Saymaz yazısında, “Erdoğan, Kur Korumalı TL Vadeli Mevduatı’nı (KKM) açıklamasından bir gün önce, 20 Aralık’ta “Müslüman olarak nass neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim” demekte beis görmedi. Pazartesi sabahı kur yangınına benzin döktü. Küçük yatırımcı paniğe kapıldı. Çarpıldıysa böyle çarpıldı. Aldatıldıysa, böyle. Sanki küçük yatırımcıya tuzak kurar gibi, aradan 24 saat bile geçmeden, 21 Aralık’ta Erdoğan, 1980’li yıllarda Türkiye’yi borç batağına sürükleyen Döviz Çevirmeli Mevduat (DÇM) sisteminin ikizi olan KKM’yi ilan etti. Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın 2018’de uygulamaktan vazgeçtiği KKM, iktidar için can simiti oldu. Dolar 11 TL’ye geriledi. Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar’a göre gece 1 milyar dolar bozduruldu. O saatte banka, kuyumcu ve döviz büroları kapalı olduğuna göre bu miktardaki parayı küçük yatırımcılar bozdurmuş olamaz.” ifadesini kullandı.
Saymaz şunları kaydetti:
“Geriye kim kalıyor? MB’nin arka kapıdan döviz tedarik ettiği kamu bankaları ve Nebati’nin “Aklı başında finansörler” dediği sermaye sahipleri. Nitekim MB’nin 6 milyar doları aşkın rezervi o gece eridi. Acaba 21 Aralık’ta KKM ilan edileceğini önceden bilenler var mıydı? Bu bilenler 18 TL’den döviz bozdurdu mu? Aynı anda iktidar telaşa sürüklediği küçük yatırımcıyı 15-16 ve hatta 17 TL’den döviz almaya iterek, tuzağa düşürdü. Ekonomik kurtuluş savaşı zaferle bitti de, ondan mı döviz karşısında TL değerlendi? AK Partililer nasstan söz etmiyor artık. Faiz haram da TL’yi dövize bağlayarak farkı cebe indirmek helal midir? Küçük yatırımcıyı tuzak kurmanın ve milyonlarca dar gelirlinin vergisini bir avuç milyonerlere aktarmanın kitapta hükmü nedir?”