TÜPRAŞ işvereni, işçilerin toplumsal ve sosyal yaşam hakkına açıkça müdahale ederek işçinin rızası olmayan yeni vardiya düzenlemesini ve ara dinlenmelerin kaldırılması uygulamasını hayata geçirmek istiyor. İşçiler bu düzenlemeyi kabul etmezken, Petrol-İş Aliağa Şubesi bir açıklama gerçekleştirdi. Açıklamayı Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı Ahmet Oktay yaptı.
Pandemi şartlarında TÜPRAŞ işçisinin kesintisiz bir şekilde üretime devam ettiğini belirten Oktay, “Salgın boyunca 12 saatlik mesaiyle, çift vardiya sisteminde çalışarak üretimin sürekliliği sağlanmıştır. Sağlık risklerini göze alarak gösterdiğimiz bu gayretlere tüm Türkiye’nin tanık olması ve ülkemize yaptığımız bu hizmet TÜPRAŞ işçisine yeter. Görev ve sorumluluklarımızın bilinciyle çalışmaya devam ediyoruz, edeceğiz” dedi.
TÜPRAŞ işvereninin, işçinin moral ve motivasyonunu kırmak, TÜPRAŞ’ta çalışma barışını bozmak için elinden geleni yaptığını vurgulayan Oktay, “TÜPRAŞ işvereni işçilere teşekkür ettiği yazıda, işçinin itiraz ettiği vardiya ve bakım servisi ara dinlenme saatleri değişikliğini dikte etmiştir. Üstelik söz konusu değişiklikler, iş sağlığı ve güvenliği, sağlık risklerinin azaltılması ve çalışanların menfaati ile gerekçelendirilmektedir. Öte yandan değişikliklerle trafikte geçen zamanın azalacağı iddia edilirken servislerin işyerine varış saatlerinin öne çekilmesi ile bu tasarrufun işçinin yararına düşünülmediği ortaya çıkmaktadır. Vardiya ve servis saati değişiklikleri ile çalışanlar, gece saatlerinde uyanmaya ve sabah saat 05.30’da servise binmeye zorlanmaktadır” diye konuştu.
“TÜPRAŞ, fırsatçılık peşine düşmüştür”
Yapılmak istenenin salgın fırsatçılığı olduğunu dile getiren Oktay, “Bakım ara dinlenmelerinde yapılmak istenen değişiklik, mola vermeden çalışılan saatleri uzattığı için çalışan emniyeti açısından yeni riskler doğuracaktır. TÜPRAŞ işvereni, sendikamızın ve üyelerimizin itiraz ve tepkilerine kulak tıkamakta, tek taraflı bir tutum içerisinde hareket etmektedir. Bu tutumu, açık bir dayatma olarak değerlendiriyoruz. İşçilerin görüşü dikkate alınmadan vardiya saatleri ve bakım mola değişikliğinde ısrar edilmektedir. TÜPRAŞ işvereni, geçmişte Yüksek Hakem Kurulu’nun skandal kararlarının arkasına nasıl sığındıysa şimdi de salgın döneminin hassas şartlarında fırsatçılık peşine düşmüştür” ifadelerini kullandı.
Oktay açıklamada son olarak şu ifadelere yer verdi: “Ülkemizin en büyük sanayi kuruluşu, böylesi bir anlayışla, TÜPRAŞ işçisini ve onun temsilcisi sendikayı karşıya alarak yönetilemez. Ayrıca bu tür düzenlemeler, işçinin sosyal yaşamı ve ailesiyle birlikte oluşturduğu kurulu düzeni dikkate alınmadan tek taraflı bakış açısıyla gündeme getirilemez. İşvereni, 2 Aralık’ta ortaya koymayı planladığı çalışma barışı ve işletme huzurunu bozacak eylemlerinden vazgeçmeye çağırıyoruz. TÜPRAŞ işçisi, geçmişte olduğu gibi bugün de, işine ve çalıştığı işletmeye sahip çıkacak, TÜPRAŞ’ta çalışma barışını ortadan kaldıracak ve işletmenin zararına olan tüm uygulamalara karşı durmaya devam edecektir.”