihtiyaçlarını karşılamak için hastaneler, okullar ve diğer sosyal hizmetleri içeren kurumlar inşa etmişti.
Nasrallah, 19 Eylül’de yaptığı son televizyon konuşmasında, iki haftada 37 kişinin ölümüne ve binlerce kişinin yaralanmasına neden olan telsiz ve çağrı cihazı patlamalarına ilişkin İsrail’i suçlamış, misilleme yapılacağını bildirmişti.