AKP, savunma sanayi ile ilgili düzenlemeler içeren kanun teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu. Teklif, gayrimenkul alım satımında alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı 750 lira, tapuda yapılan diğer işlemlerden 375 lira, noterlerde yapılan sıfır araç tescillerinde 3 bin lira, ikinci el araç alım satımında bin 500 lira, diğer işlemlerden 75 lira, limiti 100 bin lira ve üzerinde olan kredi kartlarından yıllık 750 lira Savunma Sanayii Destekleme Fonu’na katılım payı alınmasını öngörüyor. AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, “Coğrafi olarak tüm bu sıcak gelişmelerin tam ortasındayken bizim savunma sanayimizi her zamankinden daha güçlü hale getirmemiz lazım” dedi.
AKP, Savunma Sanayii Destekleme Fonu’na ilave kaynak yaratılmasını öngören kanun teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu. AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, teklifle ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:
BİR SONRAKİ HEDEFİN TÜRKİYE OLMAYACAĞININ GARANTİSİ YOK
“Bildiğiniz gibi bir yanda; 2022’nin başında başlayan Rusya Ukrayna savaşı hız kesmeden devam ediyor. Diğer yanda 7 Ekim’de Gazze’de başlattığı katliamı gözü dönmüş bir şekilde sürdüren katil devlet İsrail’in her geçen gün genişlettiği saldırgan tavrı artarak sürüyor. Gazze’deki katliamla yetinmeyen İsrail Lübnan’ı ve İran’ı hedefe koyan bir saldırı silsilesi sürdürüyor. Bir sonraki hedefin Türkiye olmayacağının garantisi yok. Tüm bunlar yaşanırken sınırımızdaki terör koridoru kurma çabaları bitmiş değil. Coğrafi olarak tüm bu sıcak gelişmelerin tam ortasındayken, bizim savunma sanayimizi her zamankinden daha güçlü hale getirmemiz şarttır. Vekâletler savaşı, ülkeler arası sıcak çatışmalara evrilme dönemine girdi. Düne kadar her tür askeri operasyondan uzakta, farklı bir evrende gibi yaşayan İsveç ve Finlandiya gibi ülkeler bile güvenlik endişesiyle yeni önlemlere başvurmak zorunda kalıyor. Önce İskandinav ülkesi Finlandiya, Rusya sınırına 300 milyon sterlin maliyetle güvenlik bariyeri yaptı. Şimdi de Kuzey Avrupa ülkesi ve Rusya’nın sınır komşusu Norveç, Rusya ile olan 200 kilometrelik sınırına tel örgü çekmeyi planladığını duyurdu. İşte tüm bu gerçeklikte bize düşen, nasıl ki bugüne kadar dört tarafımız ateş çemberiyken ülkemize tek bir kıvılcım sıçratmadıysak, bundan sonrasında da aynısını yapıp ülkemizi güvenli liman yapmaya devam etmektir.
SAVUNMA SANAYİMİZDEKİ GÜCÜMÜZ ELİMİZDEKİ EN ÖNEMLİ KOZLARDAN BİRİDİR
İşte bu çerçevede savunma sanayimizdeki gücümüz elimizdeki en önemli kozlardan biridir. Ülkemizin gurur kaynağı olan savunma sanayimiz her geçen gün gelişmekte, yıllar önce başlattığımız projelerin sonuçları alınmaktadır. Bu projeler hava, kara, deniz ve uzayda, güçlü, bağımsız ve caydırıcı bir bölgesel güç konumuna gelmemizde çok önemli rol oynamaktadır. Geliştirilen çok sayıda projenin, aynı zamanda ihracat potansiyeli taşıması Türkiye’nin, küresel güç olma hedefine büyük katkı sağlamaktadır. Geldiğimiz noktada, ülkemiz İHA ve SİHA teknolojisinde dünyanın önde gelen 3 ülkesinden birisi olmuştur. Elektronik harp alanında dünyada öncü olan ülkemiz, kendi savaş gemisini yapabilen 10 ülkeden biridir. Savunma sanayimiz bugün 3 bin 500’ü aşkın firmasıyla ülkemiz ekonomisine en yüksek katkıyı veren sektörlerden biri haline gelmiştir. Özellikle son dönemde geliştirilen Çelik Kubbe Projesi ile ‘çok alçak irtifadan çok yüksek irtifaya’ ve ‘çok kısa menzilden uzun menzile’ kadar uzanan tehditlere karşı hava sahamızın tamamını kapsayacak bir ‘güvenlik şemsiyesi’ inşa edilmesini sağlayan füze savunma sistemi ile Türkiye bu alandaki hedefine kararlı adımlarla devam etmektedir.”
