Anayasa Mahkemesi, gözaltında götürüldüğü polis merkezinin çay ocağında polislerin çıplak aramasına maruz kalan Rüya Ağdaş Sönmez’in “kötü muamele yasağının ihlal edildiği” iddiasıyla ilgili başvurusunu görüşerek, hak ihlali yapıldığı kararını verdi.
Anayasa Mahkemesi’nin online “Kararlar Bilgi Bankası”nda yayımlanan karar metnine göre Rüya Ağdaş Sönmez, 2016 yılında İstanbul Aksaray’da götürüldüğü Aksaray Ş.V. Ulusoy Polis Merkezi’nde çay ocağında polisler tarafından kötü muameleye ve çıplak aramaya maruz kaldı.
Uğradığı kötü muamele ile ilgili başvurduğu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “yeterli kanıt olmaması” gerekçesiyle kovuşturmaya gerek görmemesi sonrası Sönmez, 18 Aralık 2017’de Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurdu.
Anayasa Mahkemesi 3 Aralık 2020 tarihli kararında Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “Kötü muamele yasağının usul boyutuna yönelik ihlalde” bulunduğuna hükmetti ve ihlalin ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma başlatılmasını istedi.
Kararda “Başvuruda, Polis Merkezindeki çay ocağında tutulma sırasında kolluk görevlileri tarafından gerçekleştirilen kötü muamele iddialarına yönelik etkili soruşturma yapılmaması nedeniyle Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının usul boyutuyla ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Kötü muamele yasağının usul boyutuna yönelik ihlalin Cumhuriyet Başsavcılığının işlemlerinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.” denildi.
Ne olmuştu?
Mahkeme kararındaki bilgilere göre Sönmez, 9 Ağustos 2016 tarihinde İstanbul Yenikapı’da bulunan Marmaray hızlı tren istasyonunun ana girişindeki polis arama noktasından geçerken, çantasını aramak isteyen kadın polis memuru Y.T. ile tartıştı. Sönmez daha sonra kadın polis memurları Y.T. ve S.K. tarafından İstanbul Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü Aksaray Şehit Vedat Ulusoy Polis Merkezi’ne götürüldü.
Sönmez’in polis merkezinde yaşananlara dair anlatımı şu şekilde:
“…Daha sonra polis merkezine bu polislerle beraber geldik. Burada çay ocağında üst aramamı yapmak için, [Y.T.] ve [S.K.] isimli polisler, beni polis merkezinin çay ocağına soktular. Kapıyı kilitlediler, beni aralarına aldılar. [Y.T.] isimli polis memuru beni saçımdan çekip yere düşürdü. ‘Şimdi bakalım ne yapacaksın, Vatan haini diyerek’ bana hakaret etti. Sonra beni [Y.] ayağa kaldırdı, [S.] isimli polis memuruna ben tuttum diyerek ‘Vur hadi’ dedi. Bunun üzerine [S.K.] bana vurmadı, ama [Y.T.] isimli polis tutmuş olduğu kollarımı bırakarak, yüzüme tokat vurdu, daha sonra hıncını alamayıp, üstünü arayacağız diyerek, beni çırılçıplak soyunmamı istedi, bende soyundum, daha sonra iki bayan polis çırılçıplak vaziyette çöküp kakmamı istediler, bunu bana seri halde yaptırdılar. […] Daha sonra bu bayanlar beni doktor raporu için Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürdüler. Burada Y. isimli bayan tek başına doktora muayene oldu, buna rağmen ben [S.K.] isimli polis memuru ile muayeneye girdim ve bu polis yanımda olduğu içinde, tekrar başıma bir şey gelir korkusu ile bir şey anlatmadım”
Hükümet yalanladı
Türkiye’de cezaevlerinde ve karakollarda çıplak arama yapıldığı iddiaları, HDP Milletvekili Ömer Gergerlioğlu’nun Uşak Emniyet Müdürlüğü’nde kadınların çıplak arandığına ilişkin açıklamasının ardından gündeme geldi.
Hükümet, Uşak Emniyet Müdürlüğü’nde çıplak arama yapıldığı iddiasını yalanladı, cezaevlerinde çıplak aramanın ise yönetmeliklere uygun olarak yapıldığını kaydetti.