Gezi Davası’nda hapis cezası kararlarının ardından Çağlayan Adliyesi önünde adalet nöbeti başlatan Taksim Dayanışması, bugün saat 19.00’da Beyoğlu’da yapılacak protestoya çağrı yapmıştı.
Ülkenin pek çok kentinde de bugün eylem çağrıları yapıldı.
Taksim Dayanışması, Gezi davasında Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Mine Özerden, Çiğdem Mater Utku, Yiğit Ali Ekmekçi, Ali Hakan Altınay ve Şerafettin Can Atalay hakkında 18 yıl hapis cezası verilmesinin ardından, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde adalet nöbeti başlatmıştı. Dayanışma bugün 19.00’da yapılacak protesto açıklamasına da çağrı yapmıştı.
Dün geç saatlerde yapılan duyuruda, “Gezi Davası’nda verilen hukuksuz karara karşı gerçekleştireceğimiz basın açıklaması için yarın (Salı) 19.00’da Taksim’de TMMOB Makina Mühendisleri Odası önünde buluşuyoruz” ifadeleri kullanılmıştı.
‘GEZİ TUTSAKLARI ONURUMUZDUR’
Eyleme CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan, CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy TİP Genel Başkanı Erkan Baş, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, SOL Parti PM üyesi Alper Taş ve Gezi Parkı Direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan da katıldı.
Bir araya gelen eylemciler “Her yer Taksim, her yer direniş” ve “Gezi tutsakları onurumuzdur”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları atıldı.
Burada okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Hukuka güvenin iyice azaldığı, mahkemelerden adalet çıkacağına dair inancın zayıfladığı ülkemiz; Gezi davasında açıklanan kararlar sonrasında dün itibariyle ranta karşı çıkıp, doğanın talanına itiraz edenlerin, hayatımıza müdahale etme diyen milyonların sesine ses olanların, Gezi Parkı park olarak kalsın diye çabalayan mimar, şehir plancı ve avukatların ‘ağırlaştırılmış müebbet ve ağır hapis’ ile cezalandırıldığı bir ülke haline geldik.
Gezi Parkı olarak kalsın diye, Taksim Dayanışması bileşenleri ile birlikte ilk günden itibaren Mimarlar odası adına mesleki ve yasal girişimleri başlatan Mimarlar Odası Çevre Etki Değerlendirme Kurulu sekreteri mimar Mücella Yapıcı; mevcut yasa ve yönetmeliklere uymayan kararlara karşı Şehir Plancıları Odası Başkanı olarak itiraz dilekçeleri yazan Şehir Plancıları Odası dönem başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar odasının yetkili avukatı olarak Gezi Parkı’na dair bütün davaları açan ve takip eden avukat Can Atalay ile birlikte hukuksuz davada yargılanan Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin 18’er yıl ağır hapis ile cezalandırıldığı, 4.5 yıldır kanıtsız, tanıksız hapis yatırılan ve hepsinin ötesinde Gezi sürecinde parka birkaç kez uğradım diyen Osman Kavala’nın ise Gezi üzerinden ‘Darbeye teşebbüs’ gibi absürt bir itham ile ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis’ cezası aldığı bir ülkenin yurttaşları haline geldi.
‘EN TEMEL ANAYASAL HAKLARIN YOK SAYILDIĞI BİR ÜLKE HALİNE GELDİK’
Polis tutanaklarına göre en az 3.5 milyon insan Gezi’ye gelen destekleyen, mesaj atan, börek getiren, revir kuran, kütüphane yapan, yeryüzü sofrası açan, şarkı söyleyen, tiyatro sergileyen, dans eden hatta ağaçlara sarılan milyonların ‘müebbet ve ağır hapis’ cezaları, ile korkutulmaya çalışıldığı bir ülke haline geldik.
Tek adam rejiminin ihtiyaçlarına göre karar veren mahkemelerin hukuksuz, tanıksız, kanıtsız, keyfi ve tutarsız kararlar aldığı bir rejimde, demokrasinin kuvvetler ayrılığının ve en temel anayasal hakların yok sayıldığı bir ülke haline geldik.
Sadece Gezi Parkı’na değil, Kazdağları’ndan Cerattepe’ye, Kuzey Ormanları’ndan Salda Gölü’ne kadar yeşile doğaya sahip çıkan gençlerin ve çevre örgütlerinin düşman görüldüğü bir ülke haline geldik.
Gezi Parkı’na sahip çıktığı için, ‘yaşamıma daha fazla karışma’ dediği için Gezi direnişi sırasında polis şiddetiyle hayatını kaybeden katillerinin aklandığı, bu vahşete isyan edenlere hapis cezaları verilebildiği bir ülke haline geldik.
Gezi’de gür sesiyle ‘biz de varız’ diyen kadınların, LGBTİ+ bireylerin taleplerinin yok sayıldığı, cinayetlere kurban gitmelerine ses çıkarılmasının engellendiği bir ülke haline geldik.
İşçilerin ekmeğine, köylülerin ürününe sahip çıkmasının istenmediği, hayatın pahalı, emeğin ucuz olduğu bu düzenin sorgulanmasını emeğin karşılığını talep etmek için ses çıkaranların vatan haini olarak görüldüğü bir ülke haline geldik.”
KİTLEYE POLİS SALDIRDI: ÇOK SAYIDA GÖZALTI
Gezi davasına yönelik kararlara tepki göstermek için yapılan basın açıklamasının ardından İstiklal Caddesi’ne çıkan kitleye polis müdahale etti. Çok sayıda kişinin gözaltına alındı.
ANKARA’DA DA PROTESTO EDİLDİ
Sendikalar ve emek örgütleri, Ankara’da; “Gezi Davası” kararlarına karşı ortak tepki gösterdi. DİSK, KESK, TMMOB, Ankara Tabip Odası, Ankara Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası’nın yaptığı ortak açıklamada, “Arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız. Gezi direnişini, bu ülkenin geleceğine sahip çıkan demokrasi ve özgürlük çığlığını susturamayacaksınız” denildi.
DİSK, KESK, TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu, Ankara Tabip Odası, Ankara Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası, Gezi Parkı Davası’nda dün verilen kararları, Ankara Ulus’ta protesto etti. Açıklamaya; CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ve HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül de katıldı.
Protesto sırasında; “AKP’den hesabı emekçiler soracak”, “Her yer Gezi her yer direniş”, “Hükümet istifa”, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atıldı.
Açıklamaya katılan üniversite öğrencileri; üzerinde, “Biz geziciyiz siz gidici”, “Gezinin meşalesi elden ele”, “Geziyi geleceği savunuyoruz” dövizleri taşıdı.
Açıklamada “AKP’den hesabı emekçiler soracak” “her yer gezi her yer direniş” “Hükümet istifa” “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atıldı.