AKP iktidarının “Tam kapanma” diye açıkladığı kısıtlamalarla ilgili görüştüğümüz Kocaeli’den liman ve tersane işçileri, “Tam kapanmanın adı var kendisi yok” dedi. İşçiler tam kapanma denilen süreçte fazla mesaiye kaldıklarını dile getirdi.
Çanakkale Köprüsü’ne iş yapan Çimtaş işçisi, bu şartlarda iş çıkışı normalden fazla trafik olduğunu söyledi. “Tam kapanma”nın aksine fazla mesaiye kaldıklarını söyleyen Çimtaş işçisi, “Bizde tam kapanma yok, tam çalışma var. Böyle bir ortamda iş yerinde pozitif var mı yok mu bilmiyorum” dedi. İş yoğunluğundan ancak soyunma odalarında sohbet etme şansı bulduklarını söyleyen Çimtaş işçisi “Yıllardır AKP’ye oy verenler dahi iktidarın pandemi ile ilgili karalarını beğenmiyor ve doğru bulmuyor” diye konuştu. Hükümetin vatandaşın canı ve sağlığını düşünmediğini belirten Çimtaş işçisi, “Üretim durmalı, yoksa virüs bitmeyecek. Cumhurbaşkanı yarın çıkıp ‘Pandemide bile çalışan işçilere teşekkür ederim’ diyecek. Devlet işim yürüsün, bana zarar gelmesin derdinde. Kim ölmüş, kim kalmış umurunda değil” dedi.
“HÜKÜMETİN KEYFİLİĞİ VAR”
Çalışmaya devam ettikleri için virüse yakalanan işçilerin olduğunu söyleyen Evyap işçisi, “Ben yoğun çalışıyorum. İşe gidip geliyorum. Bindiğim servis farklı. Soyunma odası farklı tamam ama kullandığımız makineler ortak. Ya da bindiğim servis aracı bizden sonra tabelayı değiştirip başka fabrikanın işçisini de taşıyor. Ben ne anladım bu işten? İktidarın aldığı önlemler tamamıyla göstermelik. Aldıkları kararlar önlemlerle ilgili değil yasaklarla ilgili. Virüsü bahane ederek insanların yaşamını kısıtlıyorlar. Aslında iktidar ömrünü uzatma derdinde… Ben bu kapanmanın işe yarayacağını düşünmüyorum. 17 gün sonra yine benzer şeyler yaşayacağız” dedi. İçki yasağını sorduğumuz Evyap işçisi, “Bunun virüsle ne alakası var? İçerim, içmem kimseyi ilgilendirmez. Bu karar halkın yaşam tarzına müdahaledir. Diğer taraftan turist serbest geziyor ama bizim vatandaşa yasaklar ve cezalar var. Bunun virüsle ilgisi yok. Hükümetin keyfiliği var. İnsanların özel hayatına, özgürlüğüne müdahale edersen koltukta oturamazsın” diye konuştu. Aşı tartışmalarına da değinen Evyap işçisi, “Tüm kararlar sürü bağışıklığına çıkıyor. Kaç defa ‘Şu tarihte aşı gelecek’ dediler ortada aşı yok. Şeffaf bir süreç işlemiyor” ifadelerini kullandı.
“ÖNCELİKLE İŞÇİLER AŞI OLMALI”
Alınan onca kararın kendisini etkilemediğini, normal çalışmaya devam ettiğini söyleyen Yılport işçisi de “Limanda önlemlere özen gösterilmesine rağmen virüse yakalananların olduğunu biliyoruz. Yan yanasın, aynı araca biniyorsun, aynı yerde soyunuyorsun, vardiya farklı ama aynı araç kabinini kullanıyorsun… İş
yerleri kapanmadan çare olmaz. Tabii bizim de sorumluluklarımız yok değil, biz de dikkat etmeliyiz” dedi.
Pandemiyle ilgili hükümetin yaptığı hiçbir şeyin doğru olmadığını dile getiren Yılport işçisi, “Hükümet salgınla ilgili doğru bir şey yapmışsa bence yanlışlıkla yapmıştır. Örneğin içki yasağının pandemi ile alakası yok. Tamamıyla siyasi düşüncelerinden yasakladılar. Tam kapanmanın virüsle alakası yok, turizm için yaptılar. Aşı dediler aşı yok. Evde duran kimseye bulaştırmaz ama dışarı gidip gelen virüs bulaştırır. Ben öncelikle işçilerin aşı olmasından tarafım. İktidar biz işçileri ayak takımı, kıymeti olmayan bir kesim olarak görüyor. Askere git, vergi ver, çalış… Bizim evimize ekmek götürüp götüremememiz iktidarın zerre umurunda değil. O sadece zenginler daha zengin olsun, bu düzen böyle sürsün gitsin istiyor. Tam kapanmada işçilerin çalışmasının bu anlamalara geldiğini düşünüyorum. Hükümete oy verenler artık muhalif işçilerin söylediklerine ‘haklısın’ demek zorunda kalıyor. Çünkü yapılanları onlar da görüyor. Ben bir öfke patlaması bekliyorum. Bu bence kaçınılmaz olacak” diye konuştu.
KAYNAK: EVRENSEL