YAPILAN YATIRIMLARIN PARASAL BÜYÜKLÜĞÜ HEPİMİZİN MALUMUDUR
Güler, teklifin detaylarıyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Fonun en önemli kaynağını, genel bütçe vergi gelirlerinden düzenli olarak ayrılan paylar oluşturmaktadır. Halen Savunma Sanayii Destekleme Fonu’na; gelir ve kurumlar vergisi tahsilat toplamı üzerinden yüzde 6, veraset ve intikal vergisi tahsilat toplamı üzerinden yüzde 25, motorlu taşıtlar vergisi tahsilat toplamı üzerinden yüzde 20 oranında pay ayrılmaktadır. Bunun dışında Fonun, bütçeden bu maksatla ayrılan ödenekler, Milli Savunma Bakanlığı bütçesinden modern silah, araç ve gereçler için ayrılan ödeneklerden yapılan aktarmalardan oluşan ve diğer bazı gelir kalemleri de bulunmaktadır. Yapılan yatırımların parasal büyüklüğü hepimizin malumudur. Savunma sanayine yaptığımız bu son derece önemli yatırımlarımıza ihtiyaç duyulan ilave kaynağın oluşturulması amacıyla hazırladığımız Savunma Sanayii ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’ni bugün Meclis Başkanlığı’na sunuyoruz.
Teklif ile, Fon kaynaklarını artırmak amacıyla; vergi beyannamelerinden, gümrük idarelerine verilen beyannamelerden, sosyal güvenlik kurumlarına verilen beyannamelerden alınan damga vergisi tutarı kadar, yıllık gelir vergisi beyannamelerinden ise damga vergisi tutarının yarısı kadar, gayrimenkul alım satımında alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı 750 lira, tapuda yapılan diğer işlemlerden 375 lira, Noterlerde yapılan sıfır araç tescillerinde 3 bin lira, ikinci el araç alım satımında bin 500 lira, Diğer işlemlerden 75 lira, limiti 100 bin lirası ve üzerinde olan kredi kartlarından yıllık 750 lira Savunma Sanayii Destekleme Fonu’na katılma payı alınmasına ilişkin düzenleme yapıyoruz. Yine tahsilatından Fona pay verdiğimiz Motorlu Taşıtlar Vergisi’nde de bir düzenleme yapıyoruz. Halen vergilendirilmeyen motor silindir hacmi 100 santimetreküpün altında olan motosikletlerle motor gücü 6 kW ve altında olan motosikletleri de motorlu taşıtlar vergisinin kapsamına alıyoruz. Bunları da tarifenin en düşük tutarı ile vergiliyoruz. Özel Tüketim Vergisi’nde de dronları ve ÖTV matrahı 5 bin TL üzerinde olan kol saatlerini verginin kapsamına alıyoruz. Son olarak da Samsun ilimizde bir Organize Sanayi Bölgesi kurulmasını sağlayacak düzenleme yapıyoruz.”
BİZE BÖYLE BİR FARKINDALIĞIN OLUŞABİLECEĞİNE DAİR HENÜZ BİR RAPOR ULAŞMADI
Abdullah Güler, teklifle elde edilecek kaynağın 70- 80 milyar arasında olmasını beklediklerini ifade etti. 2024 ve 2025 yıllarında emekli olacaklar arasında oluşacak maaş farklarına ilişkin yapılacak çalışmaya dair bilgi veren Güler, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“2024 yılı içerisinde emekli olacaklarla 2015 yılı veya sonrasında emekli olacaklar arasında enflasyondan kaynaklı olarak maaş farklılıkları doğar mı gibi bir endişe üzerine çalışma yapıldı. Geçmiş yıllardaki maaş bağlama kriteri, usullerine göre aynı şekilde devam ediyor. Şu anda o dediğimiz riskler bir duyum şeklinde kalmış durumda. Bize böyle bir farklılığın oluşabileceğine dair henüz bir rapor ulaşmadı. Bizim mali, sürdürülebilir bir emeklilik sistemimizi mutlaka önümüzdeki dönemlerde hem bütçe yükünü azaltmak noktasında inşa etmemiz lazım. Gelişmiş ülkelerin nasıl bir emeklilik sisteme varsa onlara da benzer şekilde bir emeklilik sistemini mutlaka dengeli, adil, sürdürülebilirliği olan bir sistemi inşa etmemiz lazım.”
Teklifin önümüzdeki hafta Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ele alınması bekleniyor.
KAYNAK: ANKA