Dördüncü yargı paketi ile birlikte cinsel istismar davalarında somut delil şartının getirilmesi tartışılıyor. Çocuk hakları avukatları ve aktivistleri bu yargı paketine karşı çıkıyor. Somut delil şartı ve cinsel istismar suçları ile ilgili gelişmeleri İstanbul Barosu’ndan Avukat Aşkın Topuzoğlu anlattı.
Yargı paketi ile, katalog suçlarda bir kişinin tutuklanabilmesi için somut delil şartı aranacak. Bu şartın çocuk istismarı ile ilgili davalarda neleri zorlaştıracağını düşünüyorsunuz? Ve nedir bu ‘somut’ deliller?
‘Biz biliyoruz ki delil demek ispata ilişkin vasıta demek. Somut delil ise elle tutulur görünür delillerdir. Kamera görüntüsü, fiziki bulgular gibi. İstismara maruz bırakılan çocuk için en önemli delil, beyandır. Çocukların maruz kaldıkları cinsel istismar nedeni ile içinde bulundukları psikolojik durum ve travmayı, istismarın varlığını açıklayıcı pedagog ve sosyal hizmet uzmanlarının raporları çok önemlidir. Bu raporlar aslında kuvvetli şüphe sebebinin varlığının en önemli kanıtıdır. Bu yargı paketi çocuğun üstün yararının ve haklarının korunmasını gözardı etmektedir ve fail odaklı koruma işlemlerini ön görmektedir. Ayrıca ceza hukukunda her şey delil olabilir ve delil serbestisi diye bir durum vardır. Derhal çocuk yararını esas alan çocuk merkezli bir bakış açısı ile doğru çocuk hakları kültürünü oluşturmamız lazım. Çocuklar için, bütünlüklü çocuk koruma politikalarının varlığına ve uygulamalarına ihtiyacımız var.’
Sizce bu yargı paketinde, neden çocuk dosyaları ile ilgili farklı bir düzenlemeye gidilmedi?
‘Dördüncü yargı paketinde kurum kuruluş ve alt yapıları oluşturulmadan çocuk teslimi ile ilgili düzenlemeye de yer verilecekti. Bunun anlamı kağıt üzerinde çocukların bir ebeveynden diğer ebeveyne icra yolu ile teslim edilmesi demekti. Anlatırken bile zorlanıyor insan. Bu sorunlu bakış açısı derhal düzenlenmelidir.’
‘İKİNCİL TRAVMADAN NASIL KURTARILACAK BU ÇOCUKLAR?’
‘Somut delil’ şartının, çocukların cinsel istismarı ile cinsel saldırı suçlularının tutuklanmasını neredeyse imkânsız hale getireceğini düşünüyor musunuz?
Elmalı Davası’nın bu yargı paketinin tekrar değerlendirilmesini etkilediğini düşünüyor musunuz?
‘Hayır düşünmüyorum. Düşünmek istemiyorum, çünkü Elmalı olayı çocuklar açısından bakıldığında toplumda farkındalık yaratmak açısından önemli bir olay değil. Çocuk adalet sisteminde, gizlilik ve kapalılık temel ilkedir. Biz bu iki çocuğu, yasanın düzenlenmesi için feda mı etmiş olduk? Deşifre edilmemeleri lazımdı. Biz bu yükü sırtlarına yükledik. Nasıl düzeleceklerini düşünebiliyoruz? Çocuklarla ilgili yayın yasağı var, belgelerin hiçbir şekilde açıklanmaması lazım. Bu temel ilkedir. İnsani bakış ve koruma düşünülmeli. Yaratılan bu ikincil travmadan nasıl kurtarılacak bu çocuklar? Yolda görsek tanıyacak hale geldik, iyi mi yaptık? Biz ülke olarak birçok sözleşmeye imza atmışız. Biz bu yöntemleri böyle öğrenmemeliyiz. Medya çocuklar adına farkındalık yaratmak için çalışmalı, tehdit altında hissettiklerinde ne yapılması gerektiğine dair bilgiler vermeli. İki çocuğu feda ederek farkındalık yaratmak, bu davranış olmadı.’
‘BİR GECEDE DEĞİŞİYOR YASALAR’
Önümüzdeki süreçte ne olacağını düşünüyorsunuz?
‘Ne olacağını bilemiyorum çünkü her şey çok ani oluyor. Bir gecede değişiyor yasalar. Ancak bilinen bir şey varsa, Türkiye 1989’da Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzaladı. O günden bugüne kadar neler yapıp yapmadığımızı bir kenara koyalım, şu an bütünlüklü bir politikaya ihtiyacımız var. Bu olmadığı sürece, günlük ihtiyaçlara cevap verir şekilde yapılan düzenlemeler, çocuğun yararını koruyamaz. Çocuk hakları kültürü gelişmediği sürece, çocuklar arasındaki ayrımcılığı önleyemeyiz. Mesela bütün cinsel istismar mağduru çocuklar, her ilde çocuk izlem merkezlerine gidebiliyorlar mı? Türkiye’nin her yerinde bu kurum var mı? Biz çocukları suçtan ve istismardan korumak istiyoruz deyip çocukları ağır ceza mahkemelerinde yargılıyoruz. Düşündüklerimizle metinlerimiz arasında bir tutarlılık olması lazım.’
Çocuk istismarı ile ilgili dosyalarda hangi yanlışlardan vazgeçilmeli?
‘Cinsel istismarın önlenmesi için koruyucu ve destekleyici politikaları gerçekleştirmemiz lazım. Alt yapımızı oluşturmamız lazım. Alanda çalışanların gönüllü olması ve sürekli olması lazım. Eğitimlerin alınması lazım. Biz çocukları korumak isterken onları koruyacak kurumları da tasarlamalıyız. Çocukların korunması için, ayrımcılığın önlenmesi, çocuğun üstün yararının gözetilmesi, yaşı ve gelişimi ile orantılı olarak kendilerini ifade edebilme haklarının ihlal edilmemesi gerekir.’
KAYNAK: CUMHURİYET