DİSK Genel başkanı Arzu Çerkezoğlu memleketi Artvin Şavşat’a yaptığı ziyaret kapsamında Cumhuriyet Halk Partisi Şavşat İlçe Başkanlığı’nı ziyaret etti. Çerkezoğlu, ziyarette başta emekliler olmak üzere ülke gündemine dair açıklamalarda bulundu.
“CUMHURBAŞKANI TARAFINDAN BİR SEFERE MAHSUS 5 BİN LİRALIK İKRAMİYE VERİLECEĞİ AÇIKLANDI BU BİLE EMEKLİLER ARASINDA BÖLÜNMEYE YOL AÇTI”
Çerkezoğlu şunları söyledi:
“Bugün memleketim Şavşat’tayım ve öncelikle bugün burada hemşerilerimle birlikte olmaktan çok memnun olduğumu söylemek istiyorum. Şavşat’ta da tabii emekli nüfusu fazla ve bugün Türkiye’de emeklilerin yaşadıkları sorunlar ve sıkıntılar gerçekten çok ağırlaşmış durumda. Türkiye’de 14 milyonun üzerinde emekli ve hak sahibi var, çalışanlardan sonra en büyük grup. Ama emeklilerin yaşam koşulları giderek daha fazla ağırlaşıyor. Özellikle de en düşük emekli aylığı diye bir ucube sistem uyduruldu Türkiye’de. Kök aylık aynı kalıyor üzerine Hazine’den tamamlamayla 7 bin 500 liralık en düşük emekli aylığıyla yaşamaya mahkûm edilen 10 milyona yakın emekli var. 2008 yılından beri yapılan düzenlemeyle AKP tarafından çıkarılan yasayla emekli maaşları böyle düştü. Böylesi bir süreçte de bütün emekli maaşlarında olması gereken, kök maaş başta olmak üzere yükseltilip düzenlenmesi gerekirken, bir takım küçük çözümler bulunmaya çalışılıyor.
İşte emekli ikramiyeleri 2018′ de böyle çıkarıldı. Ve şimdi Cumhuriyet’in 100. yılı diye bir sefere mahsus, Cumhurbaşkanı tarafından işte bir sefere mahsus 5 bin lira bir ikramiye verileceği açıklandı. Bu bile emekliler arasında bölünmeye yol açtı. Bu asla kabul edilemez. Çalışan emekliler bu kapsamın içinde değil biliyorsunuz. Bu asla kabul edilemez ve bu açık bir ayrımcılıktır.
Emeklilerle ilgili yapılması gerekenleri konuşmak adına DİSK olarak bir süre önce İstanbul’da emeklilerle bir buluşma gerçekleştirdik. Emeklilikte adalet istiyoruz, emeklilikte herkesin belli bir çalışma süresini tamamladıktan sonra emekli olmak ve aynı zamanda da emekli olduktan sonrada son nefesimize kadar insanca yaşayacağı ücret ve sosyal haklara sahip olmak hepimiz için bir yurttaşlık hakkıdır ve devletin de bunu sağlamak görevidir. O nedenle acilen bütün emekli aylıklarının yükseltilmesi, en düşük emekli aylığının en azından asgari ücret seviyesine yükseltilip kök aylık olarak kabul edilmesi ve tüm aylıkların da bu derecede yükseltilmesi ve emeklilere insanca yaşayacak bir ücret ve sosyal haklar, sağlık hakkı başta olmak üzere sağlanmalıdır. Bunun mücadelesini vermeye de devam edeceğiz.
“BUGÜN İKTİDAR BU BÖLÜŞÜM KRİZİNİN VE BU EKONOMİK KRİZİN BÜTÜN YÜKÜNÜ HER BİÇİMDE ÜCRET POLİTİKASINDAN ADALETSİZ VERGİ SİSTEMİNE KADAR BÜTÜN YÜKÜNÜ İŞÇİYE EMEKÇİYE HALKA YÜKLÜYOR”
Tabii ekonomik kriz öncelikle Türkiye’de yaşanan bu tablo bir kere tesadüf değil öncelikle onu söyleyeyim. Yani 21 yıldır ülkeyi yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarların ekonomik politikalarının tercihlerinin sonuçlarını yaşıyoruz biz. Gerçekte Cumhuriyet tarihinin en adaletsiz gelir dağılımının olduğu bölüşüm ilişkilerinin en ciddi bir şekilde hem de kötüleştiği bir süreçteyiz. Oysa bunun tam tersi mümkün. Bugün iktidar bu bölüşüm krizinin ve bu ekonomik krizin bütün yükünü her biçimde işte ücret politikasından adaletsiz vergi sistemine kadar bütün yükünü işçiye emekçiye, halka yüklüyor. Bunun tam tersi mümkün. Yani ürettiğimiz değeri hakça paylaştığımız bir ekonomi politika bir gelir politikası, adaletli bir vergi sistemi, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınan adil bir sistemi, insanca yaşayacak asgari ücret, Türkiye’nin bir asgari ücret toplumu olmaktan kurtarılması yani ürettiğimiz değeri hakça paylaşabileceğimiz bir politikayı hayata geçirmek mümkün. Yeter ki tercihler değişsin biz bunun mücadelesini vermeye devam ediyoruz. Gelirde adalet diyoruz, vergide adalet diyoruz, emeklilikte adalet diyoruz, memlekette adalet diyoruz ve bunun mücadelesini veriyoruz.
“TÜM DÜNYADA İŞÇİ SINIFININ BARIŞ TALEBİNİN DE BİR PARÇASIYIZ”
Özellikle İsrail, Filistin ve bölgede yaşananlar aynı zamanda da savaşların arttığı dünyamızda mevcut sistemin insanlık adına, insanlar adına, işçi ve emekçi sınıflar adına, kadınlar, gençler adına iyi bir şey vaat etmediği dönemdeyiz. Bütün dünya savaşların giderek yoğunlaştığı bir sürecin içerisindeyiz. Böylesi bir süreçte de İsrail ve Filistin’de yaşananlar geçekten çok ibret verici. DİSK’in bu konudaki mücadelesi, bölgedeki sendikalarla da iletişim var ve uluslararası sendikaların da parçasıyız. Biz bu konuda tüm dünyada işçi sınıfının barış talebinin de bir parçasıyız. Aynı zamanda DİSK olarak her zaman barıştan yana hem bölgede hem, ülkemizde ‘Yurtta sulh dünyada sulh’ ilkesinden hareketle aslında barış mücadelesinin, kardeşlik mücadelesinin işçi sınıfının emek ve ekmek mücadelesinin bir parçası olduğunun altını çizmek isterim. Bu nedenle, Devrimci İşçiler Sendikası olarak her zaman eşitlikten, adaletten, barıştan, demokrasiden yana bir mücadeleyi büyütmek ve bu ülkede bu topraklarda savaşların son bulduğu; eşitlik, özgürlük, adalet, barış ve kardeşlik temelinde ve demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işlediği emeğin Türkiye’si ve emeğin dünyası için yan yana omuz omuza mücadeleye devam diyoruz.”