Beylikdüzü Beysan Sanayi Sitesi’nde 96 gündür direnişte olan KT Deri işçilerinin haksız yere işten atılmaları ve patronun DİSK/Tekstil’in yetkisini tanımaması üzerine IndustriALL ve H&M sürece ilişkin bir denetim yapılması kararı almıştı. Denetim hem DERİTEKS, hem DİSK/Tekstil hem de KT Deri patronunun kabulüyle beraber bağımsız bir akademisyen tarafından yapıldı. Raporda, işten atılan işçilerin lehine bir sonuç çıkarken, aynı zamanda DİSK/Tekstil’in tanınması, işçilerin önündeki baskı ve engellerin kaldırılması yönünde bir öneri yer aldı.
“ALTINA İMZA ATTIKLARI RAPORA GÖRE HAREKET ETSİNLER”
Raporu açıklayan DİSK/Tekstil Sendikası Merter Şube Başkanı Asalettin Arslanoğlu, bundan sonraki süreçte fabrika yönetiminin altına imza attığı denetim raporunun sonucuna uygun hareket etmesi gerektiğini ifade etti.
Bu süreçte en büyük sorumluluğun H&M’e düştüğünü ifade eden Arslanoğlu, iki işçinin yazın sıcağında ve kışın ayazında 98 gündür sürdürdüğü direnişin hikayesini Yön Haber’e anlattı.
“Haramidere Beysan Sanayi Sitesi’nde faaliyette bulunan K.T Deri fabrikasında üç yıl önce Türk İş Konfederasyonu üyesi Deriteks Sendikası bir dönem Toplu İş Sözleşmesi imzalamıştır.
Sendikanın işveren ile ilişkileri, işçilerin sorunlarına çözüm üretmemesi ve pandemi sürecinde de fabrikada iki arkadaşlarının vefat etmesi sonrası işçiler kendi aralarında örgütlenmiş ve 15 Ağustos günü topluca DİSK Tekstil İşçileri Sendikası’na üye olmaya başlamıştır. Kanunun aradığı fabrika çoğunluğunu da üç gün içinde tamamlayan işçiler, hem patron hem de Deriteks Sendikası tarafından özetle “ya DİSK Tekstil’den istifa eder Deriteks’e geri dönersiniz ya da ekmeğinizden olursunuz, işten atılırsınız. Fabrika ya kapanır ya da buradan taşınır” şeklinde tehdit edilmiştir. İşçiler bu tehditlere rağmen DİSK’ten istifa etmeyince de 4 Ağustos günü hem işyeri baştemsilcisi (Sinan Akçora) hem de Deriteks’in üç yıl önce örgütlenmesini sağlamış olan bir işçi (Menderes Türk) işten atılmıştır.
İşten Nasıl Atıldılar?
Patron 3 Ağustos günü yanına mutfak personeli bir kadın ve bir erkeği alır, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayete gider. İddiaları “Sinan ve Menderes, mutfak personeli olan kadın işçiyi (Zeynep) DİSK Tekstil’den istifa ettiği için tehdit etti” şeklindedir. Nasıl olursa adalet 1000 km. hızla çalışır. Patronun Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet ettiği gün Sinan ve Menderes’i Beylikdüzü Karakolu’ndan bir polis memuru telefonla arar. İfade vermek üzere karakola davet eder. 4 Ağustos günü Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na yanlarında DİSK Tekstil Merter Şube Başkanı olduğu halde ifade vermeye giderler. Cumhuriyet Başsavcılığı müracaatta adlarına kayıtlı ve tevzi edilmiş bir dosya yoktur. Müracaat savcısına uğrarlar ve savcı, haklarında şikayet olduğunu, karakola gidip ifade vermeleri gerektiğini söyler. Israrlı taleplerine rağmen ne şikayet dilekçelerini gösterir ne de kimin şikayetçi olduğunu söyler.
Sendikanın hukukçularına bilgi verilir. Avukatlar Beylikdüzü Karakolu’nu arar. Karakoldan yoğunluk olduğu, bir sonraki hafta ifadeye gelmeleri bilgisini alır. Sinan ve Menderes işyerine döner.
Fabrikaya girer girmez İnsan Kaynakları’na alınırlar ve işten atılırlar. Ne disiplin soruşturması, ne soru, ne sorgu…
Kapıda, karşı kaldırımda beklemeye başlarlar. Bir saat geçmeden Deriteks Sendikası Genel Başkanı, Genel Sekreteri ve bir uzman fabrikaya gelir. İçeri giren sendikacılar önce patronla konuşur sonra da işyerindeki işçilerle konuşur. Patronun işçi atmaya devam edeceğini, işten atılacak işçilerin listesini gördüklerini, DİSK’ten istifa etmelerini isterler. Yoksa en geç yılbaşında fabrikanın ya kapatılacağı ya da İzmir’e taşınacağını da tekrar ederler.
İşçilerden birkaç kişi istifa ederse de amaçlarına ulaşamazlar. DİSK Tekstil aynı gün işten atılan Sinan Akçora ve Menderes Türk’ün yanında yer alır, kaldırıma çadır kurar ve DİSK Tekstil Genel Başkanı ve DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Kazım Doğan, Gıda İş Genel Başkanı ve DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Seyit Aslan, DİSK Tekstil Merter Şube Başkanı Asalettin Arslanoğlu çadıra gelir. Fabrikadan çıkan ve servislere binmeden önce çadır etrafında toplanan işçiler ile konuşmakta olan DİSK yöneticilerine fabrikadan çıkan Deriteks Genel Başkanı ve yanındakiler saldırır. İşçilerin ve polisin müdahalesi kavgayı önler.
O günden sonra Deriteks yöneticileri ellerini, kollarını sallayarak fabrikaya girer, üretimi durdurur, tehditlerine devam eder ama işçiler DİSK’ten istifa etmediği gibi sabah işe girmeden, çay ve yemek molalarında çadıra gelir, işten atılan arkadaşlarını ve sendikalarını ortada bırakmaz.
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı DİSK Tekstil İşçileri Sendikası’nı K.T Deri’de YETKİLİ SENDİKA olarak ilan eder ama patron bu süreci de engellemek için Bakırköy Adliyesi’nde İTİRAZ DAVASI açar. İş mahkemesi’nin “itiraz için Bakırköy Adliyesi yetkisizdir. Yetkili mahkeme İstanbul Adliyesi’dir kararı verse bile bu kararı da Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşır.
Sendika öncüsü Sinan ve Menderes’i sudan bahanelerle işten atan patron, DİSK üyesi Ömer’e kafa atan, yerlerde tekmeleyen güvenlikleri korur.
3 Ağustos günü sabah güvenlik Şahin turnike geçişinde giren herkese yeni bir maske vermektedir. BU ARADA ŞAHİN’İN MASKESİ DE YOKTUR.
Turnikeden geçen Ömer evden çıkarken takmış olduğum yeni maskesiyle bahçeye doğru yürür. Şahin’in verdiği maskeyi de alır ve poğaçasını yemek üzere cafeye doğru yürür. Arkasından “maskeni buraya atacaksın ulan” diye bağıran Şahin’e “ne biçim konuşuyorsun. Maskemi cafeteryada ki çöpe atacağım” derse de hem Şahin hem de diğer güvenlik (Onur) orada yaka paça geriye sürüklemeye başlar ve “buraya atacaksın ulan, seni öldürürüm, gebertirim, şerefsiz…” ve daha neler, neler…
Araya giren işçiler Ömer’i kurtarır. Cafeteryada pogaçasını yemek için oturmaktadır ki Şahin hızla gelir ve yeniden saldırır. Ömer’e kafa atar. Aralarındaki boğuşmayı gören diğer güvenlikte koşar (Onur) ve Ömer’i yere yatırır. Üzerine çıkarlar, tekmelerle, yumruklarla dövmeye başlarlar. Ana-avrat sinkaflı küfürler, orospu çocuğu, şeref, haysiyet küfürleri havada uçuşur. Araya giren kadınlar da yere düşer, ayaklar altına kalır. Kadınlar Ömer’i kurtarmak isteseler de erkekler müdahale etmeden kurtaramazlar.
Güvenlikler Şahin ve Onur küfürler ederek “sen artık bu fabrikaya giremezsin, defol git…” diyerek Ömer’i fabrikadan atarlar.
Ömer önce hastaneye, sonra da karakola gider ve şikayette bulunur. Onlarca işçinin tanıklığına rağmen güvenlikler korunur.
Yazın sıcağında başlayan direniş kışın ayazında devam ediyor.
Bu gün 98. gündeyiz”