TCMB, TL’de yarattığı hasara rağmen politika faizini tahminler doğrultusunda dün %14’e düşürürken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın istediği faiz indirimlerinde son alanını Aralık ayında 100 baz puan ile kullandı. TCMB böylece önümüzdeki aylarda %30’u aşacağı tahmin edilen enflasyona rağmen zaten negatifte olan TL’nin reel getirisini daha da düşürmüş oldu.
TCMB son dört toplantıda 500 baz puan faiz indirirken, faiz indirimlerine başladığının ilk sinyalini verdiği Eylül ayı başından bu yana TL yaklaşık %47, sene başından beri %53’ün üzerinde değer yitirdi. Değer kayıplarının büyük bölümü son bir buçuk ayda meydana geldi.
Para Politikası Kurulu (PPK) kararında, “Kurul, politika faizinin 100 baz puan indirilerek, arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki arızi faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin ima ettiği alanın kullanımının tamamlanmasına karar vermiştir” denildi.
TCMB açıklamasında önümüzdeki aylar için de yönlendirme olarak, “Alınmış olan kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edilecek ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülecektir” denildi.
EKONOMİSTLER NE DÜŞÜNÜYOR?
Birçok ekonomist bu yönlendirmeyi ilk çeyrekte faiz indirimlerine ara verildiği ve TL’deki değer kaybına bu süreçte faiz artışı ile tepki verilmeyeceği anlamı çıkardı.
Bankacılar ise ilk çeyrekte faiz artışı yapılmayacağı için zorunlu karşılık gibi makro ihtiyati tedbirler ve zaman zaman piyasaya doğrudan döviz satış müdahaleleri ile zaman kazanılmaya çalışılacağı değerlendirmesinde bulundu.
Ekonomistler TCMB’nin çok sık yönlendirme değiştirdiğini, yeni yönlendirmenin belirsizlik içerdiğini ve bu belirsizliğin ancak TCMB’den gelecek yeni bir açıklamayla ortadan kalkabileceğini ifade ettiler.
MB NEYİ İMA ETTİ?
Bir bankanın döviz masası işlemcisi, “TCMB’nin yeni yönlendirmesi tam net olmasa da 3 ay faiz indiriminin olmadığını ima ediyor. TL’de tek yönlü ve sadece değer kaybı yönünde bir süreç yaşanıyor. Bunu ne durdurabilir diye baktığımızda faiz gibi bir sonuca ulaşamıyoruz çünkü faiz artışı bir seçenek olarak görülmemesi en önemli silahı devre dışı bırakıyor” dedi ve ekledi:
“Piyasa faizlerine baktığımızda %22 üzerinde 10 yıllık tahvil faizi görüyoruz ki bu seviyeden bile ilgi yok denecek seviyede. CDS 500 baz puanın üzerinde. Geçişkenlik etkisiyle enflasyon beklentileri %30’un üzerine çıkmış durumda. Asgari ücret, TL’deki sert kayıpları, bunların tamamı enflasyon için yükseltici etken. Bu sarmaldan nasıl çıkılacak bunun yanıtını bulamıyoruz”
Küresel piyasarda ise Asya borsaları ve dolar, başlıca merkez bankalarının bu hafta gerçekleştirdikleri toplantılarda küresel enflasyonda yükselişin yarattığı tehditlerin altını çizmesiyle gerilerken Omicron varyantına dair endişeler yatırımcıların daha da tedbirli olmalarına yol açtı.
ASGARİ ÜCRET ARTIŞI ENFLASYONU BELİRGİN ETKİLEYECEK
Üç yılın zirvesinde bulunan %21.31 seviyesindeki enflasyonda birkaç ay içinde %30’a doğru yükseliş beklenirken, TL’deki bu seneki %50’yi aşan değer kaybı da dikkate alındığında, açıklanacak asgari ücret piyasada çok yakından izleniyordu.
Asgari ücret 6 milyonun üzerinde kişiyi doğrudan ilgilendiriyor ve ülke genelinde etkisi oldukça yüksek. Asgari ücret 2021 yılında brüt 3,577.5 TL olarak belirlenmişti.
TCMB’nin 2021 ilk enflasyon raporunda yayımladığı bir değerlendirmedeki 4 farklı yöntemle yapılan hesaplamalara göre dün yapılan asgari ücret artışın TÜFE’ye yükseltici etkisi %3.5 ila %10 arasında gerçekleşecek.
Ekonomistler TCMB bulgularındaki hesaplamaların geçmiş bir dönem istihdam verilerini baz aldığını ancak daha güncel olanı gelene kadar iyi bir gösterge olduğunu belirtiyorlar.
TCMB’nin çalışmalarında, “Nominal asgari ücrete gelen %1’lik pozitif bir şok bir yıl sonunda tüketici enflasyonunu 0.06 ila 0.08 puan civarında yükseltmekte; etki büyük ölçüde iki çeyrek içerisinde tamamlanmaktadır. Çalışan kişi başına ücret tanımı esas alındığında %1’lik ücret şokuna enflasyonun verdiği tepki ise 0,10 puan civarında tahmin edilmektedir” denildi ve şöyle devam edildi:
“Analiz, ücret ve istihdam etkisini birlikte içeren toplam işgücü ödemeleri üzerinden yapıldığında, 1 puanlık pozitif şokun tüketici enflasyonunu bir yıl sonunda 0.2 puan artırdığı izlenmektedir.”
Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi ve TCMB eski başekonomisti Hakan Kara dün Twitter paylaşımında, “Asgari ücretin işverene maliyetinin %40 olarak belirlenmesi bu sene en az %40 düzeyindeki bir enflasyonun şimdiden kabul edildiğini gösteriyor” dedi.
TCMB’nin politika faizi ile benzer seyirde hareket etmesi beklenen Hazine’nin borçlanma maliyetleri ise belirgin artış eğilimlerini sürdürüyor. 10 yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizinin yıl başındaki yaklaşık %12 civarından %22.41’e kadar yükselmiş durumda.
(Reuters